"54 - Seçimler ve Vazgeçişler"

1.5K 109 99
                                    


Can Kazaz | Güneşi Boğarım

Oy atarsanız ve en azından bir yorum bırakırsanız çok mutlu olurum aşklarım çünkü hala burada birilerinin olduğunu bilmek bana umut verecek tek şey.🫶🏻

KIVANÇ TANYERİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


KIVANÇ TANYERİ

Koca bir dünya omzuma tünediğinde, seçim yapmak her şeyden daha zordu. Ayağa kalkmak, bir şeyleri göze almak beklenilenden, sanılandan çok daha zor, bir noktada imkansızdı. Seçenekler arasında mekik dokumak bir yana, ölmek ihtimali, eskiden canın olan kadının ölüm ihtimali her şeyi yokuşa sürüyordu ama... Ben Gümüş'ü gördüm. Kızarık gözlerini ve çöken omuzlarını, her detayıyla gördüm. Bir adam böyle kolayca, saniyeler içinde yıkıldı. Kardeşim gözlerimin önünde ölümü diledi ve o ölüme körü körüne gitti. İşte tam bu noktada, başka şansım yoktu. Deli Kurt'un laflarını umursamamaktan başka bir şey yapamazdım. Peşi sıra Betül'ün yerinde Münire olsa, Gümüş'le taraflarımız tamamen değişse ben ne yapardım düşüncesi boğazıma acıları dizdi. Bir yumru görevi gördü ve yutkunmamı engelledi. Böylece o yumru canımı daha da sıktı ve Münire'nin o itlerin elinde olup kurtarılmama ihtimali kalbime bir hançer sapladı. Hançerin oyması güzelimin gözleri gibi pasparlaktı ve ben parlaklığıyla kör olmuşken birkaç defaya mahsus hançer, kalbimde turladı. Döndü, döndü ve döndü...

Ne zamanki bir son çalındı kulağıma, bir daha sevdiğimi görmemek ihtimali ensemde soluklandı, silkelenerek kendime geldim. İşte bundan sebepti ki şimdi, burada, göğsümde tonlarca ağır bir yükle Betül'ün götürüldüğü aracı izliyordum.

Bir seçim yapmıştım, ablam yerine bir askerin, kardeşimin yarenini seçmiştim. O yarenin akıbeti ise ne yazıktır ki belirsizdi. Başlarda bizim yanımızda olsa da son zamanlardaki hareketleriyle Betül, aklımıza istemediğimiz olasılıkları getiriyordu.

Çenemin kaşınmasıyla yüzümü üstüme sürttüğümde is lekesi daha da yayıldı. Kafamı kaldırıp araca, minibüse bir bakış attım ve "Şahin'den Pala'ya, Şahin'den Pala'ya," diye tahriş olan boğazıma inat genizden gelen bir sesle konuştum.

Talha anında cevap verdi. "Pala dinlemede."

Dağın yamaçlarına kısa bir bakış attığımda merak ettiğim soruyu sordum. "Çevrede keskin nişancı görüyor musun, Pala? Uzunca durup çözüm aramamaları hayra alamet değil. Şerefsizler görüş alanıma da girmiyor."

Seslice aldığı nefesi kulaklıktan duyulurken "Hayır komutanım," dedi Talha. "Keskin nişancı yok ama sahada belirgin bir hareketlilik görüyorum. Birer korkak gibi saklansalar da geliyorlar. Sayı henüz belirsiz."

Geliyorlar ve sayı belirsiz.

Bu da demek oluyordu ki beklediğimizden çok fazla olmalıydılar. Bu bir çeşit taktikti, üstesinden gelebilirdik. Pek tabii, mühimmatımız yeterse. Burnumdan keskin bir nefes aldığımda kaskımı düzelttim. "Tamam, sen yerinde kal Pala."

Kantinci Komando - Texting +18Where stories live. Discover now