21 | Milli Takım

5K 349 194
                                    


Biz geldikk! Oy vermeyi unutmayın lütfen, çok öpüyorum. ❤️🌸

Şenol Güneş'ten 14 Şubat yazısı:

"Sevmek için yürek, sürdürmek için emek gerek.
Sevgi ne boğazda, ne mum ışığında yemek yemek.
Ne de pahalı bir pırlanta demek.
Sevgi, bir lokmada iki mutlu insan demek.
Sevgililer gününüz kutlu olsun, her gününüz mutlu olsun."

21.
Milli Takım.

Dün gece.
-Ezgi Ünsal.

"Dalga mı geçiyorsun?" dedim sinirle. Yapıcı konuşma kararı desen yok.

Surat ifadesinden rahatlık akıyordu. Ya da pişkinlik. Artık bir klasik halini almış gibiydi ama bana böyle yapınca öfkeden çıldırıyordum. "Bir şey yapmıyorum, olması gerektiği gibi."

"Hayır bence gayet güzel şaka yapıyorsun." Beni umursamadı. O kadar umursamadı ki güldü ve tuttuğu kapıyı bırakıp hole doğru yürümeye başladı. Ne?

Arkasından içeri girip sinirle kapıyı kapattım. "Benim o an seninle konuşmak istememem ve senin cümle aleme ben boştayım demen arasındaki ilişki nedir?"

Benim fotoğrafımı bana kızıp sildiği için olay böyle yorumlanmıştı, ayrıldığımızı düşünüyorlardı ve tüm bu yorumlardan haberdar olduğuna emindim.

Geri döndüğünde üstüme yürüdü. "Bilmem, ikisinde de bir ilişkide olmadığımız gibi bir ilişki var galiba."

Şimdi de ilişkide mi değildik? Beni delirtiyordu. Beni sinirden delirtiyordu.

"Bunu mu anladın?" dedim, sesimde saklayamadığım öfkemle. "Bravo çok iyi anlamışsın."

Tekrar gidecek gibi olduğunda bu kez kolunu tuttum. "Nereye kaçıp duruyorsun?"

"Ezgi dalga mı geçiyorsun?" dediğinde ses tonu yükselmişti. "Konuşmak istemiyordun? Ben mi kaçıyorum?"

"Şu an istiyorum." dedim onun gibi bağırmadan, en sakin ses tonumla. "O yüzden konuşacağız."

"Şimdi de ben istemiyorum."

"Çocuk musun sen? Misilleme mi yapıyorsun?"

"Ben miyim çocuk?" dedi sinirle. Bu kez o kadar ani döndü ki göğsü sertçe göğsüme çarpmıştı. "Bir düşün, son yaşadıklarımızı bir tart. Çocuk gibi yaşanacak her şeyden korkan ben miyim?"

"Korkmak mı?" Üzerine düşündükten sonra benim söylediklerimin bizim ilişkimizden korktuğum için olduğunu mu düşünmüştü? Ben ne hissettiğimden emindim. Açıkçası dediğim her şey kıskançlığımla ilgiliydi ve bunu böyle yorumlaması çok komikti.

"Bırak."

Kolunu elimden sertçe çekip kurtardığında aynı sertlikle tekrar asıldım. Sonra tekrar ve tekrar. Bana dair hiç güzel bir şey hissetmiyormuş gibi öfkeyle bakan, gözlerinden alev çıkaran oydu. Kurulsam buna da kurulabilirdim, ama kurulmuyordum. Ve yapacağım şey için beni suçlayamazdı.

Kolunu tekrar çekti.

Elim bu kez yakasına gittiğinde ve dudaklarımızı birleştirdiğimde bir çarpışma daha yaşadık. Onu öpen bendim, bunu bekliyormuş gibi beni kalçalarımdan tutup kucaklayan ise o.

Üçlü SavunmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang