tanıtım

15.1K 1.4K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiiim! Yeni bir mid tadında fic getirdim sizlere. Kemerlerinizi sıkı bağlayın arkanıza güzelce yaslanın, hep birlikte güzel bir yolculuğa çıkıyoruz sizinle.

Buraya fice başladığınız tarihi alabilirim! Xx

Bu ficte iki karakter arasında yaş farkı vardır! Rahatsız olanlar okumaya başlamadan sayfadan çıkabilir!

+++++

Jungkook|

Jimin, kolumdan tuttuğu gibi beni eğlenmeye ihtiyacım olduğunu söyleyerek bara getirmişti.

Barın kapısındayken, "Jim, burası cidden bana göre değil." diyerek barın kapı girişinin köşesinde öpüşen çifti işaret ettim. Onlar yerine ben utanmıştım, yanaklarımın kızardığına kalıbımı basabilirdim.

"Sanane milletten, biz kendi eğlencemiz için buradayız." dedi Jimin ve kolumdan geri yakaladığı gibi beni içeriye doğru çekiştirmeye başlayınca oflayarak adımlarına eşlik ettim.

"Ben içki içemem ki, Jimin yol yakınken dönelim cidden. Evde pinekleyip ders çalışmak, kitap okumak varken-" Bileğimi aniden bırakıp müzik sesinin gelmeye başladığı barın giriş koridorunda birine sarılınca duraksama yaşayıp sözlerime devam etmek yerine susmak durumunda kaldım.

"Selam Yoongi."

"Selam bebeğim." Sarılışına karşılık veren, adının henüz Yoongi olduğunu öğrendiğim kişi Jimin'in kalçalarını sıkarak geri çekildiğinde ağzım kocaman açıldı.

Jimin flörtöz bir şekilde kıkırdayarak saçının bir tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Özledim." diyerek parmak uçlarıyla Yoongi'nin omuzlarına dokundu. Biriyle sevgili olduğundan haberim yoktu. Bana hiç anlatmamıştı doğrusu.

Yoongi, Jimin'in çenesinden tutarak dudaklarını dudaklarının ortasına kapattığında, irileşen gözlerimi oynadığım parmaklarıma düşürdüm. Onları gözetliyor gibi hissetmek beni daha çok germişti. Hiç öpüşmediğim için mi, yoksa böyle insanların içerisinde rahatça öpüşebilecek bir karakterim asla olmadığından mı bilmiyorum yadırgıyordum bu durumu.

Onları kendi haline bırakıp dönerek ilerlemeye başladığım anda, koridorun diğer tarafından çıkan biri bana hunharca çarptığında yere kapaklandım. 

Elinde silahlarla bana çarpan kişinin arkasından koşup ateş etmeye başladıklarında çığlık atarak nereden geldiğimi şaşırıp duvara sindim.

Tam o sırada, biri bileklerimden yakalayarak yüzüme kapattığım ellerimi çekti. Yanık teni, koridor ışıklarının altında parlayan kişi ile karşı karşıya kaldım. "İyi misin?"

Tıpkı ateş eden adamlar gibi siyah takım elbise vardı üzerinde. "Onlar-onlardan mısınız?" Ürkerek titreyen  bedenim eşliğinde güçlükle kelimeleri bir araya getirebildim. Kaşları hafifçe çatıldı ve kısılan gözleri yüzümün her bir köşesinde gezinerek gözlerime geri tırmandı. "İyi misin diye sordum?"

"Tehlikeli adamlardan mısınız diye sordum..." Kelimeler dudaklarımdan daha öteye çekilmeden konuşmayı başarabilmiştim.

Sol elini arkasında tutarken, sağ eli bileklerimden tutmaya son verdi. Dudaklarına ufak bir gülümseme yerleşti. "Değilim, sanırım." dediğinde kaşlarım karmaşayla çatıldı. Az önce patlayan silah sesleri nedeniyle kalbim bir kuş misali çırpınışlara geçmişti. Bedenim zangır zangır titriyordu.

"Nasıl... Bu ne demek bayım..." Öyle miydi değil miydi?

"Değilim." dedi ve bana göz kırpıp ayağa kalktığı gibi harekete geçerken arkasında tuttuğu elini önüne alarak çıkış kapısına doğru koşturdu. Elinde tıpkı onlar gibi silah olup olmadığını görebilmem mümkün olmadı. 

