3

4.3K 447 345
                                    


İyi okumalar

Hayatta hep ne istediğini bilen biri olmuştum. Ve tuttuğunu koparan...

Öğretmenine aşık olan ilk genç ben değildim herhalde.

Bu aşk mı bilmiyorum ama ona bakarken içim kıpır kıpır oluyordu sanki. Şöyle tarif edersem eğer, gözlerimi ondan alamamakla, o bana baktığında ona bakamamak arasında bir gelgit yaşıyordum. Çünkü o bana bakarken koyu harelerinde kendimi görmek beni heyecanlandırıyordu.

Şimdi onun dersindeydim ve ben o adamı öpmüştüm. Yani anlıyor musunuz işleri hem hızlandırmış hem de zorlandırmıştım. Yani demem o ki aslında faka basmış da olabilirdim ama her zaman yanlışlar doğruyu götürecek değildi ya?

Beyaz gömleği, yukarı doğru katladığı kol kısımları, siyah kalçalarını saran pantalonu ve o belindeki parlak deriden yapılmış kemeriyle masasına yaslanmış, zarif parmaklarının arasında tuttuğu kitaptan bir şiir okurken nabzım hızlanıyordu. Sanki o an sınıfta yalnız ikimiz varmışız gibi hissediyordum. Onun kadife sesinden duyduğum şiir sanki benim içindi. Öyle olmadığını biliyordum ama öyle dokunaklı bir tınıda okuyordu ki şiiri, kalbindeki hüznün yansıdığını düşünüyordum mısralara.

Tüm ders boyunca bana bir kez olsun bakmamakta ısrarcıydı. Sanırım onu öpüşümden olsa gerek bakışlarını bile benden uzak tutuyordu. Ama ben o gözlerin yalnız benim üzerimde olmasını istiyordum. Bu yüzden bir şekilde onu etkilemenin yollarını bulacaktım.

Ders bitti, ben çantamı toparlayamadan Bay Kim çoktan çıktı amfiden. Peşinden sınıftan çıktım ama onun yanına gidecek cesareti bulamadım kendimde. Ben de Jimin'i aradım. Aklımda güzel bir plan vardı. Bu yüzden onunla kafede güzelce bu plan üzerine çalışmamız gerekiyordu.

"İşte bu kadar basit. Planımız bu."

"Hayatımda daha berbatını duymadım Jungkook. Çok Türk dizisi izliyorsun sanırım bu aralar."

"Ya ne alaka ne alaka be! Tüm romantik komedi dizilerinde böyle oluyorsa vardır bir bildikleri dimi? Sorgulama planımı, anladın mı onu söyle?"

Jimin oflayarak kahvesinden bir yudum aldı. Planım bence gayet güzeldi. "Yani şöyle mi olacak? Şimdi Bay Kim karşıdan yürürken sana doğru, sende elinde tuttuğun yeni fotokopisini çıkardığın notlarla ona doğru yürüyor olacaksın."

"Evetttt... Devam et çok heyacanlı."

"La havle."

"Ne var be? Bölme en heyecanlı yeri işte."

"Tamam tamam. Sonra ben tamamen yanlışlıkla koşarken seni hocaya doğru iteceğim. Siz çarpışınca senin elindeki kağıtlar havaya uçup yere düşecek. Ve Bay Kim sana yardım etmek için yere çökecek."

"Ve sonra ikimizde kağıtları toplarken ellerimiz birbirine temas edecek. Aramızda elektriklenme olacak ve birbirimize bakacağız o an..."

"Sonra o elektrik senin bir tarafında patlayacak. Bay Kim giderken sen öyle arkasından bakakalacaksın ve planında bok gibi."

"Anan diyorum Jimin tatlı kadındı. Sen bana yardım edecek misin onu söyle? Şu an hayatımın aşkı sınıfa doğru gidiyor olabilir."

"Tamam hadi kalk o zaman. Bu kağıtlar çok değil mi? Kaç tane fotokopi çektirdin?"

"Ne kadar çok olursa toplaması o kadar uzun sürer ve o an ki ambians, yani kağıtların havadan yere düşüşü falan herşey mükemmel olmalı!"

"Ah, gerçekten. Neyse bir şey demiyorum artık. Hadi koşalım da geç kalmayalım."

My Alpha - taekook-Where stories live. Discover now