Dız var, gece yarısında eski

hırsızlar şarkı söylüyorlar

Sessiz usulca...

Ağzıma doğru götürdüğüm, ama yarı yolda kalan mantı dolu kaşıkla bakışıyorduk şu anda.

Tutuklandılar hepsi mapusta,

Deli dolu günler hayat güzeldi

Hırsızlıklarla günler geçerdi

Yaprağı yediler tutuklandılar

Özlüyorum işte o dızları...

"Abla? " Dedi Ege sorarcasına.

Elimdeki mantı dolu kaşığı azıma götürdüm ve yedikten sonra kaşığı tabağa koyup, elimi cebime attım ve telefonumu elime aldım.

Allahsız Buğra

Allah belanı versin Buğra.

Telefonu açıp kulağıma yasladım.

"Nerde rezil oldun?"

Tekrardan Allah belanı versin Buğra. Dişlerimin arasında konuşmaya başladım,

"Sen yaptın di mi benim güzel arkadaşım. " Dediğimde Buğra gülmeye başlamıştı.

"Neyi ben yapmışım? " Şerefsiz bilmezden geliyordu.

"Allah kahretsin seni Buğra." Dediğimde tekrar gülüp konuştu.

"En sevdiğin şarkıyı koydum işte. Bakir kertenkele-caddelerde rüzgar." Bunu dediğinde iyice sinirlenmiştim.

"Buğra. Öldün Buğra." Dedikten sonra yüzüne kapatmıştım. Herkes bana bakarken sakince telefonumu masaya bıraktım ve mantımı yemeğe devam ettim.

Üstümde bakışlar hissediyordum ama bakamıyordum. Sonunda Kuzey konuşmaya başladı.

"Şarkı zevkin harika." Dediğinde Pars ve Ege gülmüştü diğerleride kendilerini sıkıyorlardı gülmemek için. Tugay dayanamayıp gülünce hemen ona döndüm. Gözlerimi kısıp bakmaya başladım Tugay'a.

"Öyle olsun. Bundan sonra en sevdiğim doktor sen değilsin. " Diyip önüme döndüm.

"Ya ben ona gül-" Hemen lafını bölüp konuştum.

"Silenciar."

En İspanyolca konuşabilen sensin. Ok.

Aynen öyle Mükremin su.

***

"DENİZZ!!" Üst kattan bir böğrüme sesi gelince herkes merdiveninin oraya bakmaya başladılar.

Şu anda Kuzey hariç herkes salondaydı. Diğerleri oturup çay içerken ben ve Barkın perde takıyorduk. Daha doğrusu Barkın takıyor ben ise perdeleri tutuyordum. Bir anda kendimi burda bulmuştum, ne olduğunu anlamadan Pars elime perdeleri tutuştur muştu.

Ve evet bu böğüren kişi Kuzey'di.
Kuzey koşar adımlarla merdivenlerden inip salona girmişti.

"Niye böğürüyorsun yine? " Diye sordum Kuzey malına, sanki ne olduğunu bilmiyormuş gibi.

"Sen yaptın di mi."

"Ne yapmışım ben? "

"Pastanın kremalı yerine diş macununu sen sürdün." Dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ne pastası? Ne saçmalıylrsun sen? " Dediğimde yavaşça üstüme yürümeye başladı.

"Gel buraya deniz anası! " Elimdeki perdeleri Tugay'ın üstüne atıp kaçamaya başladım.

Salonda koşturmaya başladığımızda Melek hanım durmamızı söylüyordu.

Azat bey ise, "Afferin benim kızama. Ben boşuna demiyorum en zeki çocuğum diye. " Diyordu.

Salonda başka kaçıcak yer kalmayınca gözüme, çıtır bey abinin oturduğu tekli koltuk çarptı. Hemen oraya doğru koşup arkasına geçtim ve Kuzeye itafen konuştum.

Şimdi yiyorsa gelsindi.

"Gelsene Kuzey. " Dediğimde, Ege ve Pars anıra anıra gülüyorken, Tugay üstündeki perde lerden kurtulmaya çalışıp,homurdanıyordu sinirle.

"Yeter Kuzey, bırak Arın'ı. " Çıtır bey abi konuştuğunda, Kuzey bana bakıp dudaklarını oynatarak 'bekle sen, bekle' diyip Parsın yanına oturdu.

"Deniz, şu perdeleri ve artık!" Barkın sinirle konuştuğunda aklıma Tugay geldi. Hemen Tugay'ın yanına ilerledim ve üstündeki perdeleri aldım.

"Ölücem sandım bir an! " Dediğinde gülüp, " Bi'de bayıl istersen Feriha." Dedim ve Barkının yanına ilerledim.

***

Odama çıkmıştım, abimi aramak için. Uzun zamandır konuşamamıştık.

Üstümü değiştirip arıycaktım abimi.

Üstümü değiştirip tam yatağa girecekken telefonum çalmaya başlamıştı.

Evet, bekir kertenkele - caddelerde rüzgar çalıyordu hala. Üşendiğim için değiştirmemiştir daha. Telefonuma baktığımda arayan kişinin abim olduğunu görünce gülümsedim ve açtım telefonu.

"Abimmm." Sonunu uzatarak konuştuğumda gülme sesi geldi.

"Abisinin güzeli, nasılsın? "

"İyiyim abi, sen nasılsın? Sesin yorgun geliyor."

"Bende iyiyim güzelim, şu bir kaç gündür işlerim yoğun olduğu için yorgunum biraz."

"Anladım. Ama sen yine de yorma kendini."

"Tamam Deniz'im. Ee alıştın mı onlara? İyi davranıyorlar mı sana? Bak eğer kötü davranıyorlarsa, o evi onların başlarına yıkarım."

"Abi sakin ol. Gayet iyi davranıyorlar bana merak etme."

Aynen, o kadar iyi davranıyorlar ki anlatamam.

"Neyse güzelim, hadi uyu artık. Geç oldu saat." Dedikten sonra iyi geceler dileyip kapattık telefonu.

Yarın uzun bir gün olucaktı.

Umarım bu baba tarafı da önyargılı değillerdir. Yoksa bu sefer kendimi şu balkondan atardım.

______

ARKADASSAKLAR 10 K OLMAMIZA ÇOK AZ KALMIŞŞ.

BU KİTABI YAYINLARKEN HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM BU KADAR BÜYÜYECEĞİNİ.

BENİM OKURLARIMIN MÜTÜŞMEL LİĞİ ŞAKA Mİİİ???

*24.01.2024*

🖤🖤🖤

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Where stories live. Discover now