the targaryen | downfall

Start from the beginning
                                    

Neşeli bir gündü.

Kızıl Kale'nin koridorları da yarış yapmak için yeterince büyüktü ve Tanrı Ormanı mevsimin bu vaktini en kırmızı haliyle karşılardı.

Biri Demir Taht'ın vârisi Rhaenyra Targaryen'in, diğeri ise Mhyris ile Daemon Targaryen'in küçük oğlu olunca; kimse çocuk prenslere laf edemiyordu. Bu rahatlıkla, Maerys birkaç heykele daha çarptı ve Luke neredeyse, tek başına dolaşmakta olan Aemond Targaryen'e çarparak çocuğu bahçeye inen merdivenlere düşürecekti. Son anda toparlanmış, ayağı kayarak yere düşen Maerys'e yardım edemeden, Luke ve Aemond birbirlerini tutarak ayakta kalmayı başarmışlardı.

"Biraz dikkat etsenize!" dedi Prens Aemond, kızmış bir sesle. Son anda düşmekten kurtulduğu için rahat bir nefes alsa da, sırıtıp duran en sinir bozucu yeğeni Lucerys'in onu tutmaya devam eden elini itmişti.

Elini geri iten Aemond'a kaşlarını çatmak yerine daha çok gülüyordu Prens Lucerys. Onu sinirlendirmek için elini tekrar uzatıp Aemond'un gümüş saçını çekiyordu ve huysuz prensin karşılığı da sinirle bağırıp onun elini tekrar itmek oluyordu.

"Sen de oynamak ister misin?" diye sordu Maerys. Kalçasını ovuşturup ayağa kalktığı esnada, Lucerys gibi gülmeye devam ediyordu. Keyifleri yerindeydi. Özellikle amcalarından birini kızdırmaya bayılıyorlardı.

"Hayır!"

"Sanki yapacak başka işlerin var." Lucerys'in alaycı lafı, Aemond'un kaşlarını çatmasını sağladı. Büyük dişli, kıvırcık saçlı ve piç olduğunu bildiği yeğeni onu deli ediyordu.

"Gidip bakıcılarınızın başının etini yiyin siz. Ufaklıklar!" dedi Aemond.

Lucerys ve Maerys birbirine bakıp sinsi sinsi gülmeye başladıkları an, Prens Aemond şüphelendi.

"Yine ne karıştırıyorsunuz?"

"Daena ile küstünüz diye mi böyle huysuzsun?" diye sormuştu Prens Maerys. Dişinin eksik olduğu yeri, sırıtırken, herkese sergiliyordu.

"Ne ilgisi var?" Aemond ona çıkıştı.

"Sana epey kızmış." dedi Lucerys.

"Onlarla göle pikniğe gitmediğin için gerçekten kızgın. Kendini bir yolunu bulup affettir, Aemond."

Prens Aemond, etrafını sarmış iki küçük çocuğa gözlerini kısıp baktı. "Sizi ilgilendirmez." dedi, huysuz hâlini hiç bozmadan. Lucerys'i ve Maerys'i kenara itti. Çocuklar ona söylenirken, Aemond yalnız başına koşturarak gözden kaybolmuştu.

Kuzenler de çok oyalanmadı. Tanrı Ormanı'na giden yarışlarına devam ederken, birbirlerini iterek mağlup olmamak için uğraşıyorlardı. Lord Beesbury ve Kral Eli Lord Strong'un önüne aniden çıktıklarında, küçük prensler, bu kez kaza yaşamadılar. Adamlara çarpmaktan son anda bir adım kenara kaçıp kurtulmuşlardı. "Dikkatli olun!" diyerek onlara hiç kızmadan, aksine gülerek uyarıda bulunmuştu Yaşlı Lord Beesbury. Fakat Lord Lyonel Strong'un, Prens Lucerys'in peşinden düşünceli bir bakışla bakması, küçük çocuğu da düşündürmüştü. Harwin Strong'un babası neden ona öyle bakmıştı ki? Yoksa Lucerys'in Harwin'e benzer görüntüsü onu da mı rahatsız etmiş idi? Çocuk prensin adımları yavaş yavaş güçsüzleşti. Maerys ona daha hızlı koşması için bağırsa da Luke'u tekrar yarışa adapte edememişti.

"Ne oldu?" Maerys yavaşladı. Kısa bir süre sonra yan yanalardı, Luke surat asarak yürüyordu. Maerys ise anlamaya çalışarak ona eşlik etti.

Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen Where stories live. Discover now