16 bölüm

2.4K 114 50
                                    

günler haftalar aylar geçmişti ve ben hala bu konakta bu odada bir mahkumdum.

Bu sadece bir berdel değildi hayatımın hiçe sayılarak onların değil benim odediğim br bedeldi. Onların deyimiyle kader.

bu kader denen şeye boyun eğmeyecektim. Sonuçları ne olursa olsun bu konaktan o adamdan her gün içimi yakan çocukluğumdan kaçacaktım.

ama hep kaçmayı düşündüğümde bir şekilde haberi olup engel oluyordu sanki her yerde gözü kulağı vardı. Şu an bile rahatsızdım.

Daha fazla düşünmeyerek yataktan kalkıp banyoya girdim. bir düş aldıktan sonra üzerimi giyinip odadan çıktım.

salona girdiğimde yemek masasında baş köşede oturan baran yan tarafında annesi ve diğeri oturuyordu.

hiçkimseyi takmayarak baranın yan tarafında boş olan sandalyeyi çekip oturdum.

Çatal ve bıçağı elime alarak sessizce yemeğimi yemeye başladığımda boğaz temizleme sesiyle barana döndüm. Annesine kaş göz yaparak beni gösteriyordu.

Gözlerim baranın gözleriyle buluştuğunda duraksadı. Bir kaç saniye daha bakıp tabağıma dönmüştüm. Ama o bana bakmaya devam ediyordu.

"oğlum ben özür dilerim hata ettim affet." havva hanımın konuşmasıyla ağzıma götürdüğüm çatalı yerine bırakıp arkama yaslandım ve gözlerimi üzerlerinde gezdirdim.

"Hmm ne için." Dedim yüzümdeki alaylı sırıtışla.

başını barana çevirdiğinde zorla yaptığını anlamıştım. Ağzımı peçeteyle silip konuştum.

"Bu evde ne bir aile var ne huzur herkes birbirlerine zorlayarak bir şey yapıyor veya yaptırıyor. dışardan gören insanlar ne kadar mutlu olduğunuzu düşünüyor oysa." Dediğimde herkesin gerildiğini görmüştüm baranın yüzünde anlamdıramadığım bir ifade vardı.

"Havva hanım" elimle baranı göstererek "o sizi zorluyor diye bir şey yapmanıza veya söylemenize gerek. Sakın dertlenmeyin bu evde kalıcı değilim." Dedim ayağa kalkarak.

"Yemeğini ye." Duyduğum sesle duraksadım.

"Doydum." Diyerek salondan çıktığımda bir bedenin arkamdan geldiğini hissetmiştim.

yürümeyi bırakıp arkamı döndüğümde burun buruna gelmiştik. Nefesini yüzüme vermekten çekinmiyordu. 

"Asla pes etmeyeceksin dimi." Dedi gözlerimin içine bakarak.

"Asla pes etmeyeceğim." Dedim kendimden emin bir şekilde.

gözlerimin içine bakmaya devam ettiğinde kaşlarımı çattım her zaman baktığı gibi bakmıyordu. Neydi bu duygu anlamdıramıyordum.

"Etrafında ne olup bittiğini görmüyorsun duymuyorsun dimii. çocukça davranıyorsun." Dedi

"Görmem gereken şeylerin fazlasını gördüm gösterdin." Dedim. başını iki yana sallayıp gülümsedi.

Eliyle kalbini gösterip "buraya bak." Gözlerim eliyle gösterdiği yere kaydı. "görmen gereken yer burası. Ama sen inatla görmemek için direniyorsun. burası seni hep bekleyecek. zamanı geldiğinde sende anlayacaksın. Buraya ait olduğunu" Dedi. Kaşlarımı çatmıştım ne değişmişti.

Hiç sorgum, sualim yok
Sen bilirsin doğrusunu
Ama bir kez beni duysan olmaz mı?
Benim pek gidesim yok
Sen bilirsin o yolları
Ama bir kez beni tutsan olmaz mı?

"Ben isteyerek asla senin yanında" kalbini gösterdim işaret parmağımla "ve burda olmam boşa hayallere kapılma sen beni sadece zorla tutabilirsin yanında. bir esir olarak başka bir şey değil." dedim nefret dolu sesimle.

Eserinim senin
Her yerimde sen izi(her yerimde sen izi)

"Son nefesime kadar seni bekleyeceğimden hiç şüphen olmasın bu boş kalbimi sadece sen doldurabilirsin. canımın, canın yanmasını göze alıyorum." Dedi burukça gülümseyerek.

Yansın zaten yanıyor
Bi' boşluk var, yeri dolmuyor
İçimde fırtınam kopuyor
Kopsun
Vursun zaten kanıyor
Kalbim katilini tanıyor

onu orda bırakıp yürümeye başladım. Gözlerinin üzerimde olduğunu biliyordum.

O yollar bir beni yoruyor
Yorsun(yorsun)
Ama olsun

odaya girdiğimde kapıyı arkamdan kapatıp koltuğa oturdum.

ne düşünmem gerektiğini ne hissetmem gerektiğini bir anlık unutmuştum.

beni mahkum eden adamın söyledikleri beynimde tekrarlanıyordu.

o sözler gerçek duyguları mıydı yoksa bir oyunun parçası mı. gerçek olsa unutsa iyi olur. Onunla olucağımı gerçekten düşündü mu.

yüzüme alaylı bir sırıtış eklemeye çalıştım ama olmuyordu noluyordu ömer kendine gel. İki elimle bir kaç kez yüzüme vurdum.

başımı kaldırıp aynada gözüken yansımama baktım her şeyi unutup gerçekleri hatırlamaya başladım.

"seni buraya esir etti aileni öldürmeye çalıştı zorla evlendi sırf aynı masada oturuyoruz diye o masum çocuğu dövüp öldürdü o bir katil senin burdan kurtulman gerek." dedim aynada gözüken yansımama.

Burdan kurtulmam için bir plan yapmalıydım ama ne.

Bir kaç saniye daha düşündükten sonra aklıma gelen şeyle sırıttım.

düşmandan kurtulmak için düşmana yakın olmalısın ki kanına giresin. Ben de onu yapacaktım ona yakın olup güvenini kazanacaktım. ilk işim bu mahkumluktan kurtulmak bana tamamen inandığında bir daha hiç dönmemek üzere gidecektim buradan.

—————————————

—————————————

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ömerimiz.

Baran ağamız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Baran ağamız.


—————————————
Bu bölüm kısa oldu ama bugün bir bölüm daha atacağım beklemede kalın.

yorum ve vote atmayı unutmayın.

TUTSAK bxbWhere stories live. Discover now