Üniversiteye yeni atanan Kore dili ve Edebiyatı öğretmeni Alfa Kim Taehyung'un başı öğrencisi omega Jungkook ile beladaydı. Çünkü Kim Taehyung eşini yeni kaybetmiş ve bir yaşında küçük bir oğlu vardı. Tek odağı oğluyken omeganın ilgisini farketsede...
" Teşekkür ederim, çabuk dönmeye çalışacağım. "diyerek evden çıktığında sonunda minik yaramazla baş başa kalmıştık.
İki saat dayanabilirsin Jungkook, hadi bakalım diyerek kendimi motive ettikten sonra junior Taehyung'la beraber evin salonuna geçtim." Eviniz de güzelmiş, ne yapalım biraz evinizi gezelim mi minik Tae?"
Bu fırsat bir daha gelmezdi sonuçta. Salon sade mobilyalarla döşenmişti. Karıştırabileceğim pek bir şey yoktu doğrusu. Merdivenleri görüp oraya doğru yürümeye başladım. Neyse ki kucağımda uslu duruyordu bebek. Ah bebekleri de hiç sevmezdim ya neyse...
Üst kata çıktığımda ilk kapıdan içeri girdim. Rahat olabilirsin demişti gayet rahattım bende. Bu oda sanırım çalışma odasıydı. Koca bir kitaplık ve çalışma masası dışında pek göze çarpan bir şey yoktu. Çalışma masasına geçip deri koltuğa oturduğumda masanın üzerinde duran çerçeveye uzandım.
Yüreğime çöken hüzünle aile fotoğrafını uzun uzun inceledim. Taehyung, yanında sarışın kadın ve kucağında minik Yeonjun vardı resimde. Ölmüş eşini görmek yüreğimi sızlattı. "Annen çok güzelmiş." dedim. Minik mırıltılar çıkaran Yeonjun sanırım annesini büyüyünce hatırlayamayacaktı. Onun için üzüldüm. Sonra da kendim için üzüldüm.
"Hadi çıkalım buradan. Senin odanı bulalım."
Çerçeveyi aldığım yere bırakıp, o odadan çıktım. Hemen yan taraftaki odaya girdiğimde oranın Yeonjun'un odasını görüp gülümsedim. Çok tatlı döşenmişti. Sanırım evin en sevdiğim yeri bu odaydı. Beyaz mobilyalar, minik bir yatak ve bir sürü oyuncak vardı. Şanslı bebe! "Ama böyle olmaz ki doğarken şans mı sıçtın sen minik Tae?"
Onu yatağına bırakıp, dolabına ilerledim. "Sana tatlı bir şeyler giydirelim mi? Bak bu ayıcıklı olan nasıl, güzel mi?" elime aldığım kıyafeti yatağın kenarına bırakıp önce üzerindekileri çıkardım. "Yeonjun bu koku ne? Tanrım! Ne yaptın sen?"
Ama ben daha önce hiç bebek bezi değiştirmedim ki? Tamam Jungkook sakin ol yapabilirsin. Etrafa şöyle bir bakıp, dolapları karıştırdığımda bezleri ve ıslak mendilleri buldum. Birer tane alıp yatağında uzanan bebeğin altındaki bezi çıkarmaya çalışırken nerdeyse kusuyordum. "Bu kadar tatlı bir bebek nasıl bunu yapabilir? Tanrım neden ben?! Sus Jungkook sende küçükken altına sıçıyordun."
Bezini çıkarıp altını güzelce temizledikten sonra yeni bezi yerleştirip bantlarını kapattım. "Şükürler olsun. Yaptım, değiştirebildim." ileride bizimde bebeğimiz olacak Jungkook senin içinde deneyim oluyor işte.
"Kes sesini omega! Sus bir daha duymayayım böyle şeyler."
Ama ona bir bak ne kadar tatlı değil mi?
"Ne yapıyorsun omega şu an? Aklımı falan mı çeleceksin böyle? Hayır yani daha yirmisinde bir çıtırım, bebek falan.. Hem seninle uğraşamam şu an, Yeonjun'un karnı acıktı."
Kıyafetlerini giydirdiğimde şimdi mis gibi olmuştu. Cebimden minik bir lastik toka çıkardım." Saçını toplayalım mı? Baban kızar mı? Kızsın boşver, biz yapalım. "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
