29. bölüm

14.2K 974 109
                                    

İyi okumalarr

Ders bitince eşyalarımı toplayıp hızla sınıftan ayrıldım, Poyraz kapıda beni bekliyordu. Çok şükür ki soru reis bugün gelmemişti ve doğal olarak soru soramamıştı o yüzden bekletmeden gidiyordum Poyraz'ın yanına.

Dışarıya çıktığımda yüzüme vuran soğukla sevgilimin verdiği atkıyı iyice boynuma doladım.
Eve gider gitmez direk yanına çıkmayı planlıyordum. Kapıdan değil tabii yangın merdiveninden.

Poyraz'ı kapıda gördüğümde el sallayıp adımlarımı hızlandırdım. Kasktan dolayı dağılan uzun saçları yüzüne yayılmıştı. Eliyle hızlı olmamı işaret edince adımlarımı daha da hızlandırıp yanına ulaştım.

"Selam."

"Ağaç olmuş Poyraz'dan, Zeliha'ya selamlar." elindeki diğer kaskı bana uzattı ve alayla söylendi ama yalan söylüyordu, geleli en fazla 5 dakika olmuştur.

"Aynen canım öyledir." başımda olan bereyi çıkardım çantama sıkıştırdım, bana uzatılan kaskı alıp taktım ve zaman kaybetmeden motara bindim. Giydiği deri ceketin uçlarına sıkıca tutundum. Motoru çalıştırdı.

Lise yıllarında motoru ile çok gezerdik, o zamanlar hızın zirvesine vururdu. Fakat geçen yıllarda yaşadığı motor kazası yüzünden normal hızda gitmeye başlamıştı. Sanırım bunda annesinin yeminlerinin etkisi büyüktü.

Yaklaşık yarım saat süren yolculuğun sonunda eve gelmiştik, motordan inip kaskı çıkardım, dağılan saçlarımı kaba taslak düzelttim.

"Teşekkür ederim bıraktığın için." dedim gülümseyerek.

"Rica ederim, bi ara benzin parasını ödersin ödeşiriz." dedi ellerini saçlarının arasından geçirerek.

"Demir? Poyraz'ın içine mi kaçtın?" kısa bi kahkaha attı.

"Hadi hadi hava buz gibi gidiyorum ben, evdekilere selamlar." az önce çıkardığı kaskı tekrar taktı ve el sallayıp motoru çalıştırdı.

Poyraz'ın gitmesiyle adımlarımı apartmana doğru yönelttim, apartmana girdiğimde asansöre baktım kimseyi göremeyince merdivenlerden çıkmaya başladım. Sebebi yoktu ama asansöre tek başıma binmeyi pek tercih etmiyordum.

Üç kat merdivenin sonunda eve ulaşmıştım, açıkçası Poyraz'ın beni eve bırakması çok iyi olmuştu, zaman kaybetmeden eve varmıştım. Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım içeriye girdim. Eşyalarımı vestiyere bıraktım.

Kapının sesini duyan Kuma ayağımın dibine gelip sürtünmeye başladı, kucağıma alıp başına öpücükler kondurdum. Sessiz sessiz miyavlıyordu canını yediğim. Biraz fazla sarılınca sıkılıp kucağımdan atladı benden uzaklaştı, en fazla bu kadardı sevgisi. Özlemini giderip gidiyordu.

"Ben geldim." diye seslendim, kimse yoksa cevap gelmezdi.

"Mutfaktayım." babamın sesini duymamla onun yanına gittim.

Babam uzun boyuyla, üstünde olan siyah mutfak önlüğü ile tezgahın önünde gerçekten aşırı karizmatik görünüyordu. Hep yaptığı gibi mutfakta kendince tarifler deniyordu ve aynı zamanda mutfağı feci derecede dağıtmıştı.

"Annem delirecek yine." dedim kıkırdayarak, yanına gittim yanağını öptüm aynı şekilde karşılık verdi.

"Annen hep deli." dedi sessizce.

"Aman annem duymasın baba." dedim arkama bakarak, aniden arkamızda belirebilirdi.

"Evde yok." dedi yine sessizce.

IBAN AT -textingWhere stories live. Discover now