Mavi, Ferzin'den ara ara dinlediği kadınla sonunda tanışmış olmuştu böylelikle. Gerçi Ferzin'in anlattığı kadınla pek alakası yok gibiydi. Bu kadın mıydı kahkahalara boğulduğunda gamzeleri çukur gibi ortaya çıkan kişi. Daha çok birini her an yerin içine gömebilecek birine benziyordu. Kısa saçları, bir kulağını tamamen kaplayan küpleri, dövme kaplı parmakları ve dudağında ki piercingi ile kesinlikle duydukları ile uzaktan yakından alakası yoktu.

" Aynen öyle yengecim, hepsi senin bu sevgilin yüzünden." Mai, yerinden kalkıp yanına geldi ve arkasına geçip ellerini omuzlarına koydu. Sesi hep olduğu gibi haylaz bir çocuk gibiydi.

" Ben de diyordum ki ne zaman konuşacak. Çok bile dayandın, Mai."

İris, ters bir sesle konuştuğuna Mavi buna aldırmayıp kafasını çevirdi ve Mai' ye kocaman gülümsedi. Mai de ona gülümseyip tekrardan söze girdi. " Yani yengecim, sana şöyle ufak bir özet geçeyim. Benim diğer masum yengem," eli ile sevgilisinin kollarından kurtulmaya çalışan Ferzi'ni işaret edip." Senin sevgilinin kurbanı olmuş ama olsun bakın ne kadar güzel oldu. Tanıştık ve kaynaştık. Çeşitlilik çoğaldı. "

" Tövbe estafurllağ. Kur yemişmiyiz biz ? Çeşitlilik ne ? "

"Kızım karıştırma oraları," Mira huysuzca Mai'ye çıkıştığında Mai bir gram etkilenmeden Mira'yı ustaca savuşturup konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Asıl meselemiz resmen bir lezbiyen 101 ekibi kurmamız. Mis gibi oldu, artık okeye dördüncü arama derdimiz de kalmadı. "

Geriye kalan beş kişi tuhafca Mai'ye bakakaldı. Herkes konudan bu kadar çabuk sapmasına şaşırırken Mavi ayaklandı. Mutfağa doğru ilerlerken. "Ben bir çay koyayım." diyerek biraz sakinleşmek adına kendine bir kaçış yolu bulmuş oldu.

Mutfağa girdiğinde çaydanlığı alıp su doldurdu ve tüpün üzerine koyup altını yaktı. Ellerini tezgaha yaslayıp gözlerini kapadı. Sadece öylece durdu, düşünmedi, hareket etmedi ta ki Mira ve Ferzin'in içeri girene kadar. Toparlandı ve dudaklarına ufak bir gülümseme takındı. Mira hiç konuşmadn gelip ona sarıldığında Mavi minnetle karşılık verdi ona.

" İyi misin ? " diye fısıldadı.

" Evet," dedi Mavi. "Karmakarışık ama bir o kadar da iyiyim."

" Sevindim."

Birkaç dakika sonra iki arkadaş ayrıldığında Mavi kapı ağzında kafası eğik Ferzin' e seslendi." Yaramazlık yapmış ufak çocuklar gibi duruyorsun. "

Ferzin, utana sıkıla kafasını kaldırdı. Aslında bir hatası yoktu. O böyle bir olay beklememişti o gün İris'e yardım ederken. Sadece yardım etmek istemişti o kadar.

" Özür dilerim tekrardan, Mavi. "

Mira, bezmiş bir halde nefes verdi. "Tamam be kızım," diye yakındı dayanamayarak. " Bütün özür kotanı doldurdun bugün. Tamam olan oldu ama en azından iyi oldu değil mi ? Hep beraber tanıştık işte. "

Mavi, olumlu anlamda kafasını salladı. Elini uzattı, kimseyi suçlayacak biri değildi, o yüzden ona arkadaş olan birinin üzülmesine dayanamayarak gülümsedi. Ferzin de onun yapmak istediği şeyi anlamış olacak ki birkaç adımda yanlarına gelip uzatılan eli kavrayıp sarıldı.

İki arkadaş sıkıca sarılırken Mira sessizlik içinde mutfaktan çıktı. Belki bir miktar kıskanmış olabilirdi ama Ferzin'i Mavi'yi görmek amaçlı kafeye gittiğinde biraz da olsa tanımıştı. O kocaman kahve gözlerin içinde iyi niyeti ve masumluğu görmüştü.

Ferzin, sarılmaya son verip ayrıldığında. " Demek seni üzen, kalbini kıran kişi İris öyle mi ? "

Mavi, kaynayan suyun altını kapatıp sabah yerini öğrendiği çayı kavanozunu alırken konuştu. " Hayır, Ferzin. Evet üzüldüm ama İris yüzünden değil, benim sebep olduğum hatalar yüzünden biz üzüldük. O da bende. Ve inan bana hala da izleri var, duracak da. "

Ruhumu Rengine Boya ⚢Where stories live. Discover now