⋆7⋆

32 3 13
                                    

Oğlanlar beni takip ederken onları Hufflepuff ortak salonuna getirdim, hepsi merak içinde bana bakıyordu. Çünkü Hufflepuff ortak salonuna varmak için neredeyse her mutfağa girip çıktık, Hufflepuff ortak salonu mutfak koridorlarında ve yolu cidden yorucu. Şimdi onları kapının önüne getirdim ve hepsi anlamsızca kapının önündeki varillere bakıyordu. Tabii onlar Hufflepuff ortak salonunda olduklarını bilmiyorlar.

Bunu daha önce tek başıma yapmamıştım.
Varillerin önünde durdum. En alttaki varilin bir üstündeki varile Helga Hufflepuff'ın tıklattığı gibi tıklattım. Ne çok sert, ne çok yumuşak. Ne çok sesli, ne çok sessiz. İlk denememle başarmıştım. Genelde arkadaşlarım yapıyordu. Ben hiç yapmadım fakat başardım.

Variller yavaşça hareket etti ve daire şeklinde tahta bir kapıyı açığa çıkardı, Arkamı döndüm ve tebessümle bizimkilere baktım.

"Sessiz olun ve benimle gelin."

Kapıyı yavaşça açtım ve sıcacık olan ortak salonuma girdim. Theodore, Lorenzo ve Mattheo'da benimle beraber içeriye girdi. Şaşırmış olacaklar ki burası Slytherin ortak salonundan daha sıcak ve daha sessizdi.

"Eee nasıl buldunuz? Isındınız mı bari?"

Mattheo:
"Olamaz Max.. Burası bir harika.. Fazla renkli ama.. Gerçekten çok huzurlu.."

"Bunu kimseye söylemeyin sadece size özel!"

Lorenzo:
"Şey.. Max? Kapının önündeki variller ne işe yarıyor? Kapıyı mı koruyorlar yoksa başka bir şey mi?"

"O variller yanlış tıklamada sizi banyo yaptırıyor."

Theodore:
"Nasıl yani?"

"Yani, eğer ki yanlış varile tıklatacak olursanız ve ya Helga Hufflepuff'ın tıklattığı şekilde tıklatamazsanız, o variller sizi sirkeyle ıslatıyor. Biz banyo yaptırıyor diyoruz ama, ne demek isterseniz artık."

Üçüde gözlerini şaşkınlıkla açmış bana bakıyordu.

"Şaka yapmıyorum."

Lorenzo:
"Ah.. bu çok korkunç.."

"Aynen."

Ortak salonun kapısını kapattım ve ilerleyip koltuğa oturdum.

"Gelsenize, bu kadar tereddüt etmeyin."

Lorenzo yanıma gelerek konuşmaya başladı.

"Tereddüt ettiğimizden değil, sadece Hufflepuff'lı öğrenciler bizden nefret ediyor. Bu yüzden burada olduğumuzu öğrenmelerinden korkuyorum."

Gülerek yanıtladım.

"Hayır.. Hufflepuff'lılar sizden nefret etmiyor sadece kibirli olanlarınızdan ya da zorba olanlarınızdan, ya da direkt Draco'dan nefret ediyorlar. Ama maç öncesi Mattheo tarafından dövülen çocuk listeye yeni birisini taşımış olabilir?"

İma edermişçesine Mattheo'ya baktım, gerilmiş duruyordu.

Mattheo:
"Hah.. ne alaka ya.. o kadar nefret ediyorlar mı..?"

"Bilemem artık onlara sor."

Theodore:
"Yasak saatini geçtik. Başka neler yapalım?"

Lorenzo ile birbirimize baktık. İkimizde otuz iki diş sırıtıyorduk, aynı anda konuşmaya başladık.

"KÜTÜPHANEYE GİDELİM."

İkiside anlamaz gözlerle bizi izliyordu. Ayağa kalkıp ikisinide çekiştirdik.

"Hadi hadi! kütüphaneye gidelim!"

Mattheo:
"Hayır!! Orası çok sıkıcı!"

Tabii Mattheo söylenmeye devam ederken kütüphanenin önüne gelmiştik bile. Kapıyı sessizce açtık, içeri girdik. Etrafa biraz göz gezdirdiğimde masada oturan Daphne'i gördüm. onunla fazla bir muhabbetimiz yoktu, arada sırada konuşuyorduk. Beni gördü ve el salladı, yanına doğru yürüdüm.

𝐒𝐭𝐨𝐫𝐲 𝐨𝐟 𝐌𝐚𝐱 𝐓𝐡𝐨𝐦𝐩𝐬𝐨𝐧 || 𝑯𝑷⋆𝑭𝒂𝒏𝒇𝒊𝒄𝒕𝒊𝒐𝒏          Where stories live. Discover now