8.BÖLÜM

357 162 93
                                    

Şehri gezerken gördüğümüz ve alçinin havayla hareket ettiğini söylediği arabalardan birinin içindeydik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şehri gezerken gördüğümüz ve alçinin havayla hareket ettiğini söylediği arabalardan birinin içindeydik. Şehirdekilerden daha lüks görünüyordu. Daha rahat olduğunu da düşünüyordum. Akademiye gidiyorduk. Alçin az bir yolumuz kaldığını söylemişti ancak bir buçuk saate yakın yoldaydık. Geçtiğimiz bütün yollar yeşilliklerin ortasındaydı. Hava ilk yola çıktığımızda biraz sisliydi. Sonbahar aylarındaydık artık, normaldi. Ama soğuk değildi. Yanımda dünyadan getirdiğim çantam ve içinde sabah ayrılmadan önce kral köksal'ın verdiği para dolu kese ile birkaç parça kıyafet vardı. Aklıma kralla yaptığımız konuşma geldi.

Hep uyandığım saatte uyanmıştım ancak bu sefer hazırlanmış ve kahvaltı için yemek odasına gitmek zorunda kalmıştım. Çünkü alçin, yola erken çıkmamız gerektiğini söylemişti. Kahvaltıda sadece alçin ve ben vardık. Erken olduğu için kraliçe ve doğanın olmadığını düşünmüştüm. Kahvaltımız bittiğinde alçin eşyalarını almak için odasına gitti. Ben de kral, beni çağırdığı için çalışma odasına gitmiştim.

İçeri girdiğimde kral, ilk gün de oturduğu korlukta oturmuş elindeki kağıtlara bakıyordu. Saat erkendi ancak hala çalışmaya devam ediyordu. İçeri girdiğimi görünce kağıtları önündeki masaya bıraktı ve gülümseyerek yüzüme baktı. Aynı şekilde gülümsedim ve hafifçe başımı eğip selam verdim.

"günaydın arsen" eliyle koltuğu işaret etti "otur lütfen"

Sessizce gösterdiği koltuğa oturdum.

"yola çıkacağınız için direk konuya girmek istiyorum" dedi kollarını dizlerine yaslayıp biraz öne eğilirken "aileni bulmak için aramalara başladık. Şimdilik sessiz bir arama olmasını planlıyorum. Seninle farklı bir dünyadan geldiğini saklamak konusunda anlaşmıştık değil mi?" sorarcasına gözlerime baktı.

Başımla onayladım. Devam etti konuşmaya.

"aramalara ilk olarak su krallığından başladık. Herhangi bir bilgi bulduğumda sana haber göndereceğim." Gözlerimin içine baktı "seni akademiye su krallığının üçüncü şehri, Ayna şehrinden gelen bir öğrenciymişsin gibi kayıt ettirdim. Böylece alçinle yakın olman da sorgulanmaz. Ayna şehri bizimle yeşil krallığın sınır şehridir."

Anlıyorum der gibi salladım başımı.

"başka bir dünyadan geldiğin için para konusunda da endişelenmeni istemiyorum." Anlayışlı bir şekilde gözlerime bakıyordu. Yerinden kalktı ve çalışma masasına doğru ilerledi. Masanın çekmesinden bir kese çıkarttı. Keseyi bana uzattı. "burada bir süre idare edebileceğin kadar para var."

Çekinerek baktım yüzüne. Yanımda param vardı ancak burada farklı bir para kullanılıyordu. Parasız bir şekilde dolaşamazdım etrafta. En kısa zamanda kendime bir iş bulmam gerekiyordu. Çekinerek de olsa uzattığı keseyi aldım. Ancak bir şekilde geri ödeyecektim. "teşekkür ederim efendim, mutlaka geri ödeyeceğim." Dedim kararlı bir sesle.

Ay ve GüneşWhere stories live. Discover now