Davetsiz Misafir

7.5K 819 179
                                    


Sınır 140 volte 75 yorum...

...

Jungkook kızının odasını toparlamak için odasına girdiğinde komidinin üzerinde duran resimde takılı kalmıştı gözü. Eunwoo, Alice ve kendisinin olduğu resime uzun uzun bakıp kızının doğduğu o ilk gün canlandı hafızasında yeniden. O gün kızını kucağında aldığında bundan daha güzel bir mutluluk olamaz diye düşünmüştü.

Ölmüş eşine bakıp üzülmüştü. Çok genç yaşta hırsları onu ölüme götürmüştü. Kızının babasız büyümesine sebep olmuştu bu. Kendi onun için elinden gelen her şeyi yapıyor olsada kızının bu eksikliği yaşadığını biliyordu içten içe. Eunwoo ile evlenmesi aileler aracılığıyla olmuştu. Ailesine evlenmeyi ne kadar istemediğini söylesede yaşadığı baskı ve psikolojik şiddet sonunda kabullenmesi gerekmişti. Eunwoo da sırf lider olmaya bir adım daha yaklaşabilmek, aile kurup güçlü bağlar oluşturmak için kabul etmişti evliliği. Jungkook'a asla kötü davranmamıştı ama onun sevgisini de hiç hissetmemişti.

Şimdi ise herşey değişmişti. Jungkook sevme ve sevilme duygusunu Taehyung'la yaşamaya başlamıştı. Taehyung'u düşünürken bile içini heyecan, mutluluk kaplıyordu. Elinde tuttuğu resmi aldığı yere geri bıraktı. Ölmüş eşine hala saygı duyuyor ama artık geçmişi düşünmek yerine bundan sonra kendi ve kızı için güzel adımlar atmak istiyordu.

Jungkook evi güzelce toparlayıp temizlemiş ardından duşa girmişti. Güzelce yıkandıktan sonra hazırlanıp kızını kurstan almış dönüş yolunda alışveriş için markete uğramıştı. Akşama güzel yemekler hazırlayıp alfayı yemeğe davet edecekti. Kızı da Taehyung'un geleceğini duyunca çok mutlu olmuş, o gelmeden kurs öğretmeninin verdiği çalışmayı tamamlamak için odasına kapanmıştı.

Mutfak önlüğünü takıp yemek hazırlıklarına başlamadan önce Taehyung'u aramaya karar verip telefonunu eline aldı Jungkook. Tezgaha yaslanırken telefonu kulağına götürüp çalan telefonun açılmasını beklerken kalbi hızlanmaya başlamıştı. Alt tarafı bir telefon konuşması diye geçirdi içinden bu heyecanını abartı bularak.

"Sevgilim?" Alfanın ona sevgilim diye hitap etmesine henüz alışamadığından kalbi tekler gibi oldu yeniden. "Müsait misin?" diye sordu onu bekletmeden. "Müsaitim, nasılsın?". Dudaklarını ıslatıp derin bir nefes aldı. "İyiyim, yemek yapıyordum. Taehyung akşam bize gelir misin beraber yemek yeriz." dediğinde Taehyung hiç beklemeden "Gelirim sevgilim." dedi. "Akşam 7 gibi orada olurum." dedikten sonra telefonu kapattılar.

Jungkook yüzündeki gülümseme ile neşeli bir şekilde yemekleri yaparken, Alfanın beğeneceği türden et yemekleri hazırlıyordu. Lezzetli olması için büyük çaba sarf ederken bir yandan da masayı kuruyor alfa gelmeden her şeyin en güzel şekilde tamamlanmasını istiyordu. Sonunda yemekler pişmiş, masa kurulmuştu. Yediye yirmi dakika kaldığını gören Jungkook koşarak odasına çıkıp üzerini değiştirip kızının odasına gitti.

"Bebeğim, hadi ellerini yıka birazdan Taehyung burada olur." dediğinde Alice koşarak banyoya gitmiş ardından ellerini yıkayarak babasının yanına dönmüştü. Beraber alt kata indikleri sırada çalan zil ile Alice Jungkook'dan önce kapıya koşarak açmıştı. Ama gelen alfa değil, başkasıydı.

" Babaanne? "

" Bayan Kang?" dedi Jungkook şaşkınlıkla. Eunwoo'nun annesinin bu evi nereden öğrendiğini anlayamamış uzun zamandır görmediği kadın ile afallamıştı.

"Torunumu görmeye geldim Jungkook beni içeri almayacak mısın?" diye soran kadın Jungkook'a sert bakışlar atıp torununu kendine çekerek sarılmıştı. "İçeri buyrun lütfen." dedi Jungkook şaşkınlığın yerini meraka bırakırken. Alice ara sıra babaannesiyle görüşürdü ama üzerinden altı ay geçmişti. Zaten senede bir yada iki kez dışarıda buluşurlardı babaanne torun. Jungkook pek fazla onlarla muhatap olmazdı zaten orta yaşlı kadın da pek Jungkook'u sevmezdi.

My Omega - taekook Where stories live. Discover now