Kızının gösterdiği haber fotoğrafına bakınca gözleri kocaman oldu Yakut'un. Ne diyeceğini bilemedi öylece kaldı.

Haber başlığı ise şuydu;Pavyonda çalışan dansözlere fuhuş operasyonu düzenlendi.

Yakut boğazını temizleyip kızına cevap verdi. "Evet babacığım dans ediyorlar?"dedi.

Laçin heyecanla "Ne güzel ışıklı bir yer. Bizde buraya gidip dans edebilir miyiz Baba?"diye sordu.

Yakut sert bir sesle "Olmaz." dedi hemen.

Laçin babasının bu sert yanıtı karşısında şaşırdı.
"Neden ki?"dedi dudak büzerek.

Kızının bükülen dudaklarını gören Yakut bu sefer daha yumuşak bir sesle cevap verdi."Oraya sadece büyükler gidebiliyor, çocuklara uygun bir yer değil."

"Büyünce gider miyiz?"diye sordu Laçin.

"Önce büyü bir o zaman konuşuruz."dedi Yakut. Aklına kızının hiç büyüdüğünü göremeyeceği geldi. Kalp hatasıydı. 2 yıl önce İstanbulda bir hastanede öğrenmişti. Öğrendiği andan itibaren işlerinin başına bir arkadaşını geçirmiş, Aydın'a babasından kalan eve yerleşmişti. Türkiyede tanınmış bir inşaat firmasının sahibiydi. Herşeyini kendi kazanmıştı. Şimdiyse hastalığı iyice ilerlemişti. Doktorlar en fazla iki ay daha yaşayabileceğini söylemişti. Ölmek sorun değildi.Sorun kızını arkasında bir başına bırakmasaydı. Bu yüzden her şeyi düşünmüş kızının geleceği için herşeyi planlanmıştı. Aydına taşındıklarından beri hep yanlarında olan komşuları Ahmet ve Nefes ile konuşmuş durumu anlatmıştı. O gittikten sonra kızına sahip çıkacaklardı. Onlarla büyüyecekti. Hiçbir şeyini eksik etmeyeceklerdi. Şirketin yarısını Laçin'e, diğer yarısını Ahmet ve Nefes'in kızı Ezgi'ye bırakmıştı. Ahmet ve Nefes başta kabul etmemiş, Laçin kendi kızları gibi gördüklerini, ona koşulsuz şartsız bakacaklarını söylemişlerdi. Yakut'ta aynı şekilde Ezgi'yi kendi kızı gibi severdi. Geleceği için katkıda bulunmaktan çekinmezdi. Bu yüzden sahip olduklarının yarısı kızına yarısı da kızı gibi sevdiği Ezgi'ye kalacaktı. Böylece gözü arkada kalmayacaktı.

Yakut'u daldığı düşüncelerden kızını sesi çıkardı.

"Baba ben acıktım."diyen Laçinle elindeki gazeteyi bırakıp oturduğu yerden kalktı. Babasının kalkmasıyla kollarını babasının boynuna dolaması bir oldu Laçin'in.

"Ne yemek ister benim kızım?"dedi Yakut. Hava neredeyse kararmak üzereydi.

"Domatesli makarna!"diye bağırırken kollarını havaya kaldırmıştı Laçin.

Kızının heyecanı karşısında küçük bir kahkaha attı Yakut.
" Peki domatesli makarna yapalım."

&

Baba kız mutfağa geçip kendilerine harika bir domatesli makarna yapmış afiyetle yemişlerdi. Yemekten sonra bir animasyon filmi açmış, mısır patlatıp birlikte izlemişlerdi. Filmin sonlarına yaklaşmışken Laçin'in göz kapakları yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Bunu fark eden Yakut filmi kapatmış kızını kucaklayıp odasına doğru yol almıştı.

