GİRİŞ

9.6K 549 128
                                    




Kül-Cem Adrian, Mark Eliyahu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kül-Cem Adrian, Mark Eliyahu

10 Temmuz 2000/Aydın

Küçük adımlarla eve doğru yürüyordu henüz beş yaşındaki Laçin. Bütün mahalleyi turlamıştı.Canı çok sıkkındı. En yakın arkadaşı Ezgi ailesi ile beraber tatile gitmişti. Bir haftadır yoktular. Oyun oynayacak kimsesi yoktu. Bir Batuhan vardı onunla da iki gün önce kavga etmişlerdi. Laçin yumruğuyla Batuhan'ın dişini kırmış, daha sonrada Batuhan yerden aldığı bir taşla Laçin'in alnında küçük bir yarığa sebep olmuştu. Daha sonra işin içine aileler girmiş, iki çocuğunda bir daha bir arada bulunmaması gerektiğine karar vermişlerdi.Zaten Batuhan'lada bir daha oynamak istemiyordu. Laçin ile dalga geçmişti. Laçin'in annesi yoktu. Ona sadece babası bakıyordu. Annesi babasının anlattığına göre Laçin doğduktan sonra uzun bir iş gezisine çıkmıştı.İşi bitince gelecekti. Lakin Laçin bunu hiç inanmamıştı. O kadar uzun iş gezi olmazdı. Hem insan hiç kızını özlemezmiydi. Ezgi'nin annesi onu dışarıya oyun oynamaya çıktığında bile özlüyordu. Eve geldiğinde hemen "güzel kızım" diye sarılıp öpüyordu. Laçin annesinin hiç onu öptüğünü hatırlamıyordu. Babasına sormuştu bir keresinde oda annesinin onu bebekken öptüğünü kendisinin küçük olduğu için hatırlamadığını söylemişti.Bunları diğer çocuklara anlattığında ona inanmayıp onunla dalga geçiyorlardı. Batuhan'da aynısını yapmıştı. Onunla dalga geçmiş annesinin asla gelmeyeceğini, babasının ona yalan söylediğini söylemişti. Oysaki Ezgi öyle değildi. Diğerleri gibi onunla dalga geçmiyor aksine onunla annesinin geleceği günü bekliyordu. O yüzden Ezgiyi çok özlemişti. Hergün birbirlerini arıyorlardı ama yan yana olmak gibi olmuyordu. Neyse ki Ezgin'in annesi iki gün sonra döneceklerini söylemişti.

Eve vardığında bahçe kapısından içeri girdi. Babası bahçedeki oturma grubunda oturmuş gazete okuyordu. Yavaş adımlarla babasının yanına gitti. Kolunu altından geçip göğsüne sokuldu. Bunu yapmayı çok seviyordu. Kendini güvende, evinde hissediyordu.

Kızını ona sokulmasıyla elindeki gazeteyi bırakan Yakut, kollarını ona sarıp saçlarına bir öpücük bıraktı. "Ne oldu?"diye sordu kucağındaki küçücük meleğine.

"Hiç " dedi Laçin tatlı tatlı. "Biraz sıkıldım."

Kızının bu tatlı halleri onu gülümsetirken "Sana gazete okumamı ister misin?"diye bir fikir sundu.

"Olur"dedi hemen Laçin. Babasının ona bişeyler okumasına bayılıyordu.

Eğilip az önce masaya bıraktığı gazeteyi aldı Yakut. Biraz karıştırdı. Hangi haberleri kızına okuyabileceğine baktı. Bakışlarını haber başlıklarında gezdirdi.

Kafası atan kasap satırla berberin kafasını yardı!

Sokak ortasında havaya ateş açan magandalar...

Yol verme kavgasının sonu kötü bitti. 1 ölü, 2 yaralı...

Bunları okurken Laçin işaret parmağını gazetenin üstüne koyup bir haberi gösterdi. "Burda ne yazıyor Baba? İnsanlar dans mı ediyorlar?"diye sordu haberdeki fotoğrafı göstererek.

KURU GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin