10. BÖLÜM: TAVANI SEVMEK

19 7 0
                                    

♪ Pera – "Kaçmak Ne Mümkün"

On dakikalık teneffüs arasında anlatılabilecek en basit ve özet yolla Kayra'ya logaritmayı açıklamaya çalışmıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


On dakikalık teneffüs arasında anlatılabilecek en basit ve özet yolla Kayra'ya logaritmayı açıklamaya çalışmıştım. Boş bakan bakışlarında, sonlara doğru anlamlı pırıltılar yanmaya başladığında başardığımı varsaydım. Kalemi kitabın üzerine fırlatırcasına bırakırken, "İşte bu kadar!" dedim.

"Sen bir tanesin," deyip alkış tuttu.

"Beni fazla hafife alıyorsun."

Havalı olduğunu düşündüğüm bir ifade takınırken yüz ifademe güldü. "Hoca bir sonraki ders dizilere geçecekmiş, logaritmanın ne olduğunu az önce anlamam harika oldu sahiden."

"Diziler zor değilmiş, iki üç formülü çevirip çevirip soruyu çözüyormuşsun. Yani bir şekilde çözülüyormuş, ilk adımdan başlayıp 100 küsürüncü adıma kadar saymak da dâhil."

"Trigonometri için de iman gücü gerekiyormuş, başka türlüsü olmuyormuş, ben de öyle duydum."

Gülerek onu savuşturdum. "Gözünde fazla büyütüyorsun, soru çöze çöze soruyu gördüğün an nasıl çözmen gerektiğini anlıyormuşsun."

Az kalsın, bu kadar motive edici ve umut dolu bir cümle kurduğum için ağlayacaktım. Kendi sesimi duymasam söyleyenin ben olduğuna inanmazdım.

"Miş miş miş de muş muş muş," diye sızlanıp yanaklarını şişirdi. "Onu bırak da dizi demişken aklıma geldi, sana bahsettiğim diziyi izledin mi?" Cevap vermemi beklemeden, "Tabii ki izlemedin," dedi. Böylece zaten benim vereceğim cevabı kendisi vermiş oldu. "Şimdiye kadar bir tanesini bile izlemedin değil mi? İzledim dediklerinin özetini okuyorsundur kesin."

"Abartma," derken gözlerimi devirmeyi ihmal etmedim. "Başladığım bir diziyi yarım bırakmayı sevmiyorum, biliyorsun, sana söylemiştim. Devam edemeyeceğimin de farkındayım. Bu yüzden hiç başlamadım, gayet basit."

Her zaman kullandığım cümlelerdendi ama bu sefer, duraksamama neden oldu. O anda gözlerimin önüne bir sis bulutu indi, bilincim açıktı ve gayet net görebiliyordum ancak aklıma üşüşen düşünceler, beni farklı bir çerçeveye hapsetmişti. Daha önce hiç görmediği birini nasıl hayal edebilirdi insan? Biraz kitaplardaki karakterlere benziyordu, betimlemeler ile bir şekilde resmi pekiştirebilirdim ancak bazen bir kelime, bir tavır veya bir tepki, yazarın defalarca kez siyah saçlı olduğunu vurguladığı karakteri farkında olmadan sarı saçlı olarak hayal etmene sebep oluyordu kafanın içinde. Dış görünüşün, ne kadar göreceli ve karşındakinin somutluğunun aksine insanın kendi bakış açısına bağlı olduğu kafama dank ettiğinde şaşıp kalmıştım. Bu şekilde düşündüğümü bilmiyordum.

Şimdi bir erkek bedeninin dış hatları şekillenirken ayrıntıları bulanıktı. Ne saç ne göz rengi, ne boyu ne kilosu, ne tarzı ne kıyafetleri belliydi. Bir kulağında kulakları, bir de dudaklarında yarım bir gülümsemesi vardı. Ve kaçıyordu. Kaçan biri nasıl inatla bana gelmeye çalışırdı, akıl alır gibi değildi. Belki de o, yarım bırakmaya alışkınken benim yarına bırakmaya alışkın olmamdan kaynaklıydı ve benim yarınlarım gelmek bilmezdi. Yarını olmayan her şey, yarım kalmaya mecburdu; başka bir ihtimalden söz etmek fazla masalsıydı.

BİR BAL'MIŞ BİR YOKMUŞWhere stories live. Discover now