•Kalfanın İhaneti•

2.1K 260 45
                                    

İyi okumalar.

.
.
.
.

Jong Hyun Efendi ile sabah başlamış olduğumuz çalışmamız devam ediyordu. Çok sıkılmıştım. Sürekli bir şeyler anlatıyordu ama benim aklım Prens Kim Taehyung ile beraber yiyeceğimiz öğle yemeğindeydi.

Giderken Jong Hyun Efendi'nin bana aldığı en güzel hanboku giymek istiyordum. Bir prensin yanında olmaya yaraşır bir şekilde giyinmeliydim değil mi?

"Jeongguk beni dinliyor musun?"

Jong Hyun Efendi'nin sesini duymamla irkilip kendime geldim ve ona baktım.

"Şey... acıktım da biraz ondan, Jong Hyun Efendi."

"Şimdilik yetsin o zaman?"

"Bence de yetsin ben gidip yemeğinizi getireyim."

"Sen?"

"Ben gölde yiyeceğim."

Kalkıp dizlerimi kırarak eğildim ve atölyeden çıkarak sarayın mutfağına doğru ilerledim.

Mutfağa vardığımda Aşçıbaşı Sung Ki Efendi ocak başında yemek yapıyordu. Yanına gidip ona sarıldım ve kocaman gülümsedim.

"Sung Ki Efendi neler yapıyorsunuz?"

Korkuyla bana bakıp beni gördüğünde elini kalbine koydu.

"Aman, Jeongguk sen miydin? Korkuttun beni."

"Özür dilerim, Jong Hyun Efendi'nin yemeğini almaya geldim. Benim için de bir şeylerin vardır umarım."

Ben Sung Ki Efendi ile konuşurken mutfaktan içeri giren kişi ile herkes eğilerek başını eğdi. Kimin geldiğini merak edip baktığımda ise veliaht prensi gördüm.

Hemen eğilip gözlerimi yere diktim ve bekledim. Prens Sung Ki Efendi'nin yanına gelip tam önümde durdu.

"Sung Ki Efendi yemeğim hazır mı? Kılıç taliminden geliyorum, karnım kazınıyor resmen."

"Hazır prensim, lakin siz neden geldiniz ben odanıza gönderiyordum."

"Gölde yiyeceğim, oraya getirsinler."

"Elbette prensim, nasıl isterseniz."

Bir süre prensin gözlerini üzerimde hissettim. Onun çıkmasıyla herkes eski işine geri döndü. Sung Ki Efendi, Jong Hyun Efendi ile benim için hazırladığı yemeği bana verip prensin tepsisini bir cariyeye uzattı ve artık gitmem gerektiğini söyledi.

Dediğini yapıp mutfaktan çıktım ve atölyeye gidip Jong Hyun Efendi'nin yemeğini kendisine verdikten sonra göle ilerledim.

Prens Taehyung tek başına, çimlere oturmuş, yemeği önünde gölü seyrediyordu. Yanına geldiğimi görünce bana bakıp gülümsedi ve önüne oturmamı işaret etti.

Gülümseyip yanına oturdum ve prensin önündeki yemeklere baktım. Her şeyden fazla fazla vardı.

Kendi yemeğime baktığımda ise sadece pirinç ve yumurta...

"Jeongguk sen o şeyle doyuyor musun?"

"Evet prensim, bu benim için yeterli."

"Emin misin?"

Başımı sallayıp gülümsedim ve çubuklarımla pirinci yemeye başladım.

Yemek sırasında Prens Kim tabağına sürekli kendi yiyeceklerinden koyup duruyordu.

"Prens Kim, gerçekten doydum lütfen artık koymayın."

"Olmaz Jeongguk, çok zayıfsın, yemelisin ki kuvvetlenesin değil mi?"

Incompetent PainterWhere stories live. Discover now