32.BÖLÜM

66.7K 2K 255
                                    

Önümüzdeki 3 bölüm İlahi bakış açısıyla yazılmıştır

✒️📜

"Süslediğin için mi bu kadar bekletiyorsun beni pezevenk!"

Hızla Alpaslan'ın kullandığı arabaya binen Can deri ceketini düzeltirken soluk soluğa söylendi.

"Koştum lan koştum! Beni kapının önünden alacaksın sanıyordum."

"Şoförün müyüm lan ben, kapının önünden alacam seni?" diyen Alpaslan tekrar gaza bastı.

Can ön aynadan savruk kahve saçlarını eliyle düzeltirken rahat bir şekilde mırıldandı;

"Ben de senin koruman değilim ama götün sıkışınca; herkes gitsin, Can gelir, değil mi?"

"Lan daha silah tutmayı bilmiyorsun, ne koruması olacaksın acaba bana?" Tek eli direksiyonda olan Alpaslan sağına dönüp Can'a göz kırparken, Can aynada boynuna bakıp; "Dünki kız haşatımı çıkardı," diye söyleniyordu.

Aynayı hızlı bir hareketle kapattı.

"Arabada silah yok değil mi?" diye sordu Alpaslan'a.

"Var, bir tane. Torpidoda ama kullanmayacaksın. Yani zorda kalırsan, mecbur ama mümkün mertebe tabanları yağla ve kaç."

"Arabanı da aramazlar mı? Korumasız ve silahsız gel, diyen adam arabanı da aratır bence."

"Arabayı almayacak ya içeriye. Araba dışarıda kalır. Sen de arabada," derken yoldaki ciddi bakışlarını Can'a çevirdi.

"Seni vurursa arabanı da patlatır..." dedi sesli düşünen Can fazla aksiyon filmi izlemiş gibiydi. Kafasında bir anda TNT'leri mancınık fırlatır gibi kendisine savuran iri yarı Rus mafyaları belirdi.

"İyi ya!" dedi kocaman sırıtan Alpaslan; "Dünya iki koca pislikten kurtulmuş olur."

"Kendi adına konuş..." diye homurdandı gözlerini deviren Can.

"Aslında hamile bıraktığın kızlar adına konuşmuştum ama," diyen Alpaslan Can'a bakarak, pis pis sırıtıyordu.

"Yok öyle bir şey," dedi çenesini savuran Can her dâim inkar ederek. "Kendin ölüme gidiyorsun peşinden beni de sürüklüyorsun hâlâ utanmadan günahımı alıyorsun!" derken, alınmış gibi elini Alpaslan'a savurdu bir kaç kez.

Önüne döndü homurdanarak; "Adam seni vurduktan sonra beni sağlam bırakır mı?"

Alpaslan ise hâlâ sırıtıyordu;

"Oğlum adam Azeri ama emin ol, o da tanıyordur seni. Harem kurmaya yeter vukuatların, ülkeden tüm Orta Asya'ya yayılmıştır kalıbımı basarım! Adam der ki; hamile bıraktığı kızların babalarından biri kesin bunu öldürür zaten ben hiç elimi bile yormayayım, der lan seni görür görmez."

"Şerefsiz..." diye söylendi Can kafasını sinirle silkerken.

Alpaslan'ın kahkahası arabayı doldurduğunda otuz iki diş sırıtarak; "Ulan bu ara kime elimi atsam böyle diyor," dedi.

"Birincisi ben kimseyi hamile bırakmadığıma eminim, onlar başkalarının çocuklarına baba olarak beni seçiyorlar..."

"Ha tabi tabi..." diyen Alpaslan kafasını sallarken Can müdafaaya devam ediyordu.

"İkincisi; sen, bana bu konuda ahkâm kesebilecek en son kişisin kardeşim. Onu da biliyorsundur herhalde, en son Yıldız döneminde, o kadının sana olan gazına gelip-"

Alpaslan aniden sağına dönüp keskin bir bakış attığında Can sözlerinin devamını getirmemesinin yüzündeki cilt tonu açısından daha sağlıklı olacağı kanaatine vardı. Sağında ya da solunda yumruk izi istemiyordu. Yıldız Saral dönemi, Alpaslan Şahsuvar'ın fetret devriydi. Karanlık, bunalımlı ve fazlasıyla kaotik.

TOHUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin