Hikayem basitti aslında, ödevim için modelim olmasını isteyecektim. Çabucak bitmesini istediğim, sıkıcı bir işten ibaretti. Renksiz hayatımın, renksiz olaylarından bir tanesiydi.
Tabii, nereden bilebilirdim ki solmuş renklerimi kendi renkleri ile r...
Öncelikle merhaba ,hikaye de işlemek istediğim bir konu vardı,bu konuyu 25-30 bölüm aralığında yazmak istemiştim fakat aniden gelen istek ile erkene çektim. Diğer bölümlerde de ufak tefek birkaç şey ekledim, 17 bölümün ise değişiklikleri büyük o yüzden bu bölümü okumadan, ilk olarak bir önce ki bölüme tekrardan bakarsanız daha iyi olur.
Çok soft bir konu işleyemediğim için biraz değiştirmek istedim hikâyeyi. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar ࿐
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Emir Can İğrek / Felfena
Gözlerini araladı, Mavi. Bu işlemi yaparken birkaç defa gözlerini kıpraştırdı. Kirpikleri birbirine yapışmış gibiydi. Gözleri şişmişti, başı felaket derecede ağrıyordu.
Ağlayarak uyumanın getirileriydi.
Alacakaranlık olan odasına baktı. Karanlık çökmüştü. Kaç saattir uyuyordu bir fikri yoktu.
Doğrulamak istedi ama sadece istemekle kaldı. Çünkü beline sıkıca sarılmış olan kollar kalkmasına izin vermedi.
Duraksadı. Uyku sersemliği ile duyduğunu sandığı ses geldi aklına.
İris.
Nefesini tuttu. Annesinden gizli bir şey yapan ufak bir çocuk gibi yavaşça, ses çıkarmadan döndü arkasını.
İris, kollarını ona dolamış uyuyordu. Mavi, tekrardan uzandı. Yüzü bu defa İris'e dönüktü. Parmak uçlarını onu uyandırmamaya dikkat ederek yüzünde dolandırdı. Çok güzel biriydi. Her hangi birinin ondan etkilenmemesi imkânsız geliyordu gözüne.
Dudak çizgisine dokundu. İçten içe hala öpmek istiyordu onu.
Hissettirmeden öpse, bir şey olmazdı değil mi ?
Bir süre düzenli nefes alışverişini dinledi, Mavi. Ardından içinde kopan fırtınaya rağmen yüzünü yavaşça İris'e yaklaştırdı. Kurumuş olan dudaklarının üzerinde dilini gezdirdi. Elinden geldiğince yavaş haraket ederek dudaklarını İris'in dudaklarının üzerine bastırdı ve birkaç saniye bekledi o birkaç saniyede Manolya'nın sesi kulaklarında çınladı.
Seninle eğlenir ama seni sevmez.
Gözleri doldu. Dudaklarının altında ki yumuşak dudaklar midesinde kramplara, tüm kanı çekilmişcesine parmak uçlarının soğumasına neden oluyordu.
Yanakları alev alevdi. Gözlerini kapattı ve keyfini çıkardı. Çok güzeldi, onu öpmek çok güzel bir his di.
Daha fazlasını istemesine rağmen geri çekildi. İris ile ondan hiçbir şey olmazdı. Hisleri daha da büyümeden bitmesi gerekti.
Kolları arasından çıkmaya çalışırken boğuk sesini duydu.
" Nereye kaçıyorsun ? "
Durdu, alt dudağını ağzının içine yuvarladı ve var gücü ile ısırdı.
