BÖLÜM 74• GÜN 96''

Start from the beginning
                                    

Abim...

Benim abim...

Gözlerim zar zor kıpırdadı. Bakışlarım Mete'nin yere dağılmış saçlarına doğru ilerleyen o ince kan sızısını takip etti. Mete'nin gözleri hâlâ açıktı. Aralık gözleri Sarp'ın yüzüne bakarken yüz ifadesi şokla ve acıyla doluydu. Şaşırdığı şey muhtemelen Sarp'ın onu yazması değildi. Belki onu yazdığını söylemesine bile şaşırmamıştı. Onu şaşırtan şey... Ölüm'ün tepkisi miydi?

Neredeyse ölüyor olması mıydı?

Şu an... Şu an ölüyor muydu?

Ne zaman ölecekti?

Konuşmaya çalışır gibi dudakları aralanmıştı fakat dudaklarından en ufak bir kelime bile çıkmıyordu. Ufak iniltiler... Kulaklarımı dolduran tek şey, o tiz ses ve buna eşlik eden iniltileriydi. Mete'den dilenen bir hayvandan çıkabilecek bu sesi duyabileceğimi hiç düşünmemiştim.

"Mete." Adını söylemeye çalıştım fakat kendi sesim kulaklarıma ulaşmadı. Konuşabilmiş miydim? Yoksa sadece konuştuğumu hayal mı etmiştim?

Beni duymuş muydu?

Sesim onu biraz daha hayatta tutabilir miydi? Gözleri açıktı ama... Ama... Hâlâ nefes alıyor muydu?

Kan neresinden akıyordu? Neresinden vurulmuştu? Kaç yerinden vurulmuştu?

Neden bu kadar çok kan vardı?

Mete neden hiç konuşmuyordu? Neden kimse konuşmuyordu?

Mete ölecek miydi?

Ben onsuz ne yapardım?

"Mete!" Bu sefer çığlığım kulaklarıma ulaştı. Sesin bana ait olduğunu bilmeme rağmen bir başkası kulağımın dibinde bağırıyormuş gibi hissetmiştim. Sesim zil sesini bile bastırırken duvardan güç alarak kendimi ileriye doğru ittim.

Yalpalayarak ellerimi yere dayadım ve dizlerimin üzerinde üç adım mesafesini hızla kapadım. Ellerim Mete'nin kolunu kavrarken yavaş yavaş o donuk görüş açısından kurtuluyordum. Mete'nin gözleri bana çevrildi. "Mete!" diye bağırdım. Ellerim bana dönük kolu boyunca hareket etti. Parmak uçlarım göğsüne kayarken hıçkırmaya başladım. "Ne- nerede?" Gözyaşlarım kontrolsüzce yüzümü doldururken ellerim deli gibi vücudunda gezinmeye devam ediyordu.

Kalbi değil... Kalbi değil... Kolunda da yok...

Öyle bir andı ki her şeyi daha da fazla hissetmeye başlamıştım. Yüzümdeki ıslaklık sanki bir denizden türemişti. Titreyen bedenim tüm duvarları da titretiyor gibiydi, sanki bir depremin ortasındaydım. Gözlerim hem Mete'nin vücudunun her yerindeydi hem de etrafımdaki her karışı görebiliyordum.

Sarp'ın şok içindeki yüzünü seçebiliyordum, kan uzun, sarı saçlarına ulaşmıştı. Kulağımda yankılanan öğürtülerin göremesem de Egemen'e ait olduğunu biliyordum. Diğerlerinin şok içinde öylece donup kaldıklarını biliyordum. Sanki sonsuzluktan beri orada öylece duruyorlardı...

Oysa...

Birkaç nefeslik süre geçmişti.

Mete yüzüme bakarken dudakları sıkıca kapandı. Korkmamam için çektiği acıyı benden gizlemeye çalışıyordu sanki. Kaşlarını çatıp yüzünü buruştururken, "Sol-" diye hırladı sıkılı dişleri arasından. "Omzum." Bedenini biraz olsun bana döndürdüğünde elinin diğer koluna sarılmış olduğunu ve tişörtünün omuz kısmının tamamen kana bulandığını gördüm.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Where stories live. Discover now