6.BUZLARIN ÇATIRTISI

5.4K 578 134
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Desteğiniz benim için çok önemli. Ve Kitabımızı paylaşırsa çok sevinirim.


Bilie Eilish,Ewerything i wanted




Görevden döndükten hemen sonra askeriyede duş almış eve geçmiştim. Ezgi evde yoktu. Sibel muhtemelen hastanedeydi. Yaklaşık iki haftadır görevdeydim. Ezgiye döndüğüme dair bir mesaj attım.

Hemen birşeyler atıştırdım. Yediklerimi topladıktan sonra odama uyumaya giderken kapı çaldı. Hızlı adımlarla kapıya giderken Ezgi'nin geldiğini düşünmüştüm.

Kapıyı açınca karşımda otuzlu yaşlarda bir kadın, kucağındaki bebek ve elinden tuttuğu muhtemelen dokuz yaşlarında olan çocukla bakıştım.

Kadın beni görmeyi bekler gibi bana gülümsedi. "Merhaba. Sibel'in arkadaşısın değil mi? Ben Nuran. Benim acil bir işim çıktı. Sibel'i aradım hastanedeymiş. Çocukları sana bırakabileceğimi söyledi."dedi ve kucağındaki bebeği benim kucağıma verip kolundaki çantayıda kapının yanına bıraktı. Yanındaki çocuğuda içeri doğru iteledi.

"Oğuzcum bir iki saat bu ablayla vakit geçireceksiniz. Daha sonra ben gelip sizi alacağım. Benim okulda işlerim çıktı. Tamam mı?"

Çocuk kafasını sallarken ben hala bir kucağındaki bebeğe birde kadına bakıyordum. Kadın bana dönüp"Kusura bakma. İşim acil olmasa bırakmazdım. Sibel sana haber vermiştir zaten benim artık gitmem gerekiyor çok geç kaldım." Çocuğa dönerek Oğuz ablayı üzmüyoruz, anlaşıldı mı?"dedi. Çocuk te,rar kafasını salladı ve kadın koşarak merdivenlere ilerledi. Birkaç saniye arkasından bakakaldım.

Kucağımdaki bebek ellerini saçlarıma attığında girdiğim transtan zorda olsa çıkabildim. "Evet. İçeri geçelim biz o zaman."dedim hala kapının girişide beklediğimizi fark ederek. Yere eğilip çantaya aldım. Çocukta benim haraketlenmemle içeri geçti. Kapıyı kapatıp salona ilerledim. Arkadanda gelen çocuk üçlü koltuğun köşesine oturdu. Elimdeki çantayı kenara bırakıp kucağındaki bebeğe baktım. Çok tatlı bir kızdı. Üzerindeki pembe elbisesiyle etrafa bakıyordu.

"Ee! Napalım şimdi biz?"dedim kendi kendime. Ben ne anlardım çocuk bakmaktan. Sibel kesin Ezgi evdedir diye kadını buraya göndermişti. Ama Ezgi Hanım kim bilir nerde?

Oğuz'a baktım. Sessizce brni izliyordu. Kucağımdaki ismini henüz bilmediğim kız çocuğu ise esneyerek uyuyacağını belli etti.

Bir süre sessizce bekleyip uykuya daldığından emin olunca onu kendi odama götürüp yatağa bıraktım. Kenarlara yastıkları koyup düşmeyeceksin emin olunca sessizce odadan çıktım.

Oğuz hala yerinde oturmuş, konuşmadan bekliyordu.

Yanına oturdum bende. "Merhaba. Ben Laçin. Sibel'in arkadaşıyım."dedim.

"Bende Oğuz."dedi.

"Kardeşinin ismi ne?"diye sordum.

"Ece."dedi.

"Peki Oğuz. Aç mısın? Sana krep yapmamı ister misin? Ben küçükken çok severdim krebi. İstemezsen başka bir şey daha yapabilirim."

"Krep olur. Severim."dedi kafasını sallayarak.

"Tamam ben krep yapayım. Sende çizgi film izlemek ister misin?"dedim.

"Olur."dedi çekingen bir tavırla. Yeni tanıdığı birine karşı rahat alamıyordu.

Televizyondan Oğuz bir çizgi film kanalı açtım. Mutfağa geçip krepler için dolaptan eüt ve yumurta çıkardım. Krep hamurunu hazırlayıp tavayı ocağın üzerine bıraktım. Altını yakıp ısınması için bekledim. Isındığı emin olunca akışkan hamurdan bir kepçe alıp tavaya bıraktım. Tavayı döndürerek hamurun daire şeklini almasını sağladım.

KURU GÜLWhere stories live. Discover now