18

7.6K 756 236
                                    

"Ya ağzın yağlı orospu çocuğu bir dur." Gökdeniz tatlı tatlı kahkaha atarken Aybars da onunla beraber gülüyor, yalandan kendinden boyut olarak ufak çocuğu sıkıştırırmış gibi yapıp yanaklarına uzanmaya çalışıyordu. Gökdeniz'in deri koltuğunda yan yana oturuyorlardı ve ikisinin de elinde yarısı yenmiş üç çeyrek kokoreç mevcuttu. Sarışın geleli 15 dakikayı geçmemişti, maviş henüz ısırılmamıştı ve Aybars'ın gerçekten sözünü tutup tutmayan birisi olduğunu hemen öğrenmek istiyordu. Mesajlaştıklarından beri delice bunu düşünüyordu ve evet 26 yaşındaki adam resmen ısırılmak istiyordu. Düşünceleri aklından başarısızca kovmaya  çalıştı ve çocuğun omzuna vurup gülerek homurdandı. Ardından kokoreçinden kocaman bir ısırık alıp daha da kocaman gözleriyle tatlı tatlı bal kahvelere odaklanmıştı.

"Ne güzelmiş kokoreç bu arada. Kesin dünyanın en hijyenik olmayan şartlarında yapıldı. Sokaktan falan da almış olabilirsin. Lütfen iyiliğim için nereden ve ne kadara aldığını söyleme."

"Çok komiksin he Gökdeniz. Merak etme güvenilir bir yerden aldım. Yıllardır yiyoruz bir şey olmadı."

"Bu güvenilir olduğunu göstermez yalnız."

Aybars omuzlarını silkti ve kokoreçten büyük bir ısırık aldı. Of işte Gökdeniz de ısırılmak istiyordu şu an aynı böyle. Birisi ısırırken bile bu kadar yakışıklı olabilir miydi ki çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyordu mavi gözlü genç bunun. Bakışlarının derinliğinin ya da Aybars'ın kesinlikle kokoreçten kaynaklanmayan bir karın ağrısıyla onu izlediğinin farkında bile değildi. Dalmıştı işte ağzındaki kocaman lokmayla. Utanmadan kendinden 4 yaş küçük eleman tarafından ısırılmayı delice düşlemişti.

Fark etmeden bir iç çekti ve kirpiklerini iki kez yanağına çarpıp bakışlarını halıya indirdi. Sarışın onun bu dalgın ve büyüleyici güzel haline gülümsemekle yetinmek istemediği için dikkatlice kokoreçlerini yakınlarındaki sehpaya koymuştu.

Yapılı bir çocuktu Aybars. Düzenli olarak arkadaşlarıyla spora gider, sağlıklı beslenmeye özen gösterirdi. Severdi de hoş gözükmeyi normal olarak. İlk defa amacı dışında işe yarayacak kaslı kollarını Gökdeniz'in beline doladı ve çocuk gibi onu hiç zorlanmadan kucağına oturttu. Şaşkınlıktan boğazına ekmek parçası kaçan Gökdeniz ise bir süre delice öksürmüş, kucağa alınmanın sonucunda pembeleşen yanaklarına bir kılıf uydurabildiği için de rahatlamış hissetmişti. Çocuk bu sene 27'ydi ve ilk kez kucağa alınmıştı. Cinsel yönelimi üzerinde asla düşünmemişti, insanlara cinsiyet olarak bakmıyordu, hoşlandığı farklı cinsiyetler olmuştu ve onun için sorun değildi ancak Aybars kalbini küt kür ediyordu işte. Sevilmek istiyordu sadece Gökdeniz. İçinde onun da farkında olmadığı korkunç bir sevgi açlığı mevcuttu. İçten içe onu yiyip bitiriyordu bu.

Sarışın dizlerinde yan oturan ve öksürüğün neden olduğu sert solukları ağır ağır ciğerine çeken çocuğa bakmış, ardından istemsizce elini çocuğun sırtına koyup oturuşunu dikleştirmişti. Gökdeniz anlamsız gözlerle ona bakarken sarışın kucağındaki çocuğun iki yanında işlevsizce duran sağ kolunu elleri arasına almış, ardından acıtmayacak şekilde dişlerini yumuşak ete batırmıştı.

Huylanmayla birlikte mavi gözlüyü kıkır kıkır güldürmüştü keskin ama acıtma amacı gütmeyen beyaz dişler. Yalandan kolunu kurtarmaya çalıştı ve üst vücudunu Aybars'a döndürdü.

"Bu muydu ısırırım, koparırım muhabbetin?"

"Bak kaşınıyorsun."

"Kaşı o zaman."

Sarışın meydan okuyan ses tonuna sırıttı ve dizlerindeki çocuğu iyice kendine çekerek hiç zorlanmadan gövdesini göğüsüne yatırdı. Şimdi kucağında uzanıyordu resmen Gökdeniz. Şoku atlatamadan bu nitelikli dolandırıcının beyaz tenine acıtmayacak şekilde dişlerini minik minik geçiriyor, kollarını, omzunu dişliyordu. Bir süre böyle boğuştuktan sonra Gökdeniz tatlı kahkahasıyla kafasını kaldırdığında göz göze gelmişlerdi ve Aybars uzanıp bal yanaklardan da iki ısırık kapmıştı.

organize sanayi [gay]Where stories live. Discover now