16. Bölüm

5.5K 508 185
                                    

Keyifli okumalar

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dougal

Savaşçılarım savaş düzeni alarak arkamda dizilmişlerdi.

En önde atımın üzerinde, elimde kılıcımla karşıdaki bizim iki katımız kadar gözüken İngiliz'lere bakıyordum.

Jakobits, tarafsız bölgelerden biriydi. Klan beyi, hem kralla hem de bizimle yakındı. İki büyük tepeden oluşan bu meydanda biz bir tepede, İngiliz'ler diğer tepede konumlanmıştı. Aşağıdaki düzlükte savaş olacaktı.

Kral, ortada gözükmüyordu. Ordu komutanı benim gibi en önde yanında iki şövalye ile birlikte at üzerinde duruyordu.

Sanırım bu isyan hareketinde kral geri planda tutuyordu kendini.

Tıpkı bir korkak gibi...

Sürprizimi beğenmesini umuyordum.

Olduğumuz tepenin arka kısmında gözükmeyen Venedik'li askerler işaretimi bekliyordu. Onların bize katılmasıyla sayımız kralın ordusunu üçe katlayacaktı.

Tek sıkıntı vardı,

Venedik kralı bizim için asker gönderirken bir şartı vardı.

Çıkartmak istediğim kralın gayrimeşru oğlu yerine, benim kral olmamı istiyordu.

Böylece kızlarından birini de benimle evlendirerek kraliçe yapmayı umuyordu.

Gücü elbette severdim, herkes gibi...

Ancak ben hırslarımın kurbanı olamayacak kadar aklı çalışan bir adamdım.

Şu an ki mevkiim ve konumum bana fazlasıyla yetiyordu. Tüm gücümü halkımın huzuru için kullanıyordum. Benim klan beyi olduğum günden beri topraklarımda asla ciddi bir suç işlenmemişti. Hırsızlığın, gaspın, tecavüzün yaygın olduğu topraklarda ciddi yaptırımlar uygulayarak bunu bitirdim. Öyle bir hâle geldi ki artık insanlar akıllarından suç işlemeyi geçirse dahi korkudan ecel terleri döküyorlardı.

Venedik kralına cevabımı elbette vererek bunu istemediğimi söyledim. Oradan elim boş döneceğim ve yeni bir plan bulacağım diye düşünürken, kral beni durdurup 'teklifimi kabul ettiğini ancak ona borçlu kalacağımı unutmamamı' söyledi. Buna itiraz etmeden kabul ettiğimde tek düşünebildiğim, İngiliz kralı Billy'nin karşısında Venedik ordusunu görünce yüzünün alacağı şekliydi.

Ve şimdi, burada savaş meydanında, gozlerim Billy'i arıyordu.

Öndeki şövalyelerin beyaz bayrak ile atlarını biraz daha öne sürmelerini izlerken, kendi bayrağımı açarak tek başıma karşılarına doğru yürüdüm. Aramızda belli mesafe bırakarak konuşacak kadar yakınlaştığımızda, soldaki şövalyenin taktığı koca zirhtan çıkan boğuk sesini duydum.

"Bu yaptığın yanlış Dougal. Krala isyan çıkartmak hainliktir. Eğer şimdi geri dönerseniz yüce kralım sizi affedip evlerinizden olmamanızı sağlayacak"

TUĞRA [İNVERNESS 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin