ᴄʜᴀᴘᴛᴇʀ⁴: fear and tension

871 133 51
                                    

Oy ve yorumu unutmayın!
İyi okumalar dilerim ;)

Korku, insana her şeyi yaptırabilirdi. Özellikle can korkusu, çünkü insana canı tatlı gelirdi.

Genç çocuk ekranda yazan son mesajı okumayı bıraktıktan sonra hızla yatağından doğruldu. Babası evden bu saatte ayrıldığını anlarsa mahvolurdu ancak patronunun kulağına eşcinsel olduğunun gitmesi ve işten kovulması, ciddi manada mahvolması demek olurdu.


Aceleyle üstüne siyah bir mont geçirdi. Üstünü değiştirecek vakti olmadığından aynı şekilde odadan çıkmak adına kapıya yöneldi. Kapıyı yavaşça açtıktan sonra essiz ve minik adımlarla koridorda yürümeye başladı. Ne kadar süresi kısıtlı olsa da ses yaparak babasına yakalanmayı da göze alamazdı.

Adımlarını seri fakat oldukça sessiz bir şekilde atmaya çalışırken merdivenin başına gelmişti. Nefesini tutarken hızlı ve dikkatli adımlarla ses çıkarmamaya özen gösterecek şekilde merdivenlerden inmeye başladı.

Kısa bir süre içinde merdiven engelini de atlattıktan sonra yavaş adımlarla dış kapıya yöneldi. Ayakkkabılıktan ayakkabısını alıp giyindi. Ardından kapının fazla ses çıkarmamasını ümit ederek yavaş ve dikkatli bir şekilde kapıyı açtı. Gerginlikten elleri terlemişti. Korkuyla arkasına baktığında kimseyi görmemesi ile küçük bir nefes verdi.

Kapıyı geçebileceği kadar aralayıp açtığı aralıktan geçerek dışarıya çıktı. Her an abisinin de gelebilme ihtimaline karşın biraz da hareketlerini hızlandırarak kapıyı olabildiğince sessiz bir şekilde kapadı. Bir süre sessizce bekleyip içeriye kulak verdi. Ses gelmemesi ile derin bir nefesi ciğerlerine çektikten sonra rahatlamış bir şekilde nefesini geri verdi.

Ellerini üstündeki montun ceplerine yerleştirip havaya baktığında yağmurun hafifçe çiselediğini fark etti. Montunu aldığına şükrederken kafasına montun şapkasını geçirdi. Ardından evinin karşısındaki çocuk parkına koşar adımlarla yürümeye başladı.

Birkaç dakika içinde nefes nefese kalmış bir şekilde, çocuk parkına vardığında uzuvlarının her birinin hem soğuktan hem de gerginlikten üşüdüğünü hissetmeye başladı. Kesik bir nefes verirken parkta etrafına bakınmaya ve Suho'nun arkadaşlarını bulmaya çalıştı.

Hiç kimseyi görememesi ile sinirle nefesini verdi. Suho onunla oyun mu oynamıştı? Cepleri elinde bir şekilde eve geri dönmek üzere arkasını dönüp yürümeye başlamışken gelen ses ile attığı ikinci adımda duraksadı olduğu yerde.

"Nereye böyle ucube?"

Sese taraf döndüğünde gördüğü tanıdık simalar ile derin bir nefesi içine çekti.

"Ne yapacaksanız yapın da bitsin gitsin."

İki çocuk, beyaz tenlinin kurduğu cümle ile alayla gülerken en sonunda ciddileşerek konuşmaya başladılar.

"Bu kadar sabırsız olma ama. Daha eğlenceye başlamadık, asıl eğlencemiz okula gidince başlayacak."

Duyduğu cümleler ile korkuyla bir titreme geçmişti bedeninden. Ona ne yapacaklardı? Bu saatte okul açık bile değildi ki!

"Neyse, fazla zaman kaybettik burada. Düş önümüze bakalım, daha okula kadar yürüyeceğiz."

İki yanına gelip kolundan tutarak zorla onu ilerleten bedenler ile kolunu onlarda kurtardı. Ardından onlardan birkaç adım önde olacak şekilde okula doğru yürümeye başladı.

My School At NightDonde viven las historias. Descúbrelo ahora