"44 - Küllenen Aşk!"

6.8K 354 66
                                    




44. KÜLLENEN AŞK

(+18)

Şehvet, zehirli bir dumandı, ikimiz de soluduk. Aynı odanın içinde, iki beden alev aldı da geriye külleri kaldığında bir cümle serildi ortaya, çırılçıplak bedenlerimiz gibi öylece serildi.

"Aşkın alevini tutku harlar."

Üzerimde mitolojilerin tozlu sayfaları arasına karışmış bir tanrı gibi dikilen adam, tüm varlığıma tüm varlığını adarken ellerim heyecandan titriyordu. Kire bulanan kelimeleri beni durmak bilmez bir rüzgâra karıştırıp kavuruyor, aşkın pembe rüyasına daldırıyordu.

Kıvanç Tanyeri, benim aşılmaz, tepesi kara kurban giden güçlü, sağlam dağım, yamacım, tuttu beni ve güzel dudaklarının arasından çıkan kirli kelimelere hapsetti. Her sözcüğünde vücudumdaki ısı arttı ve işte bu, dedim.

Benim hep aradığım meğerse buymuş.

Ben, gücüyle beni çılgına çeviren, aşkıyla saran, şefkatle beni kalbinde büyüten bir adam arıyormuşum meğer.

Kıvanç saçlarımı yumruğuna dolayıp hafifçe geriye doğru itelediğinde mayışmış hâlde yatağa sırtımı bastırdım. Kıvanç'ın gözleri kara bulutlar, sesi sağanak yağmurum oldu.

Saçlarımı hafifçe çektiği yeri parmak uçlarıyla okşadığında, "İstiyor musun?" diye sordu net bir ifadeyle.

İstediğimi biliyordu.

Yine de benden duymak istemesi, gülümsememe sebep oldu. Dudaklarımı büyük bir yavaşlıkla yaladım ve titreyen parmaklarım kemerinin tokasına değdi. Başımı salladım ve tokayı açmaya çalıştım ki Kıvanç, tokasındaki elimi büyük avucunun içine alıp sıktı.

Başımı hafifçe yukarı doğru kaldırdım ve Kıvanç'ın nasırlı parmakları dudaklarımı buldu. Sertçe ovdu dudaklarımı. Açığa çıkan dişlerimin üzerinde gezdi parmakları. Bir an için ağzımı aralayıp parmaklarını dişlerimin arasına hapsetmeyi düşünsem de, "Bu güzel dudaklarından duymak istiyorum istediğini." dedi kısık bir sesle ve daha da yaklaştı boynuma doğru. Parmakları dudaklarımdan kayarak boğazımda durdu. "Bu güzel boğazın genişlemeye hazır mı, senden duymak istiyorum."

Yutkundum. Sertçe. Sonrasında, "Evet," diye bir cevap döküldü dudaklarımdan. Sanki daha az önce orgazm olmamışım gibi yeniden uçurumun eşiğine doğru yol aldığımda, Kıvanç'ın kıkırtısını duydum.

Burnu kulağımın altında gezdi ve oraya varla yok arası bir öpücük kondurdu. Boğazımdaki eli orayı yavaşça ovduğunda, büyülenmiş bir hâlde "Aferin benim güzel kızıma," diye mırıldandı keyifle. Sesindeki beğeni ve takdir, aklımı karıştırırken ellerinin kemerinin tokasını çözdüğünü fark ettim. Kemerin hızla şakıyışı odayı doldururken bileklerimi havaya kaldırdım. Bu teslim olmaya meraklı hâlim onu güldürüp daha da eğlendirirken, ilerisi için planlarımın hiçbirinin farkında olmayışı da beni keyiflendirdi.

Belki şimdi süt dökmüş bir kediydim ama o tatlı kediler, yumuşak patilerinin içinde keskin pençelerini saklarlardı. Ben de saklıyordum.

Kıvanç seri bir hareketle bileklerimi bağlayarak ucunu yumruğuna sardığında parmaklarımı oynatarak pantolonun üstünden ereksiyonunda gezdirdim. Acılı iniltisi ne yaptığımı bilmesem de bir şeyleri doğru yaptığımı fısıldarken düğmeyi büyük bir yavaşlıkla açtım. Kabaran ve kasılan karnı, kasıklarına doğru giden seyrek, varla yok arası tüyleri aklımı başımdan alırken burnum göbek deliğinin altına yerleşti. Kıvanç elindeki kemerin ucunu sıkarken ıslak dilimi ağzımın içinde döndürdüm ve pantolonun kumaşının üstündeki çıplaklıkta gezdi dilim. Gerildi ve nefesleri sıklaştı.

Kantinci Komando - Texting +18Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang