40. bölüm

6.8K 679 216
                                    

Instagram hesabıma uğramayı unutmayın, orada artan etkileşim yeni bölümün gelmesini hızlandıracaktır.
Instagram hesabı; mybookquotess_

İyi okumalarr

Elimde dakikalardır tuttuğum kitabı komodinin üstüne bıraktım. Satırlarda gözlerim geziyordu ama kendimi kitaba tam bırakamıyordum, kendimi daha fazla zorlamayarak kitabı sonunda bıraktım. Okuduğumu anlamıyordum zaten.

Kuma acıktığını belli edercesine yanıma gelip sırnaşmaya başlayınca gülümseyerek onu kucağıma alıp ayağa kalktım.

"Benim minik kuşum acıkmış mı?" boynundaki yumuşak tüylerini öperken kafasını bana sürtüyordu.

Onu daha fazla aç bırakmayarak kucağımda onunla odadan çıktım. Deniz okuldaydı, babam dışarı çıkmıştı annemde yemeği hazırlamış şimdi de salonda dinleniyordu.

Mutfağa girince Kuma kucağımdan atlayıp mama kabının yanına gitti, eğilip mama kabının alıp doldurduktan sonra önüne bıraktım, o iştahla yemeğini yerken anneme bakmak için salona geçtim.

Salona girdiğimde annem koltukta uyuyordu, kenardan duran örtüyle üstünü örttüm ve babamın 'ben evde yokken anneni meyvesiz bırakma' öğütleri aklıma gelince tekrar mutfağa girdim. Babamın meyveye takıntısı vardı galiba.

Dolapta olan meyveleri çıkardım ve soyarak dilimlemeye başladım, meyveleri dilimlerken gelen bildirimle gözüm telefona kaydı. Meyve dilimlemeyi bitirince ellerimi yıkayıp telefonu elime aldım.

m.yigitkara uzun zaman sonra gönderi oluşturdu.

Haftalar önce paylaşılan gönderinin bildirimi yeni geliyordu. Benimle paylaştığı fotoğrafın bildirimi. Harika. Kalbim yeterince ağrımıyormuş gibi yine sızlamadan durmadı. Ayrılalı neredeyse 3 hafta olmuştu. Ne benden ne de ondan hiç bir adım gelmemişti. Ve hâlâ ınstagramdan takipleşiyorduk.

Bu geçen günlerde enerjim tükenmiş gibiydi, sadece okula gidip geliyordum onun dışında yaptığım bir şey yoktu. Kitap bile okuyamıyordum çünkü odaklanamıyordum. Aklımda sürekli Mustafa Yiğit varken kitap okumak çok zorlaşıyordu.

Onu sadece 3 kere görmüştüm ve bu balkonda beklemelerim sayesinde olmuştu. Sırf onu görebilmek için saatlerce balkonda beklemiştim. En son gördüğümde arabadan inerken birçok kez sendeledi düşecek gibi oldu, sanırım sarhoştu. Yanına gitmek için canımdan can gitti ama arkadaşı yanında olduğu için gidememiştim.

Ayrılacağımızı düşünmezdim, evet ayrılmamız imkansız değildi ama en azından böyle ayrılacağımızı düşünmezdim. Çok ani ve beklenmedik olmuştu. Ben onu bu kadar çok severken onun hâlâ bunun tersini iddia etmesi gerçekten çok ani olmuştu.

Biliyordum haksızdım, telefonu açmam lazımdı ona haber vermem lazımdı fakat bu bilerek yaptığım bir şey değildi. Onun suçlayıcı şekilde konuşması ve arkadaşlarım hakkındaki yorumları beni çileden çıkarmıştı.

Onu elbette anlıyordum, ortada kıskanacağı bir durum olmasa da kıskanıyordu ben olsam bende kıskanırdım ama Mustafa Yiğit bunu kaba bir şekilde belirtiyordu. Sadece bir kere yarım yamalak konuştuğu insanlar hakkında çok önyargılıydı.

Poyraz ve Demir her kötü anımda yanımdaydılar diyebilirim. Artık arkadaşlıktan çok kardeş gibiydik, aileme anlatamadığım şeyleri onlara rahatça anlatabiliyordum. Onlar bana ne şekilde olursa olsun yardım etmeye, yanımda olmaya çalışırlardı. Bunu kafadan söylemiyorum, yaşadım.

IBAN AT -textingWhere stories live. Discover now