16 | Sana Uzak Sana Yakın

5.2K 369 293
                                    

Selamlarr! Bölümle ilgili en çok sorulan şey ne zaman geleceğiydi ama bunun artık bir cevabı yok, yazdıkça atıyor ve 1-2 gün öncesinde de instagramdan bildiriyorum. O yüzden beni oradan takip etmeyi unutmayın lütfen.

Sadece 17. bölüme özel aklımda bir oy-yorum sınırı var, onu yapabilirsek hemen yarın bile atabilirim ama böyle sınırlar koymayı da istemediğim için ayrıca belirtmiyorum.

Onun dışında benim için çok yorgun geçen bir iki haftaydı. Beşiktaş'la ilgili dertlerimi anlatmayacağım tabii ki ama canım hocam Şenol Güneş'e bir de buradan, sonradan görüp tekrar anmak için binlerce kez teşekkür etmek istiyorum. Ona olan sevgimi burada anlatmam mümkün değil. Bu hikayede henüz geldiği bölümleri yazmadım ama burada kavuşacağımız gibi elbet bir gün, bir yerde tekrar buluşmayı ve bu teşekkürü yüzüne karşı da etmeyi çok istiyorum. Bölümle alakalı ilginç bir denk geliş oldu ama dediğimiz gibi: ayrılıklar da sevdaya dahil. Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili.

Sizi çok seviyorum hocam. Çocukluğuma dair hatırladığım her güzel şeyin altında imzanız var. Verdiğiniz tüm emekler hep başımın üstünde.

16.

"İnan ki senden başka kimse yok içimde..."

8 yıl önce.

Baran uzun koridorda yalnızdı.

Zaten yalnız da bir çocuktu. Bunun ölçülebilir bir şey olmadığını biliyordu ama arkadaşlarını ne zaman saysa bulduğu sonuç, yanındaki kişi sayısıyla bir türlü örtüşmüyordu. O da en sonunda pek fazla arkadaşı olmadığına karar vermişti.

Takım sporuna bu kadar alışmış birine ne istediği sorulsa yalnızlık ilk tercihi olmazdı mutlaka. Ama yalnızdı. İçten içe bunu biliyordu.

Bu yaşına kadar sağlıklı bir çocuk kaç kez hastanede bulunabilirse o kadar bulunmuştu hastanelerde. Birkaç defa grip olup sağlık ocağına gitmişti, sağlık raporu almak için tam da bu kata gelmişti, bir-iki kere de çocuk doktoruna görünmüştü. Hepsinde yanında annesi vardı.

Şimdi kolu alçıda yine annesini bekliyordu ve takım antrenörü Ali hocasına kesinlikle babasını değil annesini araması gerektiğini altını çizerek diretmişti.

Ayaklarını salladığı mermer zeminde ve tüm beyazlığına rağmen iç karartan döşemelerin bittiği yerdeki beyaz duvarlarda göz gezdirdi.

Hastanede olmaktan hiç mutlu değildi.

Kolunun halini babasından ne kadar saklayabileceğinin hesabını yapınca üstündeki stres her saniye daha fazla artıyordu.

"Baran!"

Küçük çocuk ismini duyar duymaz korkuyla yerinden sıçradı.

Bir daha asla Ali hocasına güvenmeyecekti.

Eğer aranan söylediği gibi annesi olsa o asla gelmemezlik etmezdi. Ve babasının ses tonundan gayet belliydi ki konuyu da öğrenmişti. Oysa babasına söylememesi için neredeyse yalvarırken hayatında ilk defa birinden bir şey istiyordu.

Üçlü SavunmaDove le storie prendono vita. Scoprilo ora