Benim Yarın Düğünüm var.

496 67 78
                                    


selam kuzular...

burayı boşladım sanıyorsunuz ama iki haftadır çok ağır bir nezle geçiriyorum. ve biliyorsunuz ilk mescidimiz, kalbimiz, gözümüzün nuru Aksa'da olanlar çok acı. inanın içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. panda gibi tüm gün yatıp kendimi dış dünyaya kapatmak istiyorum. engel olamadığım bir savaşın acısı göğsümün üzerinde bastıran çamurlu bir asker postalı gibi ağırlık yapıyor. Rabbim masumlara el uzatanları Kahhar ismiyle kahru perişan etsin... İsrail'in yıkılışını görmeyi bizim şu fani gözlerimizle görmeyi nasip etsin inşallah..

hepinizi seviyorum...

selam ve dua ile..

bölüm kısa biliyorum devamı düğün/nikah olarak yazmayı planlıyorum bu hafta sonuna kadar yetişirse eklerim inşallah...

xo xo xo

***


Sanırım.

Ve galiba.

Ben evleniyorum kızlar!

Yani ben bu adama nasıl hayır diyeyim? Yazık değil mi bana?

"Peki ailen ne olacak? Karşı çıkmayacaklar mı bu duruma?"

Ne de olsa her türk filminde ve türk dizi tarihinde olduğu gibi fakir kız ve zengin oğlanın evliliğine zengin oğlanın annesi muhakkak itiraz ederdi. Bu yazılı olmayan bir kanundur. Hepimiz biliyoruz değil mi?

"Bunu iki yoldan çözebiliriz," dedi Rüzgar kahvesinden bir yudum alıp sakince bana bakarak. "Onlara haber vermeden, kendi aramızda halledebiliriz. Çünkü biz yetişkin insanlarız." Kaşlarını kaldırıp bana baktı. Bir cevap bekliyor gibiydi ama cümledeki soru işaretini göremediğim için bir tepki de vermedim. "Ya da ailemi karşımıza alıp olayları büyütebilir, süreci uzatıp onları ikna edene kadar son gücümüze kadar savaşıp mücadele edebiliriz."

Kahvemden bir yudum aldım. Seçenekler oldukça çetrefilli sevgili okuyucu. Ailesinin haberi olmadan huzurlu bir şekilde evlenmek mi yoksa kavga dövüş bir mücadele içine girmek mi? Bilemedim doğrusu.

"Sen seç prenses. Annemi işin içine katıp her şeyi zehrine boyamasına izin verebilirsin. Ya da gittiği yere kadar sen ve ben, sadece ikimizin olduğu bir dünyada mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz."

Gözlerimi kısarak Rüzgar'a baktım.

"Bence sen kelime oyunu yapıyorsun. Seçenekleri çarpıtıyorsun gibime geliyor. Belki annen çok sevinecek evliliğimize. Belki destek olacak bize?"

Tamam bu ihtimali söylerken bile ağzımda kötü bir tat bıraktığını inkâr edemeyeceğim. Bu riske değer miydi? Yani Rüzgâr ailesine haber vermek istemiyorsa bu onun sorunu olmalıydı. Sonuçta benim babam evliliğimize razıydı.

Rüzgâr kesik bir kahkaha attı. Gülmekten çok öksürmek gibi bir tepkiydi.

"Semiha Aksoy'dan bahsediyoruz. Kabul etmiş gibi görünse bile, ki bunu bizi hayattan bezdirmeden yapmayacaktır, babamın durumunu bahane ederek düğünü ertelememizi isteyecektir. Ve seni kendine benzetmek, sosyeteye hazırlamak için de bunaltacağından eminim. Kendi halimizde küçük bir tören yapmak senin için çok mu özensiz olur? Yani Çırağan'da yapılacak bir düğünü mü tercih edersin?"

Ah hayır tabi ki yalak başında bir düğün yapma niyetim yok. Düğünleri de oldum olası sevmem zaten. Ayrıca düğünüme babam ve kardeşimden başka gelebilecek bir akrabam da yok. Yine de uğursuz bir başlangıç yapmak ne kadar doğru olur bilmiyorum.

Mavi Kuş ile Küçük KızWhere stories live. Discover now