8.Bölüm

18 8 0
                                    

"Bul beni kaybolmuşum,
Gecem günüme karışmış, bir hoşum.
Sanmaki sarhoşum,
Ne var ne yoksa yıkıldı içimde,
Bomboşum..."

Arkamı dönüp baktığımda beklemediğim biri vardı.

Bir haftadır beni umursamayan ama şimdi buraya gelmiş olan biri. Hiç beklemediğim bir anda yok olduğu gibi beklemediğim bir anda da gelebiliyordu sanırım.

Gözlerimin içine bakıyordu ve nedensizce bu beni iyi hissettiriyordu.

Sıcak ama bir o kadar da soğuktu.
Net bir bakıştı ama emin olamıyordum.
O buradaydı ama sanki bir duvar vardı aramızda.

Yanıma doğru gelip ayakta durdu.

"Oturabilirsin."dedim ayakta durduğunu görünce. Dudağının kenarıyla gülüp cevapladı.

"İstesem otururum zaten."dedi ellerini göğsünde birleştirip.

"İyi, sen bilirsin."dedim. Ellerimle gözlerimi ve yanaklarımı silip şarkıyı kapattım.

"Ben geldiğim için kapatmana gerek yok, açabilirsin."dedi aynı duruşla. Bu sefer bende olduğum yerden ayağa kalkıp onun gibi ellerimi göğsümde birleştirip cevapladım.

"İstesem açarım zaten."dedim kafamı ona çevirerek. Başını diğer tarafa doğru çevirip birşeyler mırıldandı ama ne dediğini duyamadım.

"Niye ağlıyorsun?"dedi beklenmedik bir şekilde. Başımı ona çevirip yüzüne baktım. O ise uzaklara dalmış denizi seyrediyordu. Geri başımı denize çevirip derin bir nefes verdim.

Bir sürü sebebi vardı aslında. Ailem... Omuzumdaki yük... Az zamanımın kalması ve hâlâ birşey yapamamam... 25 yaşına gelince aynı annem ve babam gibi cani olmayı bırakıp vampir olacağım gerçeği... Ve daha onlarcası. Bir de üstüne hayalet oldum... Hayatım bir kolyeye bağlı. Ama bunu çıkarsam ölür müydüm? İnsan olsam ölürdüm ama caniyken de aynı şey geçerli miydi?

Bütün bunları sadece tek bir kelimeyle yok saymıştım.

"Hiç..."diyebildim sadece. Yüzüme baktığımda anlayabilseydi ne olurdu sanki, hep kelimeleri kullanmak yerine.

Gözler kalbin aynası olsaydı.

Bu sakin, sessiz anı bozan tek bir telefon çalmasıydı. Cebimden telefonumu çıkarıp baktığımda Deniz'in aradığını gördüm. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo."dedim. Deniz hemen konuşmaya başladı.

"Yarın arkadaşlarımla toplaşıp gezeceğiz, gelir misin? Akşam da bir yemek yeriz felan. Ne dersin?"diye bir teklifte bulundu.

"Üzgünüm, yarın olmaz. İşim var yarın."dedim. Hayaletlik işleri...

"Ne zaman müsaitsin? O güne ayarlamaya çalışayım?"dedi ısrarla.

"Şu aralar müsait değilim ya."dedim.

"Bu akşam olsa?"dedi tekrar ısrarla.

"Bu akşam mı?"diye sorduğumda Mandal Herif'in bakışlarını üzerimde hissettim.
"Tamam, bu akşam bir işim yok. Olabilir yani."dedim onaylayıp. Deniz gülüp onayladı ve sonra telefonu kapattı.

"Okuldan manita ayarla demiştin, bana gerek kalmamış. Bir haftada halletmişsin zaten."dedi laf sokarcasına. Bu bir meydan okuma mıydı?

"Manitam olsun olmasın, bu sadece beni ilgilendirir. Benim kendi hayatım var, istediğim kişiyle görüşürüm. Ve okuldan olduğunu nereden çıkardın?"dedim. Birşeyler biliyorsa beni arada kontrol ediyordur demektir bu.

|Hayat Üçgeni|حيث تعيش القصص. اكتشف الآن