Laçin'i yatağına bırakırken gözlerini açmış babasının elini tutmuştu."Baba beraber uyuyalım mı? Hem kitapta okursun bana."dedi uykulu bir sesle.Kabus görmüştü. Babası gidiyordu. Gitme diyordu ama gidiyordu. Korkmuştu. Çok korkmuştu.

"Ne oldu? Korktun mu?"diye sorarken kızını yanına uzanmış saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Baba sen hiç gitmezsin değil mi? Bırakmazsın beni."dedi babasına daha çok sokularak.

"Bırakmam tabi. Nerden çıktı gitmek, bırakmak falan?"dedi kızına kollarını sararak.

"Kabus gördüm. Gidiyordun sen. Gitme dedim. Gitmek zorundayım diyip gittin."dedi ağlamaklı bir sesle.

Kızının ağlamaklı sesine dayanamadı. İçi gitti. Saçlarına bir öpücük bıraktı. Hissediyordu. Onu arkasında bırakıp bu dünyadan gideceğini hissediyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. Gidecekti. Gitmek zodrundaydı, mecburiydi.

Kalktı. Çekmeceleri karıştırdı. En sonunda aradığını buldu. Şeffaf iki sayfa arasına konmuş bir kuru gül.

Yatakta oturmuş kendisini meraklı gözlerle izleyen kızının yanına döndü.
"Al bakalım bu artık senin."dedi elindeki kuru gülü kızına uzatırken.

"Bu ne?"dedi elindeki kuru gülü inceleyen Laçin.

"Seni hiç bırakmayacağımın kanıtı. Ben seni hiç bırakmam. Yanında olmadığımda bile."diye yanıtladı küçük kızını.

"Nasıl?"diye sordu Laçin.

"Oldu ki ben yanında yoktum, sen kendini kötü hissettin, korktun, ya da kendini yalnız hissettin o zaman bu gül sana her zaman yanında olduğumu hatırlatır. Yanında olmasam bile kalbinde olduğumu, hep seninle olduğumu."dedi kızının saçlarını okşayarak.

Elindeki güle dikkatle baktı Laçin."Sen hiç gitmezsin benimde buna ihtiyacım kalmaz. İstemiyorum bu gülü. Sen hep yanımda kal."dedi babasına sıkıca sarılırken.

Kolları arasındaki kızını sıkıca sararak konuştu.
"Gitmeyeceğim zaten. Sadece bazen işim olduğunda sen yalnız kalırsan diye verdim ben sana bunu."diye bir yalana başvurdu.
Kızına söylediği ilk yalan değildi. Annesi konusunda da çoğu kez yalan söylemişti.

"Sen şimdi bunları düşünme. Gitmeyeceğim bir yere. Burdayım yanında. Şimdi uyuyalım mı?"dedi kızını sakinleştirmeye çalışarak.

Kafasını olumlu anlamda salladı Laçin. Elindeki gülü komidinin üzerine bırakıp yatağa uzandı. Babasına yaklaşıp kollarını sıkıca ona sardı. Babası da ona sarılınca huzur içinde gözlerini yumdu.

Bu son huzurlu uykusuydu.

&

Gece kalbindeki yoğun ağrıyla uyanmıştı Yakut. Elini kalbine atıp derin derin nefes almaya çalıştı. Aldığı nefesler yetersiz geliyordu.
İlaçlarını alması gerekiyordu. Sarsak adımlarla odadan çıktı. Merdivenlerden aşağıya inerken trabzandan yardım aldı. Kalbimdeki ağrı gitgide arttı. Merdivenin son basamağında yere yığıldı. Kalkamadı. Önce elleri uyuştu, buz gibi oldu. Daha sonra kalbi atmayı bıraktı. Geriye kalan ise sol gözünde akan son bir damla gözyaşı ve yukarıda herşeyden habersiz uyuyan kızı oldu.

...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...
İnstagram, ma_erdd
Tiktok,ma_erd

KURU GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin