11. BÖLÜM

352 130 56
                                    

Bir çift mavi göz. Aynı yüz hatları. Aynaya bakmak gibi. Kendini aynada izlemek gibi. İçimde anlam veremediğim bir duygu vardı. Akerle göz göze gelmiştik. Ve içimde bir şey patlamıştı sanki. Boğazıma bir yumru oturmuştu. Kalbim sızlıyordu. Yutkunamıyordum. Tarif edemediğim bir acı vardı göğsümde. Neydi bu? Neden oluyordu? Derin bir nefes almaya çalıştım. Aker kaşlarını çattı. O da anlamaya çalışıyor, benim hissettiklerimi hissediyordu sanki. Bakışlarımı çekmeye çalıştım. Yapamadım. Tekrar pelerinin içine saklanmak istedim. Yapamadım. Tekrar nefes almaya çalıştım.

"Arsen!"

Adımın seslenildiğini duydum ama çok uzaktan geliyordu sanki. Oysa bir adım önümdeki arkadaşlarımdan biriydi muhtemelen. Cevap veremedim. Nefes alamıyordum. Göğsümdeki acı, boğazımdaki yumru geçmiyordu. Gözlerimi bana bakan gözlerden çekemiyordum.

"Arsen!" dedi tekrar biri. Bu kez kolumu da tutmuştu. Yutkunmaya çalıştım.

"Arsen!" Alçin omzumdan tutup sarsınca derin bir nefes alıp gözlerimi alçine çevirebildim. "İyi misin?" Diye sordu endişeli gözlerle.

"İyiyim?" Dedim anlamayarak, sesim kısık çıkmıştı. "Ne oldu?" Alçin kaşlarını çattı.

"Sana sesleniyoruz, duymadın." Dedi semaya bakarak "iyi olduğuna emin misin?" tekrar bana döndü ve yüzümü inceledi. "Ağlıyorsun."

Kaşlarımı çatıp ne dediğini anlamaya çalıştım. Ağlıyor muydum? O söyleyince yüzümün ıslak olduğunu fark ettim. Ne zamandır ağlıyordum? Neden ağlıyordum?

Elimle yüzümü silip derin bir nefes aldım. "İyiyim," dedim tekrar "iyiyim, gözüme toz kaçtı galiba, bilmiyorum, farkında bile değilim ağladığımın."

Sema ve Alçin inanmazca baktı yüzüme. "Kızlar, iyiyim." Dedim hem onları hem de kendimi iyi olduğuma inandırmak ister gibi.

Alçin tekrar inceledi yüzümü. Gözlerinden hala endişeli olduğu ve inanmadığı belli oluyordu ancak üstlenmedi. "Tamam." Dedi. "İyiyim diyorsan."

Sema da üstelemeden alçine katıldı. Onun da inanmadığını anlamıştım. Kızlar geriye dönüp yemek sırasına girdiler. Onları takip ettim. Biraz önce Akerin olduğu yere son kez bakıp yemekhaneye girdim. Boğazımdaki yumru hafiflemişti ancak göğsümdeki acı hala duruyordu. Anlayamadığım bir duygu hala kalbimi sıkıştırıyordu.

"Aker'gilin masasında yer var." Dedi Alçin yemeklerimizi aldığımızda. "Oraya geçelim isterseniz, hem Arsen, sen tanışamadın daha."

Hayır, oraya oturmayalım, onunla da tanışmak istemiyorum demek istiyordum ama neden diye sorduklarında verecek cevabım yoktu. O yüzden sustum, Sema da onaylayınca arkalarından takip ettim.

"Afiyet olsun." Dedi Sema masanın yanında durunca. "Oturabilir miyiz?"

"Tabi ki," dedi Günay gülümserken. Sema Günay'ın karşına oturdu. Alçin de onun yanına geçmişti. Olduğum yerde durup derin bir nefes aldım. Bir tek Aker'in karşısındaki yer boştu. Yavaşça ilerleyip tepsimi masaya bıraktım. Aker'in gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.

"Arsen," dedi Alçin yanına otururken beni gösterip "dün tanışamamıştınız." Aker'e döndü ve onu işaret ederek "Aker," dedi. Aker'e baktım. Anlamaya çalışan gözlerle beni inceliyordu.

"Memnun oldum," dedim. Sesim kısık çıkmıştı. Boğazımı temizledim.

"Batuhan," dedi Alçin siyah saçlı, kahverengi gözlü çocuğu işaret ederek. Hafif tebessüm ettim.

"Memnun oldum," dedim tekrardan. Tepsiye baktım. Hiç yiyesim yoktu. Boğazımdaki yumru duruyordu hala. Elime aldığım kaşığı geri bıraktım ve arkama yaslandım. Başımı kaldırıp karşıma bakamıyordum. Sola dönüp yemekhaneyi inceledim.

Ay ve GüneşWhere stories live. Discover now