4.MESAFE

6.2K 577 182
                                    

                                               

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen, emeğimin karşılığını almak beni daha motive eder.

Evdeki Saat,Uzunlar
Sena Şener,Ölsem

                                                4.MESAFE

Cengiz ile beraber askeriye etrafında attığımız doksan üçüncü turdu. Terden sırılsıklam olmuştuk. Cengiz ellinci turdan sonra tişörtünü çıkarmış, koşmaya öyle devam etmişti. Bende ne kadar çıkarmak istesem de sütyenle koşacak halim yoktu. Boynumdan akan terler tişörtüm göğüs arama kadar ıslanmıştı. Altay Yüzbaşı biz Askeriye etrafında doksan üç tur atarken bir banka oturmuş bizi izliyordu. Yerinden hiç kıpırdamamıştı.

Ayaklarım artık kendi kendilerine hareket ediyor, koşmaya ayarlanmış gibi hareket ediyorlardı. Sanki onları yöneten ben değildim. Hem bir uyuşukluk hissi hem de ağrı vardı. Nefes nefes koşmaya devam ederken hemen yanımdaki Cengiz homurdanarak birşeyler söylüyordu.

"Elim kopsaydı da çekmeseydim saçını. Ya sağır kalırsam? Ya bir daha hiç bir şey duyamazsam?"

"Abartma istersen. Hiçbir şey olmaz sana."dedim gözlerimi devirerek.Koşmaya devam ederken kafasını çevirip bana baktı.

"Siz nerden bilebilirsiniz benim canımın acısını? Sonuçta kulakları vahşice ısırılan siz değilsiniz?"dedi gıcık bir tavırla.

"Tabi ki bilemem. Sende saçı çekilen birinin acısını bilemezsin."dedim bende onu gıcık etmek için.

"Bana sen diye hitap etmeyin lütfen. Sadece yakın çevrem ve samimi olduklarım bana sen diyebilir."dedi oldukça ciddi bir şekilde. Koşmayı bırakarak ona doğru döndüm. Ben koşmayı bıraktığım için o da durmuştu. Yüzüne baktığım da hala ciddi bir şekilde bana bakıyordu.

"Peki siz nasıl isterseniz o şekilde hitap ederim."dedim. Ardından tekrar koşmaya başladım. Biraz sonra o da tekrar koşarak bana yetişti. Ayrı ayrı koşamıyorduk çünkü Altay Yüzbaşı yan yana koşmamızi emretmişti. Hızlı bir şekilde kalan turlarımı bitirmek için daha hızlı koşmaya başladım. Cengizde benimle yan yana koşmak için hızlanmıştı. Nefes nefese koşarken daha da hızlandım. Şimdiden iki tur bitirmiştik. Son beş tur kalmıştı. Ben hızlandıkça Cengiz de bana yetişmek için hızlanıyordu.

Son beş turuda bitirip başladığımız yere geldik. Altay Yüzbaşı bankta oturmuş, okuduğu kitaptan başını kaldırmıyordu.Cengiz boğazını temizleyip dikkatini bizim üzerimize çekmeye çalıştı. Altay Yüzbaşı kitaptan kafasını kaldırmadan "Ne var Cengiz?"dedi.Cengiz konuşmadan önce ben araya girdim.
"Verdiğiniz ceza bitti Komutanım? Biz artık gidebilir miyiz?"dedim. Sesimi duyunca kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp uzun sayılabilecek süre bana baktı. Ardından tekrar bakışları kitabına çevirdi.

"Bir daha böyle çocukça hareketler istemiyorum. Siz kimsiniz, ne için çalışıyorsunuz, kim için savaşıyorsunuz? Bunu unutmayın. Bir Üsteğmen ve Teğmen saç baş kavgamı eder. Bir daha böyle bir ciddiyetsizlik istemiyorum. ANLAŞILDI MI?"dedi sondaki gür sesi herkesin içini korkudan titretirdi.

"ANLAŞILDI KOMUTANIM!"dedik Cengiz ile aynı anda gür bir şekilde.

"Güzel, gidebilirsiniz."dedi. Rahatlayarak arkamı dönüp gitmeye başladım. Cengiz'de arkamdan geliyordu. Hızlı adımlarla askeriyenin içine girdim. Odamın bulunduğu kata geldim. Hızlı adımlarla ilerlerken dün bana odamın yerini gösteren Sude Üsteğmeni gördüm. Bakışları benim üzerimdeydi. Kendisinden bir atak gelmeyince ben küçük bir baş selamı verdim. O da bana aynı şekilde karşılık verdi. Kendi odama gelince hızla içeri girip kapıyı kapadım. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp yatağın üzerine fırlattım.

KURU GÜLWhere stories live. Discover now