33. BÖLÜM

192 59 2
                                    

Bazı yolculuklar vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bazı yolculuklar vardır. Bir yere gidersiniz ama bu o yeri gezmek amaçlı değildir. Ve bu yolculuk aslında belli bir mekana da değildir. Kendinizle ilgili bir yolculuktur. Kendi gerçeklerinizi öğrenmek, kabullenmek ya da unutmak için çıkarsınız yola. Prensin ve prensesin yolculuğu da bunun içindi işte. İkisi de kendi gerçeklerini öğrenmek adına çıkmıştı yola ve istediklerini almışlardı da...

Lucas, Arsen'in çağrısını aldığında Ay akademisinde, ana binanın ikinci katında, iksir odasındaydı. Yalnızdı ve yeni bir iksir üzerinde çalışıyordu. İksir odasının neredeyse her yanı küçük, renkli iksir şişeleriyle doluydu. İki duvarını kaplayan kitaplıkların her bir rafında kitaplardan çok iksir şişeleri vardı. Öğrencilerin oturması için kullanılan ahşap sandalyeleri, masaların hatta yerde bulunan şişelerin ya da bitkilerin arasından seçmek zordu. Lucas da bu karışıklığın içinde kaybolmuş, üzerinde çalıştığı yeni büyüsüne odaklanmış durumdaydı, ta ki aramayı alana kadar.

Lucas, aslında Arsen'in onu bu kadar çabuk aramasını beklemiyordu. Arsen'le konuştuktan sonra onun sesinde duyduğu sabırsızlıktan dolayı balo gününden bugüne kadar geçen iki haftalık sürenin Arsen için yeterli olduğunu düşünmüştü. Belki de gerçekleri öğrenmesi gerekiyordu artık kızın.

Küçük, yeşil bir dikeni malzemeleri karıştırdığı kabın içine attığı anda yüzüne patlayan bir dumanla öksürük krizine tutulmuştu. Yüzü gözü is içinde, gözleri hafif kızarmış ve biraz da yanarken iletişim taşının sesini duymuştu. Taşın parlayan mor ışığını dumanlar arasından zorlukla seçebilmişti.

Lucas için kötü bir zamanda aramıştı Arsen. Sanki o görebilecekmiş gibi eliyle dumanı dağıtmaya çalışmış ve yüzünü kenarda, tahta sandalyenin üzerinde duran mendile silmişti hızla. Sadece sesle iletişim kurmaya yarayan büyülü bir taştı Arsen'e verdiği taş. Yine de Lucas, Arsen onu görebilecekmiş gibi üzerine başına çeki düzen verip yanıtlamıştı çağrıyı.

"Lucas, sorularımın cevapları için seni arayabileceğimi söylemiştin. Müsait olduğun bir zamanda görüşebilir miyiz?"

Lucas, onun dediklerini çok net hatırlıyordu. Arsen, ilk önce konuştuğu kişinin Lucas olup olmadığından emin olmuş, sonra direkt konuya girmişti. Sesi mesafeli ama kararlıydı. Buluşmaları gerektiğini söylemişti. Cevapları bulmaya hazırdı.

Lucas da merak ediyordu aslında gerçeği. Onun neden kendi büyüsünün izini üzerinde taşıdığını... Bu yüzden Arsen'e müsait olduğunu ve hemen buluşabileceklerini söylemişti. İkisi de ortak duyguları paylaşıyordu o an, meraklıydılar.

Arsen, akademiden ayrılıp Sim şehrine, Gerçek nehrinin üzerine inşaa edilmiş üçüncü köprü olan Giz köprüsüne gidecekti. Bu köprüye elfler Mistar köprüsü diyorlardı. Gerçeğin gizi... Yansıtan şelalenin suları Gerçek nehri sayesinde Su krallığının topraklarında akar, Ayna gölüyle birleşirdi. Ayna gölünden çıkan Yalan nehrinin üzerinde iki tane daha köprü vardı. Güven köprüsü ve Sahte köprü. Elflerin dilinde Luith köprüsü ve Tog köprüsü. Nehir en sonunda Derin göl ile birleşerek son buluyordu. Buluşma yeri olarak üçüncü köprüyü seçmişlerdi.

Ay ve GüneşWhere stories live. Discover now