50.BÖLÜM"RESTORANA GEÇİŞ"

11 3 0
                                    

Bilgi: Kıyafetler örnek olarak verilmiştir yaşlarına göre düşünün üzerlerinde.

Kaan: Sende hoyuk gibi dikildin oraya bir kenara çekil be adam.

Kaan: Sende hoyuk gibi dikildin oraya bir kenara çekil be adam

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Meryem: Hımmm iyi olmuşsunuz. Alper de gelseydi gitse miydik artık.

Alper: Arkadaş hiç kimse kusura bakmasın takım elbise bana göre değil.

Alper: Arkadaş hiç kimse kusura bakmasın takım elbise bana göre değil

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Meryem: Elbise de Eylem'e göre değildi zaten bence olmuşsun.

Eylem: Ihım ben ne alaka?

Giray: Nereye gidiyorduk biz?

Alper: Restora...n...Eylem'den gözümü alamıyordum. Siyah bir insana bu kadar yakışabilir mi. O kadar güzel gözüküyordu ki bir an sadece durup onu seyretmek istedim nedenini bilmiyorum ama çok yakışmıştı ve gözlerini öne çıkarıyordu o siyahlığın içinde yemyeşil gözleri ...

Eylem:Onu biz de biliyoruz. Gözüm birden Alper'e takıldı. Diğer ikisi gibi takım elbise giymemişti ama giydiği siyah tişört ve siyah pantolon vücudunun yapısını belli ediyordu. İlk gördüğüm günkü gibi değildi. Zamanla biraz daha vücut yapısı olarak gelişmişti ve bunu bugün fark ediyordum.O kadar yaşanan olaydan sonra ilk defa sanırım doğru düzgün etrafı inceleme şansım olmuştu Herkes çok değişmişti birkaç haftada buna inanamıyordum ben bile değiştim. Siyah Gerçekten ona çok iyi gösteriyordu yani ne denilir bilmiyorum ama her neyse. Gözlerim simsiyah kömür karası gözlerine takıldı o da benim gözlerime bakıyordu.

Kaan: Bakışmanız bittiyse gidelim mi?

Eylem:Hı kim ne?

Giray: Ohoookk içmeden uçanlardansınız siz ya 😅

Alper: Haa gidelim hadi.

Meryem: Çok şükür.

... Restorana gelirler.

Eylem: restoranın çok güzel bir havası vardı manzarası çok güzel ve boydan boya camlar var. Dışarıdaki orman olduğu gibi gözüküyor ve hoş bir hava katıyor.

Giray:Şuraya oturacağız.

Meryem: Niye çekiyorsun sandalyeyi?

Nil: Sağ ol.

Eylem: Otur.

Kaan: Sandalyeyi üstüne otur diye çektim Meryem.

Giray: Rica ederim Nil.

Alper: Tamam.Benim de zaten sandalye çekme gibi bir huyum yok.

Eylem: Benim de elim ayağım var sandalye çekecek birine ihtiyacım yok.

Giray: Fısıldayarak"Taş devrinden gelme iki insanda birbirini bulmuş biraz sonra yemeği mızrakla avlayıp önümüze getirirlerse hiç şaşmam." der.

Meryem: Fısıldadığını zannederek konuşan arkadaşa diyorum. Hani neden çekiyor ki sandalyeyi çok saçma bizim elimiz ayağımız yok mu kız haklı.

Kaan: Centilmenlikten anlamayan bir kız daha.

Meryem: Belki ben düşeceğim o sandalyeye otururken sen çektin diye nerden biliyorsun Allah Allah ya centilmenlikmiş!

Giray: Şu ormanlık alanı görüyor musunuz? Bence siz oraya gitmelisiniz türdeşinizle yemek yemek sizi daha iyi hissettirir.

Alper: Artık tartışmayı bıraksanız da sizi kolunuzdan sürükleyip şuradan atmadan önce veya sizi yemeden önce bir yemek mi söylesek çünkü ben acıktım da.

Eylem: Bence de bir an önce yemek söyleyelim yoksa Giray heba olacak... Elini kaldırarak Gardaşım bi baksana!

Garson: Buyurun Efendim?

Eylem: Menüyü getir.

Garson: Hemen... Buyurun Efendim. Başka bir isteğiniz var mı?

Eylem: Yok olursa çağırırım.

Masadan kikirdeme sesleri yükseldi.

Meryem: Beni bile aştın Eylem 😄.

Giray: O nasıl garson çağırmaydı be.

Alper: Hem garson senin nereden gardaşın oluyor?

Eylem: Bizim oralarda genelde böyle söylenir. Siz çağırsaydınız o zaman. Size kalsa zaten biz yemek yemeden gideceğiz buradan bi de garson çağırma şeklime takıldılar. Hadi seçin.

Nil: Şu yan masada yenilen yemekleri görünce iştahım kaçtı ya.

Eylem: Benim de o yüzden daha yerel bir şeyler söyleyeceğim. Kıbrıs köftesi, pilavuna, salata.

Alper: Eylem'e güvenip bende aynısını söylüyorum yan masalar banada hiç de iç açıcı gelmedi .

Giray: Tamam o zaman hepimiz aynı şeyi söylüyoruz.

Kaan: Ben garsonu çağırayım. Bir bakar mısınız?

Garson: Buyurun Efendim?

Kaan: Kıbrıs kebabı pilavuna ve salata istiyoruz hepimiz.

Garson: Tamamdır Efendim hemen getiriyorum içecek ve tatlı olarak ne alırsınız?

Kaan:Eylem?

Eylem: Biz bi Lefkoşa kadayıf alalım içecek olarak da kola.

Garson: Tamam Efendim hemen getiriyorum.

Nil: Eylem eğer yediğim yemekler hoşuma gitmezse üzerine çıkarırım ve ciddiyim.

SIROù les histoires vivent. Découvrez maintenant