confrontation

68 8 0
                                    

"Tamam, geçti."

Severus hala ağlıyordu, titremeye devam etti. Asayı hemen yanına, soğuk mermere bıraktı ve her ikisi birbirini görebilecek şekilde küçük alan aydınlandı. Severus'u muhtemelen 15 dakikadan fazladır burada başında bekleyerek verdiği komutlarla sakinleştirmeye çalışıyordu. Severus ise biraz da olsa durulmuş ağlamayı bırakıyordu. Hala titriyordu, kulaklarında olan eller bir süredir dizlerini stresten sıkıyordu. yavaşça soğuk ellere baktı ve bileklerini dizlerinden kurtarıp tuttu.
Severus bir süre daha hıçkırıklarla, kulak dolduran sızlamalarıyla devam etti. Bir süre sonra sakinleşmiş sayılırdı. Gözlerinin kızarıklığı, yüzünün solgunluğunda kızaran burnu ve yanakları onu küçük bir çocuk görünümüne sokmuştu. Nihayet titremeyi de bırakan kuzgun saçlı çocuğun bileklerini bıraktı karşıdaki ve ayağa kalktı

"Ben james."

Yavaşça yerde oturan sersem çocuğa elini uzattı. Kafasını kaldırıp bir süre baktı Severus, ismini öğrendiği güzel çocuğa. Yutkundu ve elini tutup kalktı.

"Severus."

Güldü saçı biraz daha diğerinden dağınık kumral çocuk ve bir kaç adım geriye attı kendini "Seni tanımamak mümkün mü?"

"Önceden tanışıyor muyuz?"

James asasını alıp koridor boyunca yürümeye başladı, Severus ise şuan zindanlara geri dönmek istemiyordu. Çocuğun peşine takıldı ve yanında yürümeye başladı.

"Evet, ama arkadaş değildik."

Severus kafasını sallamakla yetindi. Her ikisi de bahçeye çıktıklarında yıldızların altında ayın parlattığı güzel bahçede bir elma ağacının altına oturdular. Henüz buraya gelene kadar konuşmamışlardı. Her ikisi de ne konuşacağını pek bilmiyordu açıkçası.

"Daha iyi misin? Revire gitmek ister misin?"

"İyiyim, sadece yemekten sonra atmam gereken ilaçları atmadım, yemek yiyemedim."

"Neden?"

"İhanete uğramış gibi hissediyorum, aylardır herkes bana yalan söylüyormuş." Severus devam etmekte tereddüt etti bir süre ama bu tereddüt daha uzun sürmedi. Ona yardım eden bir insana sırtını dönmek istemedi.

"Gabriel'in bana yaptıklarından sonra cezalandırıldığını sanıyordum, bana öyle söylediler. Ama o elini kolunu sallaya sallaya ortalıkta dolaşmaya devam ediyormuş. Benim hayatımı çalan adam şuan çok mutlu ve bana kimse bunu söylemedi, yalan söylediler bana."

James bir süre yıldızları izlemeyi sürdürdü. "Onun yaptığı ile ilgili bir kanıt bulamadıkları için bunun bir kaza olduğuyla ilgili bir rapor ile dosyayı kapattılar, ben bu kadarını biliyorum. Senin adına üzüldüm Snape. Ama şimdi onun yüzünden boyun eğmemen gerektiğini bilmelisin."

James gerçekten de çok haklı konuşmuştu. Severus'un biraz daha içi açıldı, rahatladı sanki. Onun için böyle acı çekeceğime onu görmezden gelirim daha iyi diye düşündü içten içe şimdi.

"Haklısın, Jamie."

"Seni rahatsız ederse bilmek isterim, ona haddini bildirmekte üstüme yoktur. James dersen herkes beni tanır zaten."

"Anladım, Jamie."

"James."

"Jamie daha hoş."

James sadece gülümsemekle yetindi biraz daha yüzü açılmış rahatlamış çocuğa, ve böylece sohbete devam ettiler

...

James, severus'u zindanlara kadar bıraktığın da saat gece on ikiyi çoktan geçmişti. James ve Severus yaklaşık 2 saattir sohbet ediyor birbirlerini tanıtıp aralarındaki bağı güçlendirmek için ilk adımı atmış olmuşlardı.

Severus jamesden uzaklaşırken arkasına son kez dönüp el salladı ve kapıdan geçti. Salondaki nerdeyse herkes kör kütük sarhoş bir şekilde dans ediyor, kuytu köşede uyuyor ve oyun oynuyorlardı. Severus ise hiç biriyle muhattap olmak istemedi. Hele ki hepsinin kafası böyleyken. Yavaşça merdivenlere yöneldi ve odasına ilerledi. Bir kaç dakikada kapısına geldiğinde anahtarı çevirip içeri girdi ve arkadan kapatıp kilitledi. Karanlık odayı aydınlatmak için ışığı açtığında çalışma masasında oturan bedene baktı.

"Geciktin."

Gabriel elinde bir kaç fotoğrafı incelerken severusa bakmadan homurdandı. Ve kapıya yöneldi. Titreyerek açmaya çalıştığı kapı anahtarı yere düştüğü gibi Gabriel'in büyüsü ile el koyuldu.

"Beni rahat bırak."

Severus kapıya yaslandı gergin bir şekilde bağırdı.

"Yanlış bildiğin şeyler var, beni dinle sonra seni rahat bırakacağım."

"Sadece beni rahat bırak bende seni şikayet etmeyeceğim."

"Hiç sanmıyorum. Yarın eski iksir sınıfını bir şekilde buluyorsun, öğle yemeğinde beraber yemek yeriz."

Gabriel masadan kalktı ve kapıya yaelanmış çocuğa yaklaştı ve elini yanağına koydu.

"Bir öpücük vermeyecek misin?"

"Siktir. Git."

Karşısındaki sarışın çocuk kafasını eğip küfürler saçan dudaklara baktı uzun süre, daha sonra ise yapacağı hamleden vazgeçip gülümseyerek geri çekildi ve kapıdan çıkıp gitti.

loss of memory | snamesWhere stories live. Discover now