Aritmansi dersi pt.2

412 47 8
                                    

Gerekli malzemeleri aldıktan sonra öğrencilerle kek yapmaya hazırdım, elimdeki eşyalarla sınıfa girdiğimde Remus öğrenciler ile gülüşerek konuşuyordu. Beni gördüğünde direkt kalkıp yanıma geldi ve elimdeki eşyaları taşımama yardım etti.

"Evet çocuklar, şimdi toplaşın bakalım kekimizi beraber yapacağız." dediğimde öğrenciler masanın etrafında toplaştı. Remus yanıma gelip kabı tam ortaya koyduktan sonra kulağıma doğru, "Görelim bakalım güzel aşçımızı." dediğinde gülümseyerek ona baktım.

Yumurtaları kırdıktan sonra Hufflepuflı bir çocuğun sorusunu sormasını dinliyordum, bana kelebeklerin neden bu kadar hızlı öldüğünü ve neden bu kadar mutsuz olduklarından yakınıyordu, acayip tatlı gözüküyordu.

Ona cevap verirken, "Elin yorulmasın ver ben karıştırırım.." Remus elimden kabı aldı ve bende gülümsedim, Her yerde beni düşünme şekli çok tatlıydı. Hermione ile göz göze gelince o, bana imalı bir şekilde güldü ve ben ona oyuncu bir tavırla kaşlarımı çattım.

Remus, keki karıştırırken çok tatlı oluyordu ve bu anı çekmek istiyordum. Öğrenciler, Remus'a soru sorarken gizlice odamdan fotoğraf makinemi aldım. Yanlarına gittiğimde Remus 'Bir şey mi oldu?' gibi bakarken bir şey yok dermiş gibi başımı salladım.

O kabı karıştırırken hemen fotoğraf makinem ile onu çektim, Makinenin sesini duyduğunda başını sese doğru kaldırdı ve onu çektiğimi fark ettiğinde utançla güldü.

Fotoğrafı elime aldığımda alayla, "Sonsuza kadar saklayıp bununla dalga geçicem." dedim. O ise buna karşılık olarak kahkaha attı, Öğrenciler de bir o kadar mutlu gözüküyordu.

Sıra sıra hepimiz keke yardım ederken bazen ben onları bazen de onlar beni çekiyordu, "Profesör Stark, lütfen Prf. Lupin ile poz verin." Hufflepuflı kelebeklere üzülen çocuk isteğini söylediğinde Remus ile poz verdim.

Bizi çektikten sonra çıkan resmi bana uzattı ve elime aldığımda gülümsedim, Remus'ta bakmak için eğildiğinde o da gülümsedi..

Keki yapmaya devam ederken hem sohbet ediyor hem de gülüşüyorduk, güzelce eğlenmemiz ve bunun içinde Remus'un olmasıda çok güzeldi. "Şimdi unu uzatır mısınız bana?" dediğimde Luna unu bana uzattı, unu aldığımda 2 bardak kadar koydum.

Birden biri burnuma un buladığında şaşkınca elin sahibine baktım, Onun remus olduğunu görünce güldüm, karşılık vericektim ama öğrenciler olduğunu hatırlayınca vazgeçtim. Ona karşı gözlerimi kısıp dilimi gizlice gösterdiğimde bana sırıttı.

"Luna keki benim için karıştırır mısın?" dedikten sonra Luna dediğimi yaparak karıştırmaya başladı. Hermione, "Profesör Stark size bir soru sorabilir miyim?" dediğinde gülümseyerek onu onaylayarak baktım.

"IQ testini hangi yaşta yapmak daha doğru bir sonuç verir?" diye sorduğunda ona karşılık olarak, "Aslında ne zaman yaptığın pek fark göstermez. Mesela sizin yaşınızda babam beni IQ testine soktuğunda IQ'm 190 çıkmıştı ve bu da benim bir dahi olduğumu gösteriyordu ama aksine babam bana demişti ki 'karşındaki kişi dahi bile olsa onun aklını kullanma şekline dikkat et, Eğer aptal bir dahiyse hiçbir zaman zengin olamayacaktır.'." dedim.

