İyi geceler, balım.

397 46 10
                                    


Sirius'un suçsuzluğunu öğrendiğimizin üzerinden 2 hafta geçmişti, O günden sonra; Sirius'a yemek ayırıyordum, Sirius'u gizlice durması için küçük bir yer ayarlamıştım, Remus'ta onun için temiz kıyafet veriyordu..

Remus'un Sirius konusunda bir şey yapmasına pek izin vermiyordum çünkü bir şey olursa,eğer öğrenirlerse, Direkt Remus'u suçlayacaklardı ve Remus onlara onun suçsuz olduğundan bahsettiğinde inanmayacaklardı.

Bu yüzden her şeyiyle ben ilgilenmeye çalışıyordum, Sirius'un arkadaşı olarak bilinmediğin için bana inanma ihtimalleri daha fazla idi.

Akşam yemeği çoktan geçmişti, şu an ise üzerine domates sosu döktüğüm mükemmel pantolonumu temizlemeye çalışıyordum.

En sonunda pes ettiğimde üzerime tatlı bir etek geçirdim ve biraz üzerimi başımı düzelttim. Yasak saate daha çok vardı o yüzden Remus'un uyumadığını düşünerek odasına doğru ilerledim.

Koridorlarda pek öğrenci bulunmamaktaydı, bende bunu garipsemeyerek Remus'un sınıfına vardım, Kapıyı tıklattıktan sonra açıp başımı kapıdan gösterdim.

"Remmy? gelebilir miyim?" Onu masasında birkaç kağıdı okurken yakaladığımda başını kaldırıp bana baktı. "Gel, Nana." Başını geri kağıtlara gömdüğünde içeri girip yanına ilerledim.

Sandalyesinin tam yanında durup kağıtlara doğru baktım, "Birimizin çok işi var galiba.." Başını kaldırmadan, "Evet..." Önündeki kağıtlara çatık kaşlarla bakarken çok tatlı görünüyordu.

Eğilip dirseklerimi masaya yasladığımda kağıtları inceliyordum. Remus, kağıtlara bakıyor ve puanlama yapıyordu, yanlış bir cevap gördüğünde didik didik edip her yerden puan vermeye çalışıyordu.

Öğretmenliği çok güzel, En sevdiğim öğretmen türü!! O değerlendirme yaparken bende onu izliyordum, Biraz daha zaman geçtiğinde önündeki sınıfın kağıdını bitirdi. Kayan sandalyesinde kendini geriye doğru itti ve arkaya dönüp başka bir sınıfın kağıdını aldı.

Eğildiğim yerden kalkıp masasına oturdum, o ise kendini geriye doğru itip masaya döndüğünde olduğum pozisyona baktı. Ardından bana bakarken elindeki dosyayı açıyordu, kağıtlara geri döndüğünde onu izliyordum. Eğer olduğumuz pozisyonu daha da çok açıklarsam, şu an baktığı kağıtların tam yanında oturuyordum.

Gözümü ondan ayırdım ve birazda etrafta gezdirdim, Bacaklarımı sallarken dizimdeki derin yaraya baktım -ki hogwartsın ikonik merdivenlerinden düşmüştüm- Yaramla oynarken biraz daha zaman geçmişti.

"Yaranla oynama, daha kötü olur." Gözü hâla masasındayken konuştuğunda ona baktım, "Acımıyor ki." Bana baktığında gözlerindeki gözlüğü burnuna doğru indirdi ve ardından biraz geri çekilip dizime baktı.

Sandalyesini benim olduğum tarafa kaydırdı ve tam önümde durdu, Arkama uzanıp ilk yardım çantasını aldı. Çantayı dizine koyarken dizimi inceledi ve bakım yaparken, "Nereden düştün de bu kadar derin yara yaptın?" Bana bu soruyu yönelttiğinde cevaplamak istemedim, utanç verici.

Cevap vermediğim için kaşlarını merakla kaldırdı ve bana baktı, elindeki mendili dizime bastırmaya devam etti. "Merdivenlerden düştüm." cevapladığımda dizime bakmaya başladı.

En sonunda dizime küçük bir yara bandı taktı, "Teşekkür ederimm." Ona tatlıca Teşekkür ederken geldiğimden beri ilk kez gülümsedi.

"Bitirdin mi kağıtları?" Onu işinden alıkoymamak için soru sordum, "bitmedi ama sonra devam edeceğim." dediğinde gülümsedim.

Elini bacağıma koyarken, "Çikolata ister misin?" diye sordu. "Olurr." Onu onayladığımda arkamı işaret etti. İşaret ettiği yere baktığımda çikolatanın orada olduğunu gördüm, oradan alıp Remus'a doğru uzattım.

Elimden aldığında çikolata paketini açtı ve ısırmam için ağzıma doğru uzattı. Çikolatayı ısırdığımda gülümsedi -Kesinlikle çok tatlı görünüyordum 💁‍♀️-
ısırdığım çikolatayı bu sefer kendisi ısırdı...

Ayaklarımı sandalyesine koyduktan sonra sohbet etmeye devam ettik, biraz daha konuştuktan sonra yorulduğumu hissettim.

"Artık gitsem iyi olucak.." Masadan inmek istediğim için Remus'un sandalyesini geriye doğru ittim ve kalktım.

"Gitmesen iyi olurdu ama nasıl istersen.." dediğinde gülümsedim, "Bak bunu demeni bekledim." Kendimi kanepeye attım.

Kahkaha atarken bende kahkaha atmaya başladım, "Tamam tamam.. gidiyorum." Dediğimde beni onaylamadı.

"İzin vermiyorum!" Ayağa kalkıp kapıya doğru giderken, "Patron sensin ama bu saatte burada olmam bir tık yanlış anlaşılabilir.." dedim.

"Yok, gitme." Tamam gitmiyorum! Bana o gözlerle baktığında gidesin gelmiyordu, "Eğer burda uyursam bana kızma!" Dediğimde gülerek beni kendine çekti, kanepeye oturduktan sonra sohbetimize devam ettik..
  
                                 ~

Remus'un ağzından,

Luna'ya gençlik anılarımı anlatırken çok eğleniyorduk, Her kelimemde başını sallayıp gülüyordu ve bunu çok içten yapıyordu. Gülümsemesi bana gülleri hatırlatıyordu...

Ona en sevdiğim anılarımdan birini anlatırken zaman epey geç olmuştu, Luna'ya döndüğümde çoktan uykuya daldığını ve hafiften üşüdüğünü gördüm.

Onu gülümseyerek izliyordum çünkü o beni çikolata kadar mutlu ediyordu, en sonunda onu kucağıma alıp yatağıma götürdüm, Üzerindeki kısa etekle yatmasını istemediğim için bir tane pijama takımımı yatağa koydum.

Hafifçe onu sarsarak, "Luna.." dedim. Gözlerini yavaşça araladığında kaşlarını çattı. "Üzerini değiştir, buraya bıraktım, giy tamam mı?" diye söyledim, Beni onayladığında odadan çıktım.

Geri girdiğimde ise üzerini değiştirmiş ve tekrar uyuyakalmış bir biçimde buldum, yanına ilerleyip üzerindeki yorganı düzelttim, Alnına küçük bir buse koyarak, "İyi geceler, balım." dedim...

Ardından bir battaniye alarak kanepeme ilerledim, pijamalarımı giydikten sonra uykuya dalmak için yattım.

                                ~

iyi geceler Remus ve ben.

Arada duyuru paylaşıyorum ve sizlere birkaç şeyde sormak istiyorum ama beni takip etmiyorsunuz, takip ederseniz ve duyurularıma bakarsanız mutlu olurum.

My kind of love •Remus LupinWhere stories live. Discover now