8

4.3K 808 701
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Taehyung ile sahilde dolaşarak karton bardaklardaki kahvelerimizi yudumlarken, "Sen kahve sevmiyordun." diye mırıldandım.

"Sevmiyorum zaten." dedi karton bardağın kenarını hafifçe dişleyip bana göz kırptı. "Başka bir şey alsaydın, bitki çayı falan?"

"Yok ya bunu içmiyorum zaten." dediğinde kaşlarım havalandı. "İçmedin mi hiç?"

"İçiyor gibi yapıyordum sadece." diye itirafta bulundu. Ağzım kocaman açılırken tepkime kıkırdadı. "Benimle birlikte içiyorsun sanıyordum." diye homurdanırken uzanıp bardağını elinden aldım. "Hoşlanmadığın bir şeyi içmek zorunda değilsin." dedim ve sağ köşeye doğru yönelip kahve dolu bardağı çöp kutusunun içine attım.

Yanına geri döndüğüm sırada elini cebine attı ve beni izlerken dudaklarında sergilenen minik gülüşü eşliğinde sigara paketini çıkarttı.

"Sigara mı içiyorsun?" diye mırıldandığımda gözleri hafifçe kısıldı ve paketin ağzını açmak üzereyken duraksama yaşadı. "Sigara çok zararlı."

Başını beni onaylarcasına salladı. "Çok haklısın, paket Hansol'undü zaten ben de kalmış."

"Normalde içmiyor musun yani?" Onu hiç sigara içerken görmemiştim. "Ara ara içerim, tiryakisi değilim anlayacağın." dedi boğuk sesi. "Çok sevindim." diye mırıldandığımda az önce yöneldiğim köşeye temkinli adımlarıyla ilerledi ve paketi gözlerimin önünde çöp kutusuna fırlattı.

Dudaklarım beğeniyle bükülürken kahvemden bir yudum daha alıp karton bardağı iki elimle sıkıca kavrayıp ilerlemeye kaldığım yerden devam ettim. Tek bir lafımla sigara içmek yerine atmış olması hoşuma gitmişti doğrusu. 

Taehyung hemen bana yetişip yanımda yürümeye başladığında, "Taehyung..." diye ona seslendim. "Hmm?"

Ellerini ceplerine tıkıştırarak bakışlarını yüzüme sabitledi. "Ben dün veterinere uğradım." Gözlerindeki bakışları sözlerimi işitmesiyle birlikte anında ciddileşirken, dudaklarında yer edinen o tembel gülüşü usulca silindi.

"Öğrendin..." dedi hırıltılı bir sesle başını hafifçe önüne eğip bakışlarımızın temasını kopararak gözlerime bakmaktan kaçındı.

"Keşke gerçekleri söyleseydin." diye hayıflandım.

"Üzülecektin, üzülmeni istemedim. Çünkü yaşama tutunduğunu duymaya ihtiyacın vardı, o gün feci dağılmıştın. Yanında olan ve o hâlini gören kişi bendim. Bu acı gerçekle yüzleşmeni bencilce istemedim."

"Beni düşündüğün için teşekkür ederim, söylediğinin gerçek olmasını her şeyden çok isterdim, yani şu anda o zavallı kedinin yaşama tutunmaya devam etmesini..." dedim alçak bir sesle. Gözlerim dolmuş ve burnumda derin bir sızı belirmişti. Sesimin titrememesi için çabalamış olsam da sanırım başaramamıştım.

"Üzülme... Belki o kediye çarpıp kaçan adam da cezasını bulmuştur, hatta belki onu da aynı şekilde araçla ezmişlerdir." dediğinde kaşlarım havalandırarak yüzüne baktım. "Nasıl yani?" diye fısıldadım.

"İhtimal diyorum, belli mi olur belki başına bir şeyler gelmiştir biz görmediğimiz için bilemeyiz ki." dediğinde başımı salladım. Yüzüm asılmış ve moralim yerle bir olmuştu. O kedinin çırpınarak can havliyle kaçışını asla unutamıyordum.

Taehyung parmak uçlarıyla yanaklarıma doğru uzandı ve dudaklarımın kenarlarından iki yandan çekiştirerek gülümsememi sağlamaya çalıştı. 

LOVE YOU DANGEROUSLY • TAEKOOKWhere stories live. Discover now