KURTALAN MAHALLESİ SERİSİ - 1
İnsanın hayatında kimi anlar vardı ki, bir dönüm noktası ya da sıfırdan başlangıcı olabilirdi kişinin. Tek bir durum, tek bir mekan ya da tek bir insan yeterdi. Ve tek bir duygu. Kızgınlık olabilirdi, kırgınlık belki de...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
BÖLÜM 6-KİMSE
*
Gözlerime kenetlenmiş bir çift yosun yeşili göz, karanlığın en baskın olduğu o saatler. Yıllar önce hayalini kurduğum o yakınlığı, duymak istediğim o kalp atışlarını şimdi duyuyor ve de Tibet'i tamı tamına beş yıl gecikmeli tanıyordum.
"Evet? Problem nedir?" dedim güçlükle. Çiçek gibi kokuyorduysak, ona neydi canım?
Başını sağa sola sallayıp kesik bir nefes aldı. Dili dönmüyorken adem elması halen titriyordu.
"Çiçek kokusu sever misin?"
Söylediklerime tepki vermese de bakışlarındaki yoğunluk an be an artıyordu. Başımı hızla sağa sola salladım. Kabarık, dalgalı saçlarımdan gelen o koku benim dahi burnuma dolarken gerçekten de bütün güzelliklerin vücut bulmuş hali olduğuma kanaat getirmiştim.
"Çiçek kokusundan nefret ederim." robotik, tek bir duygu barındırmayan sesinden çıkanlarla omuz silkip kollarımı göğsümde bağladım.
"Haspam." dedim burnum havada. "Çiçekler de sana bayılıyor sanki."
"Emin ol çiçeklerin sevmek gibi bir yetisi olsa benden başkasını sevemezler." o da alaylı bir bakış taktığı suratında sinir bozucu bir gülümsemeyle kollarını göğsünde birleştirip bana üstten üstten bakmaya başladı.
"Kendini beğenmiş budala."
Bunu her ne kadar kendime onun ne kadar egoist olduğunu hatırlatmak için söylediysem de söylediklerimi duyuyordu. Vişne rengine bürünmüş kalın dudaklarını dilinin ucuyla ıslatıp yutkundu.
"Gerçekler." diyen sesindeki efsun, soluma hançer niyetine batıyordu.
"Üf aman." dedim ondan çektiğim gözlerimi karanlıkta dolaştırdığım esnada. "Gecenin bir yarısı birdenbire ortaya çıkan abin sana cinsel münasebetini anlattı ve sen de buraya onun arkadaşım olup olmadığını anlamaya mı geldin?"
"Cinsel münasebet demeyelim de 'mavi gözlü, kumral bir kız tanıyor musun?' diye sordu diyelim." sokağı izleyen gözlerim sert bir bakışla buldu onu.
"Ee?" dedim devam etmesini beklerken. "Sen de irdeledin mi yani?"
"İrdeledim." dedi normal bir şeyden bahseder gibi. "Kendisini kötü hissetmiş, kızla karşılaşmaktan korktuğunu söyledi. Ben de ısrar edince olayları üstünkörü anlattı işte. Bu kadar."
