yirmi altı

843 91 32
                                    

"Uzak geliyor hayatın uzak sana
Yakamam kendimi, yakamı bıraksana."

Perşembe 21.38

Salonun içerisinde elle tutulur bir gerginlik vardı. Hatta...Biri bir ateş yaksa hepimiz o ateşi yangına çevirecek gibiydik. Titrek bir nefes alırken gözlerimi sıkıca yumdum. Şu anın içerisinden kaçıp kurtulmak istiyordum. Yapamıyordum. Sıkıntıyla oflarken olduğum yerde kıpırdandım.

Aynı rutine devam ediyorduk. Yine herkes bizde toplanmıştı, bu sefer biraz emrivaki gibiydi ama kimsenin şikayetçi olduğu da yoktu. Eslem ve Toprak'ın yüzü sirke satıyordu, aralarındaki problemi çözebilmiş değillerdi. Ben...Aynaya baktığımda kendimi tanıyamıyordum bile. İpar, ona karşı söylenen herhangi bir cümleye tek bir saniye teklemeden iğneleyici bir şekilde cevap veriyor ve insanı konuştuğuna pişman ediyordu. Bu hali öyle ulaşılamaz duruyordu ki...Ona karşı tek kelime edemezmişim gibiydi. Edemezdim de zaten.

Melike, Eftelya ile kavga etmişti. Kerem'in kısa film festivaline yolladığı film red almıştı. Koray hoşlandığı kişinin sevgilisi olduğunu öğrenmişti. Kısacası...Kaybedenler kulübünden halliceydik. Kimsenin konuşmaya hali yoktu ama arada birkaç cümle ortada dönüyor sonra herkes yine sessizliğe gömülüyordu.

Koray ve Kerem kapıda belirdiğinde Toprak iyi hissetmediğini ve bugün bir arada olmak istemediğini söylemişti. Koray ise onu ittirmiş ve eğlenmeye değil ağlamaya geldik demişti. Bu sayede kimsenin rol yapmasına da gerek yoktu. Herkes her şeyin farkındaydı. Koray ve Kerem'in hemen ardından Melike gelmişti. Koray İpar'ı defalarca aramış ve gelmesi konusunda ısrarcı olmuştu, en sonunda bu ısrardan bıkmış olmalı ki İpar da gelmişti.

"Eslem'e bakın, Ege denizinde yelkenlisi batmış." Koray'ın sessizce konuşmasıyla birlikte Kerem ve Melike Eslem'e bakarak gülmüştü. Göz ucuyla Eslem'e baktığımda halıyı incelediğini görmüştüm. Hemen ardından Koray'ın ondan bahsettiğini anlayarak bakışlarını ona çevirdi. "Sesini kesmezsen yelkenliye çevireceğim seni."

"İyi ya...Ne olacak bizim bu halimiz?" Dedi oflayarak. "Ne olacağını söyleyeyim, bizden hiçbir bok olmaz." Kerem dertli bir ses tonuyla konuştuğunda onun için üzülmüştüm. "Kendi adına konuş." Diye atladı hemen konuşmaya Toprak.

Koray Toprak'a yastık atarak hızlıca konuştu. "Sen sus!" Dedi bir hırsla. "Ne yaptın da üzdün Eslem'i onu söyle?"

Toprak kucağındaki yastığa sıkıca sarılırken göz ucuyla Eslem'e bakmıştı ve sitem dolu bir ses tonuyla konuşmuştu. "Belki ikimizde de hata var? Niye tek suçlu konumundaki ben oluyorum?"

Kendisine söz hakkı doğan Eslem bu fırsatı kaçırmamış ve öfkeyle konuşmuştu."En azından kendindeki hata payını kabul edebiliyorsun."Anlamıyordum, ne olmuştu da hala birbirlerine karşı böyle öfkelilerdi? Gerçi...Konuşup halletmeye çalışmıyorlardı bile.

"Evet...Ben onu yapabiliyorum. Keşke sen de yapabilsen." Toprak Eslem'e bakmadan konuştuğunda herkesin bakışları ikisinin üzerindeydi. Koray bir şeyler yapsın ve ikisini barıştırsın istiyordum. Ya da İpar...Biliyordum, ancak o yapabilirdi bunu. Şöyle bir şey vardı ki...Herkesin içinde bir sıkıntı vardı ve kimse kimseye iyi gelebileceği bir durumda değildi.

"Hatalı olduğum bir nokta olsaydı bunu telafi etmekten çekinmezdim emin ol. Senin aksine." Eslem'in söylenmesiyle birlikte Kerem sessizce konuştu. "Tamam...Sakin olun çocuklar."

"Üzülme sen de...Sanki tek film festivali bu muydu?" Kerem'in konuşmasıyla birlikte Eslem bu sefer sinirle Kerem'e yönelik konuşmuştu. "Ağzından bal damlıyor Eslem'im. Bana da bir tesellin var mı?" Koray komik bir yüz ifadesiyle konuştuğunda Eslem gülümsedi. Hemen ardından Koray konuyu farklı bir yöne çekti. "Aranızda kalp kıran konumunda olan var ise sonsuza kadar konuşması yasak. Hatta gruptan dışlıyoruz!"

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Where stories live. Discover now