O sırada Jimin yanıma geldi. "Jungkook iyi misin?!" Telaşla düştüğüm yerden kalkmam konusunda bana yardımcı olurken, çoktan gözden kaybolan derin sesli, yanık tenli adamın arkasından bakmaya son verip Jimin'e döndüm.

"Nasıl bir mekana geldik biz böyle?! Bize kurşun gelebilirdi Jimin!" diye bağırdığımda ensesini sıvazladı. "Özür dilerim Jungkook, iyisin değil mi?"

"Değilim... Deli gibi korktum! Eve gitmek istiyorum." dediğimde Jimin iç geçirdi. "Tamam gidelim."

-

1 hafta sonra|

Sabah, Jimin mışıl mışıl uyurken üstüne örttüğü yorganı hafifçe çekiştirdim. "Jim, kahvaltı hazırladım mutfakta."

"Hmm..." Jimin'in uykulu sesiyle sırıtarak geri çekildim ve odadan çıkıp kapıyı çekerek kapattım.

Sonra da omzuma astığım çantamı düzeltip doğruca merdivenlerden indiğim gibi sokak kapısına yöneldim. Ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktığımda, sokaktaki kamyoneti gördüm.

Görevliler eşyaları indiriyordu. "Kolay gelsin." diyerek yanlarından geçtiğimde, hiçbir çalışan beni dikkate alıp cevap vermedi.

"Merhaba." Otobüs durağına gitmek için başımı önüme çevirip ilerlerken işittiğim sesle kaşlarımı çattım. "Yeni karşı komşunuz ben, buraya taşınıyorum."

Duraksama yaşamamla, yolun karşısından bana doğru adımlayan kişiyi görmem bir oldu. Yanıma gelip elini önüme doğru uzattığında gözlerimi kıstım. Yüzü çok tanıdıktı. Ben bu adamı nerede görmüştüm?

Üstünde siyah gömlek vardı ve siyah kumaş pantolon giymişti. "Seni gözüm bir yerden ısırıyor ama." dedi gözlerini kısarak. Tek kaşım havalandı. "Aa geçen hafta barda karşılaşmıştık, o zaman acelem vardı işim olduğu için. Kabalık edip tanışamamıştım seninle, ne güzel tesadüf oldu böyle."

O söyleyince zihnimde ışık yandı, hatırladım. Siyah takım giyen adamdı bu. "Merhaba..." diyerek önüme uzattığı elini hafifçe tutup sıktım. "Kim Taehyung ben." 

"Jeon Jungkook." diye mırıldandım. "Çok korkmuştun o gece, vurulmamıştın değil mi?" Elimi bırakmadan yüzümü inceleyerek soru sorduğunda yavaşça parmaklarımı geri çekip terleyen avcumu görmemesi için arkama alarak kalçama sürdüm.

"Ödüm kopmuştu evet... Vurulmadım ama o saniyelik gerçekleşen patırtıda yaşadığım korku her şeye bedeldi." diyerek iç geçirdim. "Peşlerinden gittin, sen de onlardan biriydin değil mi..."

Gözleri kısıldı ve saniyeler sonrasında dudaklarına çarpık bir gülümseme asıldı. "Öyle olduğumu mu düşünüyorsun?" 

Onun gerçekten de tehlikeli adamlardan biri olabileceği ihtimali o an ağır basınca sertçe yutkundum. "Ben geç kalıyorum, gitmeliyim." diyerek hızlıca yanından geçeceğim sırada elini önüme doğru uzatarak attığım adımın yarıda kalmasını sağladı. "Dur tahmin edeyim şu anda tehlikeli bir adam olduğumu düşünüyorsun."

"Ben gerçekten gitsem iyi olacak." dedim fısıltıyla karışık bir şekilde. "Değilim. O gece içeride daha fazlası var diye ben kendimi can havliyle dışarıya atarken seni gördüm. Yere çöktüğün için vurulduğunu düşünmüştüm."

"Sen de o tehlikeli adamlardan korktun mu yani?" diye sorduğumda başını önüne eğerek gülümsedi. Ardından başını kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak, "Çok korktum, öyle ki dışarıya çıktığımda arabama nasıl gideceğimi şaşırdım. Polisi arayıp ihbar verirken istifra ettim hatta." diye soludu.

**

Tanıtım sonu :') Umarım tanıtım bölümünü sevmişsinizdir, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın seviyorum sizi baiii! Xx

Instagram: Sevvyniz / Sevvytk / Sevvyedit

-Şevval

LOVE YOU DANGEROUSLY • TAEKOOKWhere stories live. Discover now