Gitmem Gerek

6K 689 131
                                    


Sınır 200 volte 100 yorum iyi okumalar...

Benim için berbat geçen aile yemeğinin ardından eve geldiğimizde arabadan inmiştim. Taehyung da kapının girişine kadar bize eşlik etmiş, ben kapının kilidini açarken Alice ile vedalaşmış, ona iyi geceler öpücüğü vermişti.

Kapıyı açıp içeri geçtiğimde lambaları yaktım. Alice son kez Taehyung'a el sallamış ardından koşarak odasına çıkmış, bizi yalnız bırakmıştı. "İyi geceler" dedim, konuşmak istemiyordum. Kırgındım belkide kızgın bilmiyorum. Sadece yatıp uyumak istiyordum.

"Jungkook biraz konuşabilir miyiz?"

"Çok uykum var, yarın konuşuruz." dedim. Bir şey söylemek için dudakları aralandı ama kararlı ifademi görüp bundan vazgeçtiğinde, "İyi geceler" dedi.

Gözlerindeki mahçup ifadeyi düşünmek istemediğimden yavaşça kapıyı kapatıp gitmesini bekledim. Kapının deliğinden baktığımda bir süre orada öylece durduğunu gördüm, orada olduğumu hissediyor gidemiyordu. Kapıdan uzaklaşıp ışıkları kapatıp Üst kata çıktım.

Odama girdiğimde ışığı açmadan pencereme ilerledim ve o gidene kadar onu izledim. O uzaklaştıkça sanki göğsümde bir boşluk oluşuyor ve o boşluk beni içine çekip, boğuyor gibi hissettiriyordu. Onu gerçekten seviyor muydum yoksa bu hissettiklerimin sebebi ruh eşi bağından mıydı emin olmak istiyordum. Emin olmalıydım çünkü onunla evlenirsem yaşayacağım tüm sorunları sırtlanacak gücü ancak böyle kendimde bulabilirdim. Hem onun ailesi hem eski eşimin ailesi ile yaşayacağım sorunları düşündükçe kendimi şimdiden yorulmuş hissediyordum.

Üzerimdekileri çıkarmadan önce Alice'i kontrol etmiş, üzerini değiştirip yatağına yatırdıktan sonra odama dönmüştüm. Kısa bir şort ve tişört giyerek yatağa uzandığım an da gözlerimi kapamıştım. Düşünmek istemedikçe Taehyung'un annesinin bana karşı takındığın alaycı tavır ve o Yeri denen kız gözlerimin önüne geliyor, uykumu kaçırıyordu.

Taehyung bana daha önce kimseyle evlilik düşünmediğini ve aşık olmadığını söylemişti ama annesi bunun tam tersi bir şeyi bu akşam gözlerimin içine baka baka söylemişti. Alfanın her sözüne bu kadar çabuk kanmam normal değildi. Ne ara sevgiye ve ilgiye bu kadar aç bir insan olup, böylesine yeniden evlenmek için can atar olmuştum. Ne ara mantığım yerini duygularıma bırakmış beni doğru düşünüp iyice tartmadan kararlar almaya itmişti bilmiyorum.

O gece uzun uzun düşünüp durdum. Daha tam anlamıyla tanımadığım alfanın koynuna girmiş, kızgınlıktayken onunla beraber olmuş, ona körü körüne güvenmiştim. Bu kesinlikle yapmamam gereken bir şeydi. Ondan birazcık uzaklaşmam gerekiyordu. Bu yüzden uzun zamandır ertelediğim iş seyahatine çıkma kararı almıştım.

"Japonya'ya gidiyoruz Jimin. Önemli iş görüşmelerim vardı, artık erteleyemiyorum."

"Nerden çıktı bu seyahat birden bire. Başka bir sorun mu var? Dün yemekte canını sıkacak bir şeyler mi oldu anlat bana."

Sabah uyanır uyanmaz şirketle gerekli görüşmeleri yapmış, acil bir seyahat programı ayarlamalarını söyledikten sonra hazırlanıp öğlene doğru Jimin'i aramıştım. Alice ile beraber gidiyordum, beni merak etmemesi için ona gitmeden önce haber vermek istemiştim.

"Düşündüm de biraz uzaklaşıp düşünmeye, yalnız kalmaya ihtiyacım var Jimin. Her şey sence de çok hızlı ilerlemedi mi? Daha bir ay olmadı ve biz.. Bilemiyorum böyle olmamalı gibi."

"Bilemiyorum belki haklısın. Alfanın haberi var mı gideceğinden?"

"Hayır ona söylemedim." dedim. Ona söylemek istemiyordum. Belki oraya varınca telefonla haber verirdim. Çünkü gitmemem için söyleyecebileceği herşey kafamı karıştıracak, belki kurdumun gitmek istememesi sebebiyle kararımdan vazgeçirecekti beni. Bu yüzden ona söylemeden sessizce gitmeliydim.

My Omega - taekook Where stories live. Discover now