~30~

127 13 65
                                    

Nabersiniz? Ya ben şey dicem. Ben şimdi tatilde çokça bölüm atarım diye düşünmüştüm ama atamadım ya özür dilerim ಥ⁠‿⁠ಥ mutfağı yenilemeye başlamıştık da evde inşaat vardı o yüzden pek boş vaktim yoktu. Tatil boyu günlük rutinim uyan, yemek ye, antrenmana git, eve geri dön, atıştır, iş yap, kardeşimin ödevlerine yardım et, kitap oku(kardeşim zorluyor), telefona bak, baban kızsın, televizyon izle, yatağa gir, telefona bak, uyu. Ulan böyle yazınca çok vaktim varmış gibi durdu skdjldndkfnf. Neyse ya zamanla yazdıkça atarım artık.

İyi okumalar!!
______________________________________

Üstüme gelen kunailerden kurtulmak için elimle destek aldığım dalın etrafında dönüp kendimi korumuştum. Dizimdeki cepten çıkardığım shirukenleri karşımdaki bana benzeyen ve hatta tıpatıp benim gibi hareket eden kişiye savunmuştum.

Bu bir dönüşüm tekniği değildi. Bunu dakikalar önce Neji haberleşme cihazları üzerinden bize bildirmişti. Karşımızda duranlar bizdik. Bir çeşit ayna etkisi vardı. Görünüşümüz ve güçlerimiz kopyalanıp yapacağımız saldırılar bile aynı olacak şekilde tasarlanmış bir tuzaktı bu.

Sadece ben de değil, Gai-sensei ve takımınında karşısında bu düşmanlardan vardı. Kakashi-sensei'den ise hiç ses çıkmamıştı. Muhtemelen Gaara'yı kurtarmak ile uğraşıyorlardı ve bu tuzağa sadece Gai takımı ve ben yakalanmıştım.

Ellerimi birleştirip kaplan sembolü yapmış ve zincirleri bedenimden çıkarmıştım. Chakra zincirlerini kullanarak yaptığım saldırıya karşı aynı teknik kullanılarak engel olunmuştu.

Zincirlerin çarpışması ile çıkan ses ve aynadaki yansımam ile dövüşüyormuşum hissi öfkeyle kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

Bu lanet olası teknik ile kapıyı açsak bile mağaraya girmemizi engellemek için düzenlenen tuzak çok sinir bozucuydu. Akatsuki zekasını ve gücünü birkez daha göstermişti.

Üstüme gelen ve muhtemelen chakra dolu yumruklardan kaçınmak ve karşı saldırı yapmaya çalışmak beni yoruyordu ve rakibim olan kendim hiç yorulmuş gibi durmuyordu.

Cihazlar ile kulağıma gelen seslerden Gai takımının da aynı durumda olduğunu anlamıştım.

Kaçış manevraları yapmaya başladığımda karnıma aldığım tekme darbesi ile tekrar şelaleye doğru savrulmuştum. Suyun üstünde ayakta durup rakibimin bana yaklaşmasını beklerken nefesleniyordum.

Bu işte bir terslik vardı. Düşündüğüm gibi bir ayna tekniği olsaydı karşımdaki rakibim de yorulurdu. Ama ben yorgun bir şekilde nefeslenirken bile tek bir yorgunluk belirtisi göstermiyordu.

Zincirler ile yeni bir saldırı yapıldığını gördüğüm anda ayaklarımdaki chakra akışını kesip suyun içine düşmüştüm. Kendimi akışa bırakıp biraz yana hareket ettikten sonra sudan çıkıp yeni bir saldırı yapmaya çalışmıştım. Saldırılarıma neredeyse benzer bir saldırı ile karşılık vermişti.

Zamanında Mei ve Hyuga Hiashi aracılığıyla öğrendiğim Hyuga tarzı dövüş stilini bile kopyalamıştı. Ben bunu öğrenmek için yedi yaşımda Hinata ve Neji ile özel olarak antrenman yapmıştım ve Hyuga'nın zorlamalarına katlanmak zorunda kalmıştım ama bu lanet tekniğin kopyaladığı ben, bir parşömen çıkarmam ile hemen kopyalamıştı! Kakashi-sensei'den daha çok kopyacıydı!

Sinirle geriye doğru zıplayarak saldırılardan kaçmıştım. Ve aklıma gelen fikri teyit etmek için Gai-sensei ve diğerleriyle iletişime geçmiştim.

"Gai-sensei bu rakibimiz olan bizlerin hiç yorulmama nedeni bizim parşömeni çıkarırken olan güç seviyemizde kalmaları olabilir mi?"

Ōtsutsuki Gücünde Uzumaki (Gaara x Jun) Where stories live. Discover now