İblis Kılıcı Bakiresi

1. Kitap: C6: Kıdemli Kız Kardeş

İBLİS KILICI BAKİRE

Pubfuture'a göre reklamlar

Uçak yavaş yavaş buluta girdikçe gökyüzü karardı. Kabindeki yolcuların çoğu dinlendiğinden atmosfer biraz sessizdi.

Tek huzursuz olan çocuktu. Çünkü kıdemli kız kardeşi de onun yanında oturuyordu. Normalde ona yalnızca uzaktan hayranlık duyabilirdi ama bugün ilk kez vücudunun kokusunu alabiliyordu. Beklendiği gibi, onun yakınında biraz zaman geçirdikten sonra onu daha da sevimli bulacaksınız.

Eğer kız arkadaşın gibi bir tanrıçan olsaydı pişmanlık duymadan ölmez miydin?

Ancak, kıdemli kız kardeş nasıl bir insandı?

Üç ünlü erkek kardeş ve emlakçıların oğulları bile onun tarafından reddedildi. Onun gibi işe yaramaz bir otaku nasıl olur da kıdemli kız kardeşinin ilgisini çekebilirdi?

Çin ve Japonya liseleri arasındaki öğrenci değişim programı ve öğrenci birliği arasındaki kura çekiminin "şanslı kazananı" olmasaydı, kıdemli kız kardeşiyle birlikte vakit geçirme şansına sahip olmasının imkanı yoktu. okul temsilcileri.

Belki de bu kabinde uçuşun uzamasını isteyen tek kişi oydu. Ancak gerçekte inişe yalnızca bir saatten biraz fazla zaman kaldı. Genç adam daha da sinirlenmeye başlamıştı. Hala kıdemli kız kardeşiyle tek kelime konuşmamıştı… ne yapmalı? Kendine nasıl böyle bir adam diyebilirdi? Kıdemli kız kardeş onun yanındaydı ama o bir sohbet başlatmak için inisiyatif kullanmadı mı?

Ancak kızlarla nasıl konuşulacağını bilmiyordu!

Ya yanlış bir şey söylerse bu onun şansını mahvetmez mi? Hata yapmaması için susmak daha iyi...

Ne yapmalı, ne yapmalı... ama eğer bu fırsatı kaçırırsa, gerçekten de kıdemli kız kardeşe bir daha yaklaşamayacaktı...

Tam içeride mücadele ederken uçak aniden sarsıldı.

"Sayın yolcularımız, uçak türbülanslı rüzgarla karşılaştı, hafif sarsıntılar olabilir, lütfen emniyet kemerinizi takın ve kabin içinde hareket etmeyin." Uçuş görevlisinin sakin ve tatlı sesi yayınlandı.

"Pat-!"

Daha duyurusunu bitiremeden uçak yeniden sarsıldı. Ve bu sefer sarsıntı biraz şiddetliydi!

Bu kez uçağın içindeki tüm gürültü kesildi.

Ve pencerelerin dışındaki manzara tamamen karanlıktı. Fırtına ıslık çaldı ve şiddetli rüzgar uçağa çarptı. Zaman zaman bir flaş bile görebiliyorlardı.

"Sayın yolcular, uçak şiddetli bir fırtınayla karşılaştı, lütfen..."

"Patlama...!!!"

Uçuş görevlisi yayının ortasındayken uçak şiddetli bir şekilde sallandı. Gürültülü, statik ve kuvvetli bir rüzgar herkesin kulağında çınlamaya başladı!

Bir anda uçak dengesini kaybetmeye başladı ve ters döndü.

"Ah-!!!"

Tüm kabin panik içindeydi ve etrafta uçuşan her türlü eşya eşliğinde çığlık attı. Bir anda kıyamet gibi kaotik bir hal almıştı!

“Hava kazası mı?! Mümkün değil!" Şiddetli sarsıntı neredeyse genç adamın kalbinin ağzından fırlamasına neden oldu. Bu korku, zihninde umutsuz düşüncelerin oluşmasına neden oldu: “Ölecek miyim? Hayır ölmek istemiyorum!”

Atmosfer basıncındaki hızlı değişim kulak zarının yırtılmasına ve kabindeki gürültünün tuhaflaşmasına neden oldu.

Genç adam da panik içinde içgüdüsel olarak bağırdı. Dünyayı umursamadan bağırıyordu!