Boş sayfaya yayvan bir M harfi çizdi. Sonra köşe noktaları arasında yaylar çizerek harfi yavaşça manolya çiçeğine dönüştürdü. Gözlerini yumdu, kirpiklerinde biriken bir damla yaşın aşağı inmesine izin verdi. Ajandayı bir sırrı gizler gibi kapattı. Yüzünü kuruladı ve makam odasından çıktı.

֎

Y A Z

Aynı gün
Varnata

Parti binasının penceresinden şehri seyrederken bugünün altı ay öncesine ne kadar da benzediğini düşündü. Bugün için seçtiği kıyafetler bile ilkbahar seçimlerindekine çok benzerdi. Tek fark Uysal'ın yokluğuydu. Yaz, onunla görüşmeyi kesmekle ne kadar iyi yaptığını düşünse de gerginliğinin azalması için onun rahatlatıcı ve yüreklendirici sözlerine ihtiyaç duyduğunu itiraf ediyordu, sanki dişi çekilmişti de geriye kalan boşlukta dilini gezdiriyordu.

Seçim sonuçlarını tahmin edebiliyor, bu yüzden bugünün hemen geçip gitmesini diliyordu. Planlarını hayal ettikçe gülümsüyor ve seçimden sonra gündemi belirleyecek olmaktan gurur duyuyordu. Yapacağı işler, vereceği demeçler, açacağı davalar... Artık hiçbir korkusu yoktu. Kendisini dişi bir aslan gibi hissediyor ve düşmanlarının üzerine atılmak üzere hazırlanıyordu. Bundan sonra ailesi güvende olacak ve Avarya eski sakin günlerine kavuşacaktı.

Baş döndürücü hayallerden gerçekliğe bir iç çekişle döndü. Kolunu kaldırdı ve zamanın ne kadar yavaş geçtiğini düşündü. Saat henüz 1'di. Gündemi takip etmek dışında pek bir işi yoktu. Eve gitse ne olurdu ki? Uyusa ya da film izlese... Yapamazdı. İçi içine sığmazdı. İçindeki heyecan ne tamamen kendi dünyasına çekilmesine ne de akışa katılmasına izin verirdi. Akşama kadar vaktini böyle arafta kıvranarak mı geçirecekti?

Derken hâlâ cevabını bulamadığı bir hâl aklına geldi. Yaz, bebekliğinden kalma Bulgaristan pasaportunu bulduğunda annesi içini okuyup okumadığını ısrarla, hatta biraz da kızarak sormuştu. Genç kadın ise annesinin o gün neden böyle bir tepki gösterdiğini şu anda bile anlayamıyordu. O sırada Kiril alfabesini biliyor olmayı dilerdi ki merakı gitsin.

Bu sayede kafasını seçimden nasıl uzaklaştıracağını buldu. Akşama kadar Kiril alfabesi çalışacak, eve gittiğinde de pasaportu bulup içini okuyacaktı.

Makam odasına geçip bilgisayarını açtı. Boş bir not defteriyle parti logosunun olduğu tükenmez bir kalem aldı. İnternet dil öğrenme konusunda zengin kaynaklar sunuyordu. "Belki de gelecekte eğitim tamamen çevrimiçi olacak," diye düşündü Yaz. "Okula ya da kursa gitmeye gerek kalmayacak. Herkes dersleri evinden alabilecek."

Latin alfabesinin aksine, Kiril alfabesinde el yazısı ve daktilo yazısı epey farklıydı. Örneğin "t" harfi el yazısında "m" gibi yazılıyordu. Kıvırcık saçlı kadın moral bozukluğuyla internet sitelerinde dolaşmaya devam ederken Alihan içeri girdi.

"Baba," dedi Yaz. "Sen neden bana yalan söyledin?"

Alihan şaşırarak "Hangi konuda?" diye sordu.

"Hani 1985'te Bulgarlar benim ismimi değiştirmemişti?"

Hazan'ın düğününe gitmek için hazırlık yaptıkları gün Bahar ve bir arkadaşının eski fotoğraflara baktığını ve pasaportun, fotoğraf albümleri içerisinden nasıl çıktığını anlattı.

"Ha," dedi adam, bocalama içinde. "Şey... Yoksa her yerini okudun mu?"

Yaz, birden babasının yüzünde annesinin o günkü duygularını görür gibi oldu.

"Neden direkt annemle aynı soruyu sordun? Okusam ne olur? Orada ne vardı ki? Bilmece gibisiniz ya..."

"Durum şöyle," dedi adam, "Biz sana Yaz ismini verdik ama nüfus memuru, galiba kulakları ağır işitiyordu, Jelyazka diye anlamış. Herhalde bildiği en yakın kelimeye benzetti."

Avarya OyunlarıWhere stories live. Discover now