İçerde misin? -İçerdeyim Baba.

758 121 248
                                    

selam ederim.

uzunca bir ara verdim hakkınızı helal edin ama yaz benim için göçebe hayatı demek. biraz dinlendim. siz de tatilinizi yapmışsınızdır inşallah.

artık evimdeyim ve yazmak için can atıyorum.

lütfen bu bölüme bol bol yorum yapın ki yazmak için hevesim gelsin. mutlu olayım. biraz şımarayım :)

"Oha noluyor  böyle?" "Bölüm burada biter mi?""Yeni bölüm ne zaman gelecek?" "Eline sağlık." gibi yorumları şimdiden bekliyorum :) 

bölüm çok uzadığı için yarıda kaldı ama devamını en kısa zamanda yazmaya çalışacağım. ayrıca yeni bir kurgu için de hazırlıklar yapıyorum. boş durmuyorum yani :)

hepinizi seviyorum. sabırla beklediğiniz için teşekkürler. umarım ağzınıza layık bir bölüm olmuştur.

keyifli okumalar...

Şennur Kasa


**



"Sen zeki bir kızsın. Ayrıca çalışkansın da. Senin gibi bir yeteneği kaybetmek istemiyorum ama okul hayatını zorluyorsa çalışmaya devam etmek zorunda değilsin. Okul senin için ilk sırada olmalı."

Zorundayım! Hatta ek iş bile yapmam gerekebilir. Çünkü hayat şartları çok zor. Özellikle de bir öğrenci için, İstanbul gibi büyük bir şehirde okuyan bir öğrenci için geçinmek ne kadar zor biliyor musunuz? Demek isterdim Kaya Beye ama kibarca gülümsedim.

"Zorlanmıyorum Kaya Bey. Çalışmak benim için de güzel bir aktivite oluyor."

Yalan! külliyen yalan! Çalışmaktan nefret ediyorum. Bütün arkadaşlarım hafta sonunu dinlenerek geçirirken ben huysuz hasta yakınları ile uğraşıyorum. Kibar ve nazik olmak zorundayım üstelik. İçimde bastırdığım öfke patlama noktasına geldiğinde seri katil olabilirim.

Kaya bey ellerini saçlarında gezdirmeye başladı. Üzerinde yeşil renkte spor bir gömlek ve altında kot pantolon vardı. Hafta içi olsa işe takım elbise ile gelirdi muhtemelen. Ama hafta sonları bütün insanlar gibi rahat takılıyordu. Ben hariç diğer insanlar gibi! Bense üzerimde aptal bir üniforma ile oyuncak bebek gibi gezmek zorundaydım. Zalımsın hayat!

"Bak ne diyeceğim? Ben biraz yoruldum ve de acıktım."

Ah canım benim ya! Tabi senin narin ve yakışıklı bedenin hafta sonu amele gibi çalışmaya programlanmamıştır. Sen bizim gibi ırgat değilsin sevgili Kaya. Soylu, asil ve zenginsin. Bu hayat sana göre değil. Biz ayrı dünyaların insanıyız.

"Eğer kabul edersen beraber yemeğe çıkabiliriz. Bence bugünlük yeterince çalıştık. İkimiz de. O yüzden... Ne dersin?"

Allah derim yakışıklı çocuk! Şakamı yapıyorsun sen bana. Senin evlenme teklifini yerim!

Dur bir dakika benimle evlenir misin demedi değil mi? Sadece yemeğe gideceğiz. Ben böyle aşkın ızdırabını...!

"Yani... Mesaim bitmedi henüz Kaya Bey? Doğru olur mu bilemedim."

İstemem yan cebime koy Kayacığım. Lütfen biraz daha ısrar et. Hoşuma gidiyor.

"Tamam ben patronunla konuşup izin alırken sen de üzerini değiştir ve kapıda buluşalım. Olur mu?"

Olmaz mı be! Çok tatlısın zalımın oğlu! Sana hayır diyenin ben... Neyse fazla coşmayalım.

"Siz bilirsiniz. O zaman ben gidip hazırlanayım."

Mavi Kuş ile Küçük KızWhere stories live. Discover now