ᴄʜᴀᴘᴛᴇʀ⁸: sadness and pain

593 101 26
                                    

Oy ve yorumu unutmayın!!
İyi okumalar dilerim..

Acı içinde kıvranıyor, bağırıyor ancak sesi yankı hâlinde kendine dönüyor, pekte öteye gitmiyor. Ardından ağlıyor içli içli, son bir haykırış kopuyor dudaklarından; 'Canım yanıyor!'

Bazı insanlar dışarıdan bazen fazla güçlü görünür, ancak bunun tam tersidir aslında her birinin içi. İçlerinde hep kalbi buruk, küçük bir çocuk vardır. Belki de artık dışarıdan zarar görmekten yorulduklarından ötürü içine kapanır, dışlarına tuğlalardan bir duvar döşerler.

Bunu yapmak zorundadırlar, çünkü daha fazla acı çekmek istemezler. Kim yarası varken bu yarayı daha da derinleştirmek ister ki?

Kapanmayan yaraların tekrar tekrar açılması ve daha büyük bir hâle gelmesine dayanamazlar, bundan ötürüdür asıl kendilerini içlerinde saklamaları.

Aslında güçlü değildir hiçbiri, sadece öyle görünmek zorunda hissederler, belki de zorundadırlar.

Ancak ben her türlü güçsüzdüm.

Dışarıdan ne kadar güçlü görünmek istesem bile öyle görünmediğimin farkındaydım. Öyle olmadığımın da pek tabii. Bu cidden sinir bozucu bir durumdu. Kendime çoğu zaman sinirlenirdim güçlü görünmediğim, olmadığım, olamadığım için.

Başkalarının acıyan bakışlarına maruz kalmak asla hoşuma gitmez. Hatta öyle bakışlar aldığım an diyesim gelir.

'Neden öyle bakıyorsunuz? Şöyle bakmayı kesin, bana acımayı kesin! Kendime daha fazla sinirlenmeme neden olmayı kesin!'

Ancak hiçbirini dile getiremem. En sinir bozucu bulduğum bir diğer huyum da bu sanırım.

Abimin bedenini görmem ve söylediğini duymam ile birlikte bir sürü duygu etrafımı sarıp sarmalamıştı. Ancak en çokta endişe ve korku.

Korkumun ve endişemin temel nedeni neydi peki? Abimin ve babamın beni mahvedecek olması mı yoksa yeni arkadaşlarımın da benden tiksinecek olmaları düşüncesi mi?

İkisinin de olduğu bariz.

Arkamı dönmemiş bir hâlde, adım seslerinin yaklaştığını duyuyorken karşımdaki Taehyung'a baktım. Tepkisi önemliydi, tepkisi önemliydi çünkü yeni tanıştığım insanların tiksintisini hissetmek, görmek istemiyordum. Yeterince hissettiğim bu duygu ve bakışların artacağı düşüncesi beni büyük bir endişe denizinde savrulmaya itiyordu.

Ona baktığımda kaşlarını çatmış bir hâlde bize daha doğrusu bana doğru gelen abime bakıyordu. İyice yakından gelmeye başlayan adım sesleri ile abimin yaklaştığını anlamam zor olmamıştı.

Gerginlik etrafımı çepeçevre sarmışken diğer bir korkum baş göstermişti.

Abim, onun önünde bana el kaldırmazdı, değil mi?

Bundan bile emin olamayıp böyle korkulara sahip olduğumu fark etmem içimde bir burukluk oluşmasına neden oldu.

En sonunda yanıbaşımdan gelen nefes sesleri ve omzumda hissettiğim baskı uygulayan el ile birlikte titreyen ellerimle oynamaya başladım gergince.

My School At Nightحيث تعيش القصص. اكتشف الآن