Öğrenciler dediğim şey ile kahkaha atıyorlardı, Onlara demek istediğim mâna eğer dahiysen kendin için en iyi olanı yaparsındı, Babam her zaman benim için iyi olanı düşünürdü.

Hermione, "O zaman birini IQ testine göre yargılamamız gerekir, O kişinin seçtiği ve yaptığı şeyler onun kişiliğini gösterir." dediğinde "Eğer size kendini aptal gibi göstermek istemiyorsa evet." dedim.

Luna, Profesör Lupin'in konuşmaya katılmasını istediği için ona doğru, "Profesör Stark, demek ki IQ'nuz 190.. peki Profesör Lupin, sizin IQ testi sonucunuz nasıl çıkmıştı?" diye sordu. Remus, "Aslında hiç IQ testi yapmadım." diye itiraf etti.

Araya egomla girerek, "Tatlım aslında şu an IQ'm 260, Yani süper süper dahiyim, sadece söylemek istedim." Onlara karşı oyuncu tavırla saçımı savunduğumda Remus dahil hepsi gülmeye başladı. Aramızda tatlı bir ilişki olduğu için öğrenciler bunun şaka olduğunu biliyordu ama unutmayın ben bir Stark'ım.

"Profesör Stark, kıvamı oldu kekin." Luna konuştuğunda kabı elime aldım ve güzel bir kaba aktardım.. Büyü ile iki saniyede pişirdikten sonra, "Ne yani yarım saat bunun için mi beklicektik?" dediğimde biraz daha gülüştük.

Bundan sonraki kalan 10 dakikada keki paylaştırıp yemiştik, Öğrencilerin yavaş yavaş sınıftan çıkmasını izlemek kısa sürmüştü çünkü resmen toplam 7 kişiydik.

"Elinin lezzetine alışırsam her gün elinden bir şey yemek isterim ama." Remus'un sözlerine karşılık masamın oraya döndüm, Elleri cebinde masama yaslanmış beni izliyordu.

"Sen iste yeter.. Senin için yaparım merak etme." derken göz kırptım sonra yanına doğru adımladım. Vücudumu onun yanına, masaya dayadıktan sonra iç çektim. "Yoruldun mu? istersen dinlen.. sonra konuşabiliriz." nazikçe konuştuğunda kafamı ona çevirmeden gülümsedim.

"Yorucu bir gün değildi ama eğlenceliydi.. Eğlenmek bazen yorucu oluyor. Odama geçelim, orada beraber güzelce konuşuruz." onu beklemeden odama doğru ilerlerken odama girdim, kapımı aralık bırakmıştım onun için.

kanepeye oturduğunda, "Çikolata sever misin? hangi çikolata türü senin için en iyisidir?" bana soru sorduğunda üzerimdeki ceketi çıkartıp yanına, koltuğa yayıldım. "Sütlü çikolata. Benim için en güzel çikolata türüdür." dediğimde havanın nedense bugün güneşli ve sıcak olduğunu fark ettim.

O da bu sıcaklığı fark etmiş olucak ki sadece gömleği ile kaldı. "Bugün çok yorgun hissediyordum ama sayende bu yorgunluk tatlı bir yorgunluğa dönüştü." dediğinde gülümsedim. Dediği cümleyi düşününce daha güzelleşiyordu, Hafifçe utanarak ona baktığımda uykumun geldiğini hissettim.

Aileme göre farklı olduğum bir davranışımdı, Kesinlikle uykucunun tekiydim. Hafifçe gözlerim kapanırken uykuya dalıyordum, son hatırladığım şey iki elin beni sarıp koltuktan kaldırmasıydı. Sırtım rahat kumaşa değdiğinde ise duyduğum son şey, "İyi geceler, tatlı rüyalar Nana." idi.

                                  ~

uykucuyuz çünkü brnde uykucuyum ve şu an uyumaya gidiyorum. Size de iyi geceler, tatlı rüyalar.

🩷🩷

My kind of love •Remus LupinTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang