ᴄʜᴀᴘᴛᴇʀ⁷: mother and facts

636 106 25
                                    

Oy ve yorumu unutmayın!
İyi okumalar dilerim :)

Çok mu kırdılar kalbini minik meleğim? İzin ver her bir yarandan öpeyim, sular altında kalmasın yıldızların. Sönmesin ışıkları, baktığım her an parlasın, açsın dudaklarında tatlı bir tebessüm, bir çiçek misali.

"Sen.. Benim annemin ismini nereden biliyorsun?"

Dudaklarımdan şaşkınlıkla fırlamasına engel olamadığım cümlem ses kesilmiş sınıfta yankılanırken oldukça gergin hissediyordum.

Karşımdaki esmer tenli ve adının Namjoon olduğunu öğrendiğim kişi, büyüttüğü gözleriyle bana farklı bir canlıymışım gibi -ki mantıken öyle- bakıyordu. Kalkmama yardım etmek için uzattığı eli yarıda kalmışken bana olan bakışlarına anlam verememiştim.

Namjoon denen kişi ile ilk kez karşılaşmıştım ve ilk kez karşılaştığım bu kişinin ölen annemi tanıyor, en azından adını biliyor olması beni oldukça dumura uğratmıştı.

Uzattığı eli aynen kalırken şaşkınlığımı bir kenara atıp ilk kendime gelen ben olmuş, hızla ayağa kalkmıştım düştüğüm yerden. Ardından bana dikkatle bakan uzun boylu adam ile istemsizce gerilmiş, olduğum yerde birkaç adım gerileyerek Jimin'e yaklaşmaya çalışmıştım.

Bir süre daha süren bu gerici sessizlik, Namjoon denen kişinin konuşmaya başlaması ve kendine gelmesi ile son bulmuştu şükürler olsun ki!

"Sen.. Ona çok benziyorsun. Ama, nasıl olur bu.."

"Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok, ancak senin açıklama yapman lazım hem de hemen şimdi."

"Neden sana hesap vermek zorunda benim sevgilim?"

Araya atlayan kişi ile ona taraf dönmüştüm. Bu Jin denen olmalıydı, esmer adamın sevgilisi olduğunu zaten kurduğu cümleler veyahut hareketlerinden olsun anlamıştım.

Kurduğu cümle sinirimi bozmuşken annemin aklıma gelmesi ve fazlasıyla bahsetmem üzerine göğsümde bir ağırlık, boğazımda bir yumru oluşmuştu.

"İlk kez gördüğüm birisinin ölen annemin adını bilmesi normal ve sorgulanmaması gereken bir şeyse, elbette, hesap vermek zorunda değil."

Kurduğum cümle ile sevgilisine taraf dönmüştü beyaz tenli adam.

"Namjoon, o haklı. Nereden biliyorsun annesinin adını?"

Ortamı derin bir sessizlik kaplarken Namjoon denen adam hâlâ düşünceli bir şekilde yere odaklanmış hâlde duruyordu. Ancak sevgilisinin omzuna dokunması ile kendine gelmiş, ardından meraklı gözleri görmesi ile derin bir iç çekerek yanımdan geçmişti.

Tam nereye gittiğini soracakken sıraları hareket ettirerek dizmeye başlaması ile aralanan ağzımı kapamış, onu izlemeye başlamıştım.

Birkaç dakika içinde sıraları bir çember oluşturacak şekilde dizmiş, ardından geçebilmemiz için bir aralık bıraktıktan sonra bize taraf dönerek konuşmaya başlamıştı.

"Oturun hadi."

Herkes birbirine bakarken kendi içimde tartışmaya son verip ilk oturmak adına öne atılan ben olmuştum. Birkaç adımda sıraların yanına varmış, boşluktan geçerek camı arkamda bırakacak şekilde oturmuştum.

My School At NightWhere stories live. Discover now