Davetsiz Misafir

En başından başla
                                    

Bayan Kang içeri girip salona geçerken etrafı inceledi. Oğlundan kalanlarla Jungkook kendine iyi bir hayat kurmuştu, bu durum onun canını sıksada torunu için sessiz kalıyordu. Hazırlanan masayı gören kadın fazladan bir servisi farkedip Jungkook'a döndü. "Misafiriniz mi var?" diye sorduğunda Jungkook sertçe yutkundu. "Arkadaşım gelecekti." dedi.

O sırada çalan kapı ise gelen misafirin habercisiydi. Jungkook ne yapacağını bilemeyerek kapıya koştu. Bu akşamı böyle hayal etmemişti. Çok gerilmişti bu yüzden. "Hoş geldin" dedi elinde çiçeklerle kapıda duran alfaya. "Hoş buldum geç kalmadım değil mi?" diye sorduğu sırada alfa içeride yabancı bir Alfanın daha olduğunu anladı kokusundan. "İçeride yabancı bir alfa kokusu alıyorum." dediğinde Jungkook Alfanın sinirlenmemesi için direkt açıkladı. "Alice'in babaannesi burada. Üzgünüm habersiz geldi." demişti.

Jungkook'un canının sıkkın olduğu yüzünden okunurken alfa içeri girdi ve elindeki çiçeği sevgilisine uzattı. Ardından yanağını eliyle okşarken Jungkook'a yanında olduğunu göstermek istedi. Jungkook çiçeği mutfağa bırakırken alfayla beraber salona geçtiler. Bayan Kang içeri giren alfayı görür görmez tek kaşını kaldırıp sorgular bir şekilde yüzüne baktı. "Bayan Kang, arkadaşım Taehyung" diyerek birbirine tanıttığında Taehyung arkadaşı olarak tanıttığı için biraz öfkelensede sonradan Alice'in henüz bilmediği gerçeği aklına gelmiş, kadına kısaca selam vermişti.

Jungkook masaya bir servis daha hazırladı ve yemekleri tabaklara koyarken kadın ve Taehyung arasında  gergin bakışmalar devam ediyordu. Kadınla ilgilenmek yerine Alice'e döndü Taehyung. "Nasılsın bakalım prenses?"

"İyiyim sen nasılsın Teyung?" dediğinde Taehyung kıza göz kırpıp saçını okşadı. "Ellerine sağlık Jungkook" dedi servisi tamamlayıp karşısındaki sandalyeye oturan sevgilisine bakarken. Yemekler çok lezzetli görünüyordu ve Taehyung ilk kez Jungkook'un elinden bir şeyler yiyeceği için mutluydu. Gerçi baş köşede oturan kadın ona gerici bakışlar atmasa daha da mutlu olacaktı.

Herkes yemeğe başladığı sırada Bayan Kang bir şey farketti. Jungkook'un bileğinin içindeki çiçek gözüne çarptığı sırada elindeki çubukları bırakıp sertçe Jungkook'un kolunu tuttu. "Bayan Kang ne yapıyorsunuz?" dedi şaşkınlıkla. Jungkook kaşığındaki çorbayı neredeyse üzerine dökecekti. "Jungkook bu ne?!" diye bağıran kadın çiçeklerin üzerine bastırdığın da Taehyung ve Jungkook aynı anda acı çeker gibi tısladı. Taehyung başka bir Alfanın Jungkook'un çiçeklerine dokunmasıyla boynuna kızgın bir demir saplanır gibi olduğundan elini boynuna koydu.

Kadın o an bakışlarını yanındaki alfaya çevirdiğinde şüphelerinde haklı olduğunu anlayıp Jungkook'un kolunu bıraktı. "Konuşmamız lazım hemen!" dediğinde alfa o kadına bir şey dememek için zor tutuyordu kendini. Üstelik Jungkook'un gözlerinin dolması da bunu zorlaştırıyordu. "Üst kata çıkalım" diyerek ayağa kalktığında Taehyung'a baktı. Biraz sonra yapılacak konuşmanın ikisi içinde iyi olmayacağını biliyordu.

Jungkook önden ilerlerken Bayan Kang onu takip ederek Üst kata küçük salona geçtiler. Kadın sinirden köpürmüş bir ifadeyle Jungkook'un tam karşısında durarak hala bileğini tutan omegaya baktı. "Ne demek oluyor bu?" diye sordu sert bir şekilde. Alfa olan kadın, omeganın üstünde kolayca baskınlık kurabiliyordu. Jungkook zar zor bakışlarını kadına çıkardı. "Taehyung benim ruh eşim" dediğinde kadının yüzünde alaycı bir gülüş belirdi.

"Arkadaşın olarak tanıttığına göre sanırım henüz mühürlenmediniz?"

"Mühürlenmedik evet. Önce Alice'in ona alışmasını bekliyoruz."

"Böyle bir şey olmayacak!"dedi kadın net bir ifadeyle." Alfayla mühürlenmeyi unut. Ruh eşi bağı saçmalığı da umrumda değil"dediğinde Jungkook dolu gözleriyle kadına baktı.

My Omega - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin