10

5.8K 395 192
                                    


Keyifli okumalar....

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın :)

"Nasıl öğrendin sen bunu yapmayı?"
dedim saçımı balıksırtı ören Cesur'un aynadaki yansımasına bakarken.

"Ben çok kez denedim ama öğrenemedim, İlkokulda diğer kızlarda gördüğümde çok hoşuma gidiyordu ama bir türlü beceremedim."saçımın sağ tarafını ördükten sonra Piraye Hanım'ın toka kutusundan bulduğu küçük lastiklerden birini saçlarımın ucuna bağladı.

"Doğru söyle kız arkadaşının saçını örebilmek için öğrendin değil mi?"
dediğimde gülerek başını iki yana salladı.

"Annemin saçını örmek için öğrenmiştim. Kimse söyledi mi bilmiyorum ama sen kaybolduktan birkaç yıl sonrası annem ağır bir depresyon süreci geçirdi kendine iyi gelecek hiçbir şey yapmıyordu, saçlarına ellemiyordu bende en azından kendini güzel hissetsin diye saçlarını örüyordum her sabah."dedi ve bu sefer saçımın sol tarafını taramaya başladı.

"Böyle olsun istemezdim hemde hiç."

"Biliyorum abim,"diyerek saçımın sol kısmını örmeye başladı.

"Ama geçti,"

"İzleri kalacak. Sende,bizde, hayatımıza giren dokunan herkeste kalacak izi ama bilirsin yara izi yara kadar acıtmaz."

"Annem mesela,"dedi saçımın ucunu lastikle bağlayarak.

"Bazen uyanıyor uykudan rüya gördüğünü düşünüyor.Her şeyin bir rüyadan ibaret olmasından endişeleniyorum.Babam alıyor karşısına rüya olmadığını gerçek olduğunu anlatıyor."dedi gülerek, gülümseye çalıştım.

"Bu da şov yapıyor."dedi salona giren Yaman Pamir'e, saçlarımı son kez elleri ile düzelten Cesur'u işaret ederek.

"Yavrum çok güzel olmuşsun."dedi Pamir Yaman'ı umursamadan ardından başını hafifçe sağa eğerek yerde oturan bana bakarken yerden hızlıca kalkıp Piraye Hanım'ın kıçım üşümesin diye kıçımın kıçımın altına verdiği yastığı koltuktaki yerine fırlatarak.Aynada kendime bir süre dikkatlice bakıp güzelliğime kendi kendime ölmeye başladım.

"Ben yaptım."dedi Cesur bir çocuk misali kendime bakan beni göz ucuyla işaret ederek, gözlerimin içi gülüyordu sanki.

"Teşekkür ederim."dedim son harfi uzatarak aynanın karşısından ayrılıp kollarımı boynuna sardığımda bir an bile duraksamadan beni daha sıkı sarıldı bana.

"Ne demek abim,ne zaman istersen."

"Piraye Hanım'a göstereceğim."koşar adımlarla salondan çıkmak için kapıya doğru ilerlediğimde Yaman'ın beni belimden yakalayıp salona doğru geri çevirmesi ne olduğunu bile anlayamadan kendimi eski yerimde bulmama neden olmuştu .

"Noluyor be?"

"Annemle babam konuşuyor şimdi, gelince salona görür seni zaten annem."gözlerimi şüpheyle kısarak Yaman'ın gözlerine baktım.

"Kavga mı ediyorlar? Benim yüzümden mi?Buğlem'i gönderdi ya Piraye Hanım benim için."

"Yok be kızım nereden çıkardın ne alakası var seninle ? Konuşuyorlar işte, Buğlem uğruna babam annemle kavga mı eder?"inanmamıştım ama koşa koşa giderek konuşmalarını bölemeyeceğim için kendimi telefona bakan Efe'nin yanındaki boşluğa bıraktım, eve gelip yemek yediğimizden beri hatta yemek masasında bile elinden telefonu düşürmemişti.

"Ne yapıyorsun öyle toplu taşımada yanında oturan gençlerin yazışmalarını okuyan teyzeler gibi."dediğinde güldüm.

"Ay Efe öyle bir konuştun ki sanki ömrün toplu taşımada geçti? Kaç kere kullandın acaba ömrün boyunca toplu taşıma?"

AHUWhere stories live. Discover now