12. Bölüm

1.3K 107 28
                                    

İyi okumalarr 🦋

Jungkook beş dakika içinde kapıda olacağına dair mesaj atmıştı. Ben de hazırdım zaten.

Tam kapıdan çıktığım anda o da gelmişti. Arabaya girdiğinde kısaca süzdüm onu. Beyaz bir tişört giymişti ve üzerinde de siyah kot ceket vardı. Kot ceketiyle aynı renkte bol pantolon giymişti. O da kısaca beni süzdü. "Selam."

"Selam. Naber?" İlerlemeye başlarken sormuştu.

"İyi, senden?"

"Ben de iyi." Konuşacak pek bir şey bulamadan yola devam ettik ve çok sürmeden gideceğimiz yere geldik.

İçeriye girdiğimizde bir doktor sevecen bir şekilde karşıladı bizi. Bize sorular sordu, biz de cevapladık. Daha sonra ne işe yarayacağını bile bilmediğim bir takım testler yapmak için ikimizden de kan aldılar.

"Evet, artık sizi ruh eşleri hakkında bilgilendirmem gerekiyor sanırım. Biliyor musunuz bir şeyler?"

Jungkook cevapladı. "Herkesin bildiği şeyleri. Çok fazla bilgimiz yok, siz bilmemiz gereken her şeyi anlatırsanız seviniriz."

Ruh eşleri hakkında birçok bilgi verdi bize. Hayatım boyunca ona bağlı olduğumu tamamen anlamış oldum böylelikle. Üstelik bağı koparmak da öyle sandığım kadar kolay bir şey değilmiş. Nadiren büyücüler bu işlere girişirmiş ve anladığım kadarıyla tehlikeli ve zor bir süreç sonrasında bağ tamamen kopmasa da silikleşirmiş. Birbirimize ihtiyaç duymasak bile içimizde hep bir eksiklik hissedermişiz.

Şimdiki durumumuza gelirsek ise doktor birlikte yaşamamızın daha iyi olacağını söyledi ama bunu kesinlikle reddettim. Sık sık bir arada durmamız gerektiğini söyledi.

Bir de kızgınlık mevzusu vardı. Birbirimiz dışında kimseyle geçiremeyeceğimizi çok net bir şekilde söyledi.

Uzun zaman önce bir doktorla konuşmam gereken bastırıcı kullanmam konusunu ve kurdumun iletişimini de anlattım. Bundan sonra bastırıcı kullanmamam gerektiğini ve test sonuçlarına göre beni ne kadar etkilemiş olduğuna daha sonra bakacağını söyledi. Eğer istersem bis psikologla görüşmemin de iyi olabileceğini belirtti.

Çiçeklerin özel olduğunu ve eşlerin çiçeklere dokununca farklı -tahrik edici- şeyler hissettiğini de öğrendim.

Doktorun dediğine göre ruh eşleri birbirine bir şans verirse aşık olmaları kaçınılmazmış.

Kısacası hayatımız sonsuza kadar birbirine bağlıydı.

Jungkook'un çiçeğinin de o benim çeneme dokunurken reflekssel olarak benim de onun bileğini tuttuğum için orada açtığını öğrendim. Tabi bunu önce Jungkook'a sormalıydım çünkü biliyormuş.

Daha sonra başka sorumuz olmadığı için yeterli bilgi edinip çıktık oradan. Arabaya bindiğimizde Jungkook ilk konuşan oldu. "Yemek yemek ister misin?"

"Eğer şu an çok aç değilsen annem akşam yemeğini bizde yemen için çok ısrar etti." Gerçekten çok ısrar etmişti. Hatta eğer söylemezsem diye birsürü tehdit de etmişti. O kadar da bahane bulmaya çalışmıştım sadece beş dakika oturup gitsin diye ama annem galip gelmişti işte.

"Olur. Aç değilim o kadar. O zaman şimdi size mi gidiyoruz?"

"Hmhm. Başka işin yoksa tabi."

"Yok."

Kafamı sallayıp yolu izlemeye başladım. İçerideki konuştuklarımız hakkında düşünüyordum. Jungkook da anlamış olacak ki soru sordu: "Hâlâ bağı koparmak istiyor musun?"

Omega's Secret | Yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin