~25~

114 11 52
                                    

Şerefsizlik yapmaya geldim 😌

Köye geri dönmüş, kage binasına doğru ilerliyordum. Dışarıdan bakılınca görevi başarısız geçmiş, hatasını düşünen biri gibi gözükebilirdim. Ama tam tersi görevin başarısız değil de başarılı geçtiğini düşünüyor ve öğrendiğim yeni bilgileri değerlendiriyordum.

Orochimaru'nun mühür ile ilgili söyledikleri doğruysa artık daha dikkatli olmam gerekirdi. Ayrıca o kadın sesinin kime ait olduğunu ve beni o enkazın altından kimin kurtardığını bulmam gerekiyordu.

Üstelik takımımızda hâlâ bir kişilik boşluk vardı ve bu boşluğu dolduracak herhangi birini tanımıyordum.

Tsunade-sama'nın ofisine vardığımda aklımdaki düşüncelerden sıyrılıp içeri girdim. Görev sırasında Sasuke'nin yalanı, Orochimaru'nun mühür hakkında dediklerini ve o ses dışında olan herşeyden bahsetmiştim.

Herşeyi açık açık söylemememin nedenleri vardı. Eğer Sasuke'nin yalanından bahsetseydim göz göre göre tuzağa gitmem Tsunade-sama'nın gözünden düşmeme neden olurdu.

Mühür hakkında öğrendiklerimi teyit etmem gerekirdi. Orochimaru'nun söyledikleri doğruysa bile bunu bana söylemezlerdi. Kendi güvenlikleri için herşeyi saklardılar her zaman yaptıkları gibi.

Duyduğum sesin ise hayal ürünü olduğunu düşünüyor ama öyle olduğunu hissetmiyordum. Bu ikilem yüzünden bu konuyu da kendime saklamam daha mantıklıydı.

Tsunade-sama beni dinledikten sonra kafa sallayıp çıkmam için izin vermişti ama çıkmak yerine olduğum yerde kaldım. Tsunade-sama bana soru sorar bakışlar atarken konuşmaya başladım.

"Tsunade-sama, bildiğiniz üzere takım dokuzda Akane'nin ölümünden sonra bir kişilik boşluk oluştu, o boşluğu dolduracak birini seçtiniz mi?"

Tsunade-sama dediklerimi dinledikten sonra arkasına yaslandı ve çekmeceden bir dosya çıkardı. Dosyayı önüme, masanın üstüne koyarak konuştu.

"Takım dokuz güç gerektiren saldırı temelli bir takım, yani güçlü birinin takıma getirilmesi gerek ayrıca sen ve Misaro'ya kolayca uyum sağlayacak biri olmalı,"

Masanın üstündeki dosyayı işaret ettiğinde birkaç adım atıp masanın üstünden dosyayı elime aldım. Ben dosya içindeki shinobiler hakkında bilgi veren üç belgeye bakarken Tsunade-sama devam etti.

"Elinde tuttuğun belgelerde sizden daha önce mezun olmuş ve takımı dağılmış üç kişi hakkında bilgiler mevcut. Bu dosyayı Ayame'ye gönderip takıma alacağı kişiyi seçmesini isteyecektim, ona belgeyi sen götürürsen memnun olurum."

Dediklerine başımı sallayarak cevap vermiş ve sonra eğilerek selam vermiştim. Hokage ofisinden çıktığımda eve uğramak yerine doğrudan Ayame-sensei'in evine doğru yol aldım.

Ayame-sensei'in evine doğru yürürken, karşımda bana doğru gelen ve el ele tutuşmuş iki çocuk gördüm. Büyük olan kız küçük olan erkekti. Muhtemelen abla kardeştiler. Tam yanımdan geçerken erkek olan kıza gülerek "nee-san seni seviyorum." Demişti.

Bu üç kelime bile canımı yakmaya yetmişti. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve hızla Ayame-sensei'in evine gittim.

Eve vardığımda kapıyı çalıp beklemeye başladım. Bir süre bekledikten sonra Ayame-sensei kapıyı açmıştı. Beni görünce gülümseyerek "Jun, hoşgeldin. İçeri gelsene." Demişti. Ona aynı şekil gülümseyerek içeri girdim.

Ōtsutsuki Gücünde Uzumaki (Gaara x Jun